20. Aşkın Mührü

1.3K 194 63
                                    

"Sen gel yeter"

gözlerini gözlerinden hiç ayırmadan dökülmüştü bu söz Derya'nın dudaklarından.

Boran o kadar derin bakıyordu ki,

"Sen, gel de yeter ki"

deyip saklamak ister gibi göğsüne bastığı Derya'nın şakağına bi öpücük kondurdu.

" Hemen konağa girsen iyi olucak, yoksa ben gidemeyebilirim." derken hâlâ kokusunu içine çekiyordu.

Derya beklemediği yakınlaşmanın şaşkınlığı içindeydi, fakat Boran'ın kollarından çıkmak istemediği de  gerçekti.

Murat'ın bekliyor oluşundan sebep mecburen bi adım geri çekti kendini.
Sağ eliyle Boran'ın kirli sakallarına uzandı, yüzünü avuç içine yaslayan adamla, hep dokunmak istediği gamzelerine gitti başparmağı, Boran'ın eli Derya'nın elinin üstüne geldiğinde yavaşça dudaklarına götürüp avuç içine  öpücük bıraktı. Sonra avuç içini kalbinin üzerine getirdi. Avucunun içinde kaybolan eli kalp atışını hissettirmek ister gibi bastı göğüs kafesine, kalbinin ritmi o kadar hızlıydı ki, Derya'nın gözleri tekrar Boran'ın gözlerini buldu.

"Öyle bi ışık oldun ki hayatıma, sende gördüğümü görecekler diye aklım çıkıyor." avuç içine kondurduğu öpücüğü ile ayakları iyice yerden kesilen Derya donup kalmıştı. Göz temasını kesmeden arabaya binen Boran'ın aklı ardında kalan mavilerdeydi.

Uzaklaşan arabanın arkasından baktı gözden kaybolana kadar. İçi içine sığmazken, yüzündeki gülümsemeyi fark edip kendine çeki düzen verdi. Kalbinde çırpınan kelebeklere inat yüz ifadesini normale döndürmeye çalıştı. Hızlı adımlarla odasına çıktığında sırt üstü yatağına bıraktı bedenini.

İkisinin itiraf edemediğini değişen bir çift yastık gün yüzüne sermişti. Akşamı düşündükçe içi içine sığmayan Derya'nın yüzünde sersem bi gülümse istemsiz yer ediniyordu.

Çalan telefonu açtığında Selma'nın sesiyle ile kendine geldi.

"Derya müsaitsen bi kahve içelim mi?"

"İçelim bacım gelsene odadayım" demesiyle şaşıran Selma

"tamam geliyorum" desede neden odaya gel dediğini anlayamazken, iki dakika kadar sonra kapıyı tıkladı.

Derya kapıyı açıp misafirini içeri kabul etti.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum da sen iyi misin? Ayrı bir güzellik var sende. Aşk mı tazelediniz? Hayırdır?"

Bizim aşkımız daha çok taze diyemedi.

"Keyifli bir sabahtı diyelim."

"Öpücükler masaya kadar taştığına göre öyle olmuş belli ki. İyi ki geldin Boran'ı mutlu görmek çok güzel. Adam alışmıştı tabii herşeye surat asılmasına, senin güler yüzün güçlü duruşun bambaşka bi Boran çıkardı ortaya " deyip kıkırdadı Selma.

"Selma bana biraz Elif'i anlatsana"

"Öyle kuru kuru istihbarat vermem. Hani kahveler söyledin mi Ayşe'ye?"

"Ayşe'yi yormaya gerek yok burda herşey var canım." dedi başıyla illerdeki konsolu işaret ederek. "Türk kahvesi mi? Nescafe mi?"

"Hatuna bak iki günde odasına düzen kurmuş. Kaç senedir aklıma bile gelmedi ya. Süpersin vallahi hayranınım. Türk kahvesi rica ediciğim canım az şekerli" dedi sona doğru incelttiği sesiyle.

"Eeeee anlat bakalım o zaman seni dinliyorum."dedi makinaya kahveyi suyu ve şekeri ekleyip çalıştırırken.

" Biz yeni başladığımız dönemdi. Devran, tanışmamızı çok istedi."

Muhtemel Aşk  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now