İçli Köfte...

978 114 46
                                    

Derya'dan

    Elimde ki içli köfte hamuru ile manalı manalı bakışırken,

    "Ayyy Derya abla düşünce gücüyle açamazsın, bak tekrar gösteriyorum." diyen Ayşe'nin içinden çıkan eli maşalı öğretmen karşısında şaşkındım doğrusu.

    O yine ustalıkla elindeki bulgurlu hamuru inceltip içine cevizli, bol soğanlı, kıyma harcından koyup ustaca el hareketleri ile kapattı. Ben yine elindeki hamurla bakışmaya başladım. Zelfi, Ayşe'nin içinden çıkan usta öğreticiye göz devirip,

    "Derya abla biz yaparız sen zeytin yağlıları yapayım diyordun onlara başla, akşama çok kalmadı soğusunlar." deyip beni içine girdiğim saçma uğraştan kurtardı.

    Saçma da değildi aslında Boran seviyor diye heves etmiştim ama bu iş boyumu aşıyordu. Bükemediğim bileği öpecek yürekte bir insan olduğum için Zelfi'yi onaylayıp ada tezgahın başına geçtim.

   Bir kaç çeşit meze ve Zeytinyağlıyı hazırlarken,

    "Derya abla bu ev ne kadar güzelmiş, senin burası dururken konakta ne işin var? Benim böyle evim olsa sokağa çıkmam." diyen Ayşe geldiğimizden beri hayranlığını gizlemese de şuan tam anlamıyla aşka gelmişti.

    Zelfi'ye göz kırpıp,

   "Yaaa aslında ben de bir an önce buraya geçmek istiyorum da, ev çok büyük tek başıma çekip çeviremem. Boran'a söyledim bana güvenilir birilerini bul diye. Bakalım içime sinerse, sizi konakta bırakıp buraya kaçmayı planlıyorum." dediğim de elinde yuvarlağı köfte ile adeta donakaldı.

    Ablasının gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığının bile farkında olmadan başını bana çevirdiğin de elimdeki közlenmiş biberleri doğramaya devam ettim.

  " Zelfi şu yanda ki ev var ya onu da çalışanlar için yapmışlar, kutu gibi çok güzel sanki bu evin minyatürü."

   Ne yapmaya çalıştığımı hızla çözen Zelfi,

   "Eee Boran ağam Murat'ı ayırmaz yanından, siz taşınınca o da mı taşınacak?" dedi saf ayağına yatarak.

   Ayşe'nin yüzü iyiden iyiye düşerken,

   "Yok canım Murat, Bayram ağamı bırakmaz." diyerek kendini teselli eden haline bıyık altından gülsekte ses etmedik. Bi daha bana içli köfte için atar yapmazdı. Onun düşüncelere daldığını fark eden Zelfi,

   "Derya abla..." dedi peşinden önemli bir soru geleceği belli bir tonda.

    "Efendim güzelim." dedim elimdeki yoğurtlu salatayı servis tabağına alırken.

    "Devran ağam, pek mutlu bu aralar yaa."

   Lafın nereye geleceğini anlayıp, imâlı bir "Eeeee" deyince ağzındaki baklayı çıkardı.

    "Bu mutluluğun Ela hanımla alakası olabilir mi? Çok beğeniyorum ben savcı hanımı, Devran Ağamın yanına da gönlüme de yakışır."

   Bakışlarım onu bulduğunda sözlerin de oldukça samimiydi.

    "Yani... Bir şeyler varda adını koyamıyorlar gibi. Bende burda bir yemek yiyelim ortam olsun diyerek yola çıktım. İkisinin ortak alanı yok, biri akşama kadar adliyede. Diğeri desen şirkete mi koşsun, Tuğra'ya mı koşsun? Türkan yengem yanlız kaldı onunla mı ilgilensin? Bin parçaya bölüyor kendini. Devran'ın yeri ben de çok ayrıdır, mutlu olsun isterim."

   Zelfi gülen gözleri ile onayladı beni, algısı çok açık bir kızdı. Gözlemi ve tespitleri oldukça yerindeydi. Hayatın onu erken olgunlaştırdığı da gerçekti.

Muhtemel Aşk  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now