İnsanoğlu

1.2K 163 58
                                    

Sabah gözlerimi araladığım da Boran odada yoktu. Yastığı ve pikesini de kaldırmadan gitmiyordu. Bu hali bana komik gelirken, ağlanacak halimize gülemiyordum. Gece geç vakit geldiğini duysam da ses çıkarmamıştım. Benim uyuduğumu sanarak uzun süre basamakta oturup beni seyretmişti. Uyurken izlemesinin yeni bi alışkanlık olmadığını dün bilgisayar ekranında ki fotoğrafımla anlamıştım zaten.

Kalkıp giyindim, kahvaltıya inmek için can atıyordum. Ailem buradaydı, babamla aynı sofraya oturmayı bile özlemiştim. Üzerimde ki ölü toprağı sıyrılmış eski neşemi bulmaya çalışır olmuştu ruhum. Aşağı inerken babamın kaldığı odanın kapısını tıklattım,

"Günaydın babacım" derken sesim oldukça neşeli çıkmıştı yada ben öyle sandım.

Bana açılan kollarını görünce hemen kollarına sığındım. Yanında küçük bir kız çocuğuna dönüşüyordum.

"Otur bakalım hanım ağa konuşalım seninle biraz"

Odada ki iki berjere karşılıklı yerleştik.

"Boran iyi görünmüyor, sen iyiyim diyorsun ama değilsin. Böyle ne kadar devam edeceksin?" dedi sakin ve çözüm arayıcı uslübü ile huzur veriyordu.

Ayakta tutmaya çalıştığım neşem yüzümde solarken,

"Gitmemi istiyor, hatta sizinle dönemi" dedim gözlerimi kaçırarak.

O ise gözlerimi kaçırmama müsade etmeden elini çeneme yerleştirip bizi gözgöze getirdi.

"Sen ne istiyorsun?"

İşte kimsenin sormadığı soru buydu? Ben ne istiyorum. İnsanlar gitme Boran sensiz yapamaz diyordu yada Pınar gibi bırak git ne hali varsa görsün. Benim fikrimin bi önemi yokmuş gibiydi, babam yine farkını ortaya koymuş bambaşka bi yerden elimi tutmuştu.

"Ben onu bırakmak istemiyorum baba, ama kalışımın bizi daha büyük bir girdaba çektiğinin de farkındayım. Kendince iyiliğim için uğraşıyor ama kalbimi çok acıtıyor."

Düşünceli bi şekilde söylediklerimi dinledi,

"Kimse sevdiğinin yanında yıkılmak istemez Derya, Boran da senin gözünde düşmemek, acınası bi adam olmamak için direniyor. Gidersen dağılır. Gitmezsen de siz dağılacaksınız. Başka bir yol olmalı."

Evet başka bir yol olmalıydı ama ne?

İkimizin de sessiz kaldığı noktada onun da başka bir yol aradığını ama bulamadığını gördüm.

" Hadi kahvaltıya inelim babacım, bana düşünmem için bi kapı açtın, o başka yolu ben arayıp bulmalıyım."

Beraberce sofraya indiğimizde bu kez Devran hariç herkes sofradaydı. Selma ve Devran arasında ki durum canımı sıkmaya başlamıştı. Tuğra'nın etkileneceğini bile bile bu gerginliği devam ettirmeleri ikisinin de yapacağı iş değildi.

Baba kız sohbete dalınca en sona biz kalmıştık.

"Oooo babam kızını buldu bizi unuttu, Zeynep bak görüyor musun?"

Pınar'ın bu kıskançlıklarına artık alışmış olan Zeynep de ona uydu.

"Ali babam bizi unuttu da Bayram babamın da gözü gelininden başka kimseyi görmüyor. Deryam nerde? Niye inmedi daha? Hiç kızım gelmiş onu şımartayım yok."

İkisinin bu haline gülerek yerime oturdum. Boran yine oldukça sessizdi. Benim yerime cevap Zeynep babanneden geldi.

" Bence Ali Bey çok iyi bi kayınpeder, ikinizi de çok şımartmış ki bu kadar rahat konuşursunuz. Bayram'a gelince, onun için Derya deyince akan sular durur, Zeynep'ten önce kıskananı çok" deyip Şilan'a laf atarken Zeynep'e de göz kırparak gönlünü alıyordu.

Muhtemel Aşk  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin