Vakit Varken

1.1K 127 25
                                    

Uzun bir aradan sonra aksiyon dolu bir bölümle karşınızdayım.

Umarım keyifle okursunuz.


Derya'dan,

Mardin'den Kayseri'ye uzanan hattı gökyüzünden izlerken, göz yaşlarım boynumu ıslatıyordu, ne yanımda oturan yolcunun acıyan bakışları, ne de gelip geçen hostesin üzerimde olan gözleri umrumda değildi. O yüzüğü parmağımdan çıkardığım andan beri bütün vucudumu sanki o minik metal parçası ısıtıyotmuş da, yokluğunda buz tutuyormuşum gibi hissediyordum.

Şuan tek istediğim odama girip günlerce yorganın altından çıkmadan derin bir depresyonun dibine vurmak.

Hava alanından arabamı alıp Benan'a döndüğümü haber verdim. Defalarca arasa da açmamıştım, meraktan deliye dönmüştü kızcağız. Fakat onun sesi de bana hiç iyi gelmezken, eve kadar bu konuya takılmamaya karar verdim. Ne demişlerdi uçak da, önce kendi maskenizi takın sonra yanınızdakilere yardım edin.

Bu dağılmış halimle kime ne faydam olursa artık.

Binanın önüne arabamı park ettiğim de arabasına binmekte olan. Zerrin hanım görüş alanıma girdi kaşlarım çatılırken bu kadının burda ne işi olacağını tartıp biçmeye başlayan beynim, kendi derdini gerilere ötelemişti bile.

"Oooo Derya hanım, nasılsınız?"

Her zamanki burnu havada haliyle, benden çekindiğini gizlemeye çalışsa da, kızının benimle tanıştığı güne lanet ettiğine emindim.

"Teşekkür ederim Zerrin hanım, gayet iyiyim."

"Eşinizle olan problemleri çözdünüz demek ki, sevindim."

Sesinin içine kattığı buram buram yapmacıklık midemi bulandırsa da bu kadına karşı dik durmam gerektiğini biliyordum.

"Siz bu güne kadar benim çözemediğim bir problem duydunuz mu?"

Karşımda dudağının bir kenarı tembelce yukarı kıvrıldı, bu sinsi gülüşü hoşuma gitmezken, az ilerimiz de arabasını park eden Barlas'ın gözü üzerimizdeydi.

Baktığım yönü fark ettiğin de, Barlas'ı görmesi ile arabasına binip camını açtı,

" Bakalım size son hediyem olan yeni probleminizi çözebilecek misiniz?"

Kaşlarım çatıldığın da arabasını çalıştıp hızla uzaklaştı. Sorgulayan gözlerle bana doğru gelen Barlas'a baktım. Aklıma üşüşen binlerce ihtimal ile yüzüm gölgelendiğin de,

" Barlas, Benan... "diyebildim.

İkimiz de hızla merdivenleri tırmandığımızda kapıyı yumruklayan Barlas'ın çabası sonuç vermedi. Anahtarı takıp kilidi açmaya çalıştım fakat açılmadı.

Son bir umutla,

" Teras, terastan geçelim"diye bağırdım.

Hemen kendi dairesinin kapısı açan Barlas ile terasa koştuk. Biz terasın bel seviyesindeki ara duvarından atladığımız da çelik kapı açılmıştı. Barlas'ın benden önce ve uçarak aştığı mesafeyi kapattığım da darmadağın olan mutfağın kapısında elinde bıçak yere çökmüş haldeki Benan'ı gördüğüm de beynimden vurulmuşa döndüm. Dağılmış saçları yüzünü kapatırken, Barlas önünde diz çöktü. Titreyen parmakları ile saçlarına dokunmaya kıyamaz gibi yavaşça yüzünü açığa çıkarmak istediği kıza seslendi,

"Benan..."

Sesi sanki içinde ki bir yangından kurtulup çıkmış gibi kısıktı.

Onun uzanan eli ile aynı kısılık da,

Muhtemel Aşk  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now