Zelfi

948 117 18
                                    

"Cihan Ağa!" dedi üstüne vurgu yaparak tekrar etti. "Cihan AĞA!"

   Güldüm alaylıca,

   "Ağalık senin için töreleri kafana göre kullandığın gün bitti. Unuttun mu yoksa?" dediğim de işte şimdi damarına basmıştım.

    Bana cevap vermek için ağzını açacaktı ki yüzünde patlayan tokatla olduğu yerde kaldı. Anın şokuyla tokatı atan eli takip ettiğimde Zelfi'yi dimdik Cihan ağanın karşısında  buldum. İki tarafın da korumaları silahlarını çekerken, ben Cihan'ın yüzüne tereddütsüz bakan Zelfi'nin gözlerin de intikam ateşini gördüm.

    "Sen nasıl bir adamsın ki on yedi yaşında bir genç kızın zorla evlendirilmesine göz yumdun, üstüne bir de her ay o şerefsize para yolladın." diyerek yüzüne tükürür gibi konuştuğunda, Cihan'ın sinirini kontrol etmek için yumruklarını sıktığını gördüm. Kulaklarına kadar kızaran yüzü ve boynun da belli olan damarlar ile kabul etmeliyim ki korkutucu görünüyordu.

   " Sen kimsin kadın? Kimden bahsediyorsun? Ben kimseye para falan yollamadım." dedi sıktığı dişlerinin arasından.

   Zelfi ise hiç de korkmuşa benzemiyordu. Bu kız benden de deliydi. Bir adım daha atıp aralarında ki mesafeyi iyice azalttı.

    "Madem ağayım diyorsun, önce yaptıklarını kabul et. Yok sen yapmadın, adına iş yapılıyorken farkına varmadıysan da ağayım diye ortada gezme." dedi gözlerinde zerre korku belirtisi olmadan.

    Bu söz ağır gelmiş olacak ki Cihan'ın ifadesi değişti. Karşısındaki kızın yüzünü ezber etmek ister gibi baktı bir süre, etrafımızda ise meraklı gözler artıyordu. Kendi için de fısıldaşan insanlar beni işaret ederek konularını belli ediyorlardı. İsmimi çok duysalar da, çoğusu benimle yüz yüze gelmemişti.

   "Hanoğlulları bu burada bitmedi. Bu tokadın da hesabını soracağım size." dedi tehditkar tavrından ödün vermeden.

    "Boran Ağa'ya ve Devran Ağa'ya selamını ileteceğim. Eminim bu yaptığını duyunca onlarda seni görmek için can atacaktır. Yüreğin yetiyorsa Hanoğlu erkeklerinin karşısına çık. Yok yetmiyorsa biz kadınlar da senin hakkından gelebiliriz." dedim dalga geçer gibi. "Hadi kızlar, burda çok oyalandık." deyip güzellik salonuna doğru adımladım. Zelfi hemen peşine takılırken, Ayşe Murat'ı bırakmak istemeyerek duraksadığında,

    "İçeri geç güzelim, ben siz çıkana kadar burdayım." deyip onu da içeri yönlendiren Murat'ın varlığı benim de içimi rahatlatıyordu.

    İçeri girdiğimizde başında ki boya paketleri ile dışarıda ne olup bittiğini anlamaya çalışan Ela'ya durumu anlattım.

   "Bu adam uyanık geçiniyor ama Zelal'in elinde oyuncak olmuş malesef. Zelfi'cim nasılsın?" dedi sıcacık bir yaklaşımla.

    "İyiyim Ela hanım, bu adamın hep adını duydum ama yüzleşebileceğim hiç aklıma gelmezdi. Hafiflemiş hissediyorum." dediğinde,

    "Yanlız senin durumundan gerçekten habersizdi sanırım. Yani şimdiye kadar yaptığı hiç birşeyi inkar ettiğini görmedim. Zelal'in aksine kartlarını açık oynayan bir tarafı var. Başına silah dayalıyken Boran'a meydan okudu yine yan çizmedi." dedim her zaman ki gibi hak perest tarafımı susturmayarak.

    Zelfi de benimle aynı fikirdeymiş ki,

  " Bana da habersizmiş gibi geldi ama hiç de pişman değilim Derya abla. Kız kardeşinin elinde oyuncak olmasaydı." dediğinde haklılığı karşısında sessiz kaldım. Ayşe bizi sessizce izlerken,

    "Murat kapıda ama ağamlara da haber versemiydik." dedi endişesini belli ederek.

    "Korkma güzelim zarar vermek isteselerdi burayı tercih etmezlerdi. Göz dağı vermek isterken kendisi ibretlik oldu" deyip kıkırdadım.

Muhtemel Aşk  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now