12.Konak

1.4K 210 54
                                    

Geç vakit konağa vardıklarında herkes uykuya teslim olmuştu. Odalarına geçtiklerinde ikiside nasıl davranacaklarını bilemez haldeydi.
Derya yorgunlukla yatağın ucuna oturdu. Boran valizleri kenara bıraktı. Bi süre sessizlik oldu. Bu oyunu oynayacaklardı ama oyunun kurallarını oynarken yazıyorlardı. Aynı yatakta mı yatacaklardı, Derya bu fikirden çok rahatsız olmuştu. Derken, Boran gardıroba doğru adımladı. Sürgülü kapakları sağa sola kaydırıp aradığını buldu. Üst raflardan birinden yastık çarşaf ve pike üçlüsünü aldı. Oturma alanındaki L kanepeye bıraktı.

"Ben yatağımı yapayım hanım ağam. Sen banyo da işin varsa geç istersen."

Bu adamın her detayı düşünmüş olması Derya'yı çıktığı yolda daha da güçlü hissettirirken, pijamalarını alıp banyoya geçti. İşlerini halledip çıktığında sadece baş ucundaki zarif abajurun ışığı odayı aydınlatıyordu. Boran kanepenin yatağa bakan ucuna yastığını yerleştirmiş. Derya'nın rahatsız olmaması için onu görüş açısından çıkarmıştı. Yatak örtüsünü açıp içine giren Derya'nın da sırtı Boran'a dönüktü.

Odalarında ki ilk geceyi böylece sabah eden çiftten ilk uyanan yine Derya oldu. Saatin 7 olduğunu görünce kalkıp kıyafetlerini alarak banyoya geçti. Duşunu aldı,üstünü giyindi. Saçlarına bir havlu sarıp çıktı. Saç kurutma makinesini açıp Boran'ı uyandırmak istememişti. Sessiz adımlarla terasa çıktı. Güneşin Mardin'i aydınlatışını izledi.

İçeri girdiğinde Boran'ın yatağı boştu. Banyodan gelen su sesiyle duşa girdiğini anladı. Kanepedeki pike, çarşaf ve yastığı toparlayıp gardroba koydu. Yatağını düzelttiği sırada Boran, siyah kotu ve beyaz tişörtüyle banyodan çıktı.

"Günaydın hanım ağam" dedi gülümseyerek.

"Günaydın Boran ağam. Kahvaltı saat kaçta acaba?" dedi hafiften ti ye alarak.

"8.30 da lobinin yanında ki avizeli salonda." dedi o da Derya'nın esprili yaklaşımına katılarak.

"Bugün için özellikle yapmam gereken bişey var mı?" dedi rolünün gereğini yapmalıydı.

"Hmmm bugün beyaz giyersen iyi olur, altın takı takmam gerekiyordu sanırım, düğün takılarından seç kafana göre."

"İyi de takılar bende değil ki."

"Nasıl yani?" dedi Boran

"Ben düğün günü hepsini bir sandığa koyup Selma ile annene yolladım."

"Vay akıllıca bi hamle de yanlış kişi sanki."

"Mutlaka babannenin yanındayken ver diye de tembihledim."

"O zaman altınların sağlamdadır hanım ağam."

"Altın takmayı yani öyle bilezik falan pek sevmem ama şartsa takayım." dedi Derya istemeye istemeye.

"Ben onlardan senin kullanmayı düşündüklerin hariç kasaya yollatayım."

"İyi olur Boran ben o sorumluluğu almak istemiyorum. Annene de bunun için yolladım. Babannene yollıyıp onu çiğnemek istemedim."

"O seni öyle güzel çiğneyip geçecek ki, bu iyi niyetini devam ettirmen mümkün değil." dedi Boran umutsuzca.

"Dilber hanıma Anne demek zorunda mıyım?"Derya annesinden başkasına anne demek istemiyordu. Özellikle bu kadın kendisine açıkça savaş ilan etmişken.

" Hayır değilsin, o sana karşı görevlerini yerine getirmedi ki, sen buna rağmen yeterince saygılısın. Ama kendini suçlu durumuna düşürmeden kendini savun Derya, asla onların karşısında ezilen bir gelin profili olmanı istemiyorum." dedi.

Muhtemel Aşk  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now