Mucizeler Var Mıdır?

886 99 3
                                    

Devran'dan,

Ela'nın evin de onun yatağın da kolumda Tuğra ile yatıyordum. Buraya gelirken planım burada kalmaktı zaten ama Tuğra'nın uyuyakalışı işimi kolaylaştırdı.

Şuan bana yavaş yavaş kapılarını açan kadın çok yaralıydı. Selma'nın gelişi ve cüretkar giyimi onu kötü hissettirdiği için kaçar gibi gitmişti. En büyük korkusu benim de onu yetersiz bulup eleştirmem yada terketmem. Bunun için benden kaçıyor, sürekli gözlerini kaçırması, kızaran yanaklarını ve hızlanan kalbini benden saklamaya çalışması hep bu yüzden. Fakat atladığı bir şey var ki ben onun gibi toy değilim. Bana nasıl çekildiğini görüyorum ve hislerime güvenmesem asla ona doğru adım atmam.

Oğlumla bu eve gelmemde ki amaçda buydu, hayatımıza dahil olmasını istiyorum ve bunu Tuğra'nın da bizimle beraber kabullenmesi lazım. Tamam şuanda sadece bir arkadaş ziyareti ama Ela'nın hayatımızda olacağını öğrendiğinde buna biraz olsun alışmış olmasını ve aralarında güzel başlamış olan arkadaşlığın kuvvetlenmesini umuyorum. Çocuğu olmayan birinden aynı duyguyu ve aynı hassasiyeti beklemek adil olmayacağı gibi aslına bakarsanız kimsenin de becerebileceğini düşünmüyorum. Ben Tuğra doğduğu gün büyüdüm, çünkü artık korunan değil koruyandım. Öyle olmak zorundaydım.

Kolumda uyuyan yakışıklının keyfi yerindeydi de benim uyuyasım yoktu. Selma'nın yaptıkları ve yapacakları beni korkutuyordu. Artık onu tanıyamaz oldum. Bu akşam yemeğe gelişi, rahatlığı, öz güveni şaşılacak şeydi doğrusu. Cesaretini takdir etsem de beni zerre etkilemediği gerçeğini de açık açık yüzüne söylemiştim. Ela'yı çözerse, onu nerden vuracağını bir anlarsa işler daha da çirkinleşirdi ki, ben Tuğra için bunu istemiyordum.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama koridorda ki hareketliliği hissedip gözlerimi kapattım. Etrafı dinlerken Ela'nın ürkek adımlarla odaya girdiğini anladım. Yatağın benim olduğum tarafımda küçük bir çökme oldu, zaten kuş kadar olduğu için fark etmeyeceğimi düşünmüş olmalı.

Onun korkuları benden de büyüktü. Mutsuz bir ailede büyümüş, ailesinde yaşananlardan daha da kötüsünü yaşadığı evliliğinde, bir kadın için en acımazca olan noktalardan vurulmuştu. Benim mazim ve geride bıraktığımı sandığım ama boşanınca üzerime tekrar yapıştırılmaya çalışılan çapkınlık sıfatı, onu daha da korkak yapıyordu. Bir de işin aşiret boyutu vardı ki, beni de onun kadar düşündüyordu. Bu yola çıktığımızda işi gereği karşısında durması gereken töre düzeninin mecburen ortasına düşecekti ve çevresi beni ona yakıştırmayacak, ötesine geçip bolca eleştirecek hatta yargısız infaz yapacaklardı.

Uzun bir süre uyuduğumu sanarak beni izledi. Akılından neler geçtiğini bilmek isterdim. Uyurken izlenmek hoşuma gitmişti, bana çekilmesi gururumu okşuyordu. İç çekerek hareketlendiğini farkettiğim de bileğinden tutup durdurdum. Gözlerimi açmadım çünkü göz temasında panik yapıp kaçacağını biliyordum. İlk şoku atlatmasını bekledim, kaçmayacağına emin olunca bileğini bırakıp yatakta ona yer açtım, şansımı fazla zorluyordum ama bana ihtiyacı vardı, hissediyordum. Bi süre sonra başını göğsümde hissedince ne zaman tuttuğumu anlamadığım nefesimi bıraktım. Üzerini örttüğüm de üşüdüğü sıcağa sokulan halinden belliydi.

"Çok üşümüşsün güzelim" dedim kolumu omzuna sararken kalbinin atışı hızlandı. Heyecanlıydı, korkuyordu ama yanımdaydı. O cesur bir kadındı sadece sevilmeye ve güvene ihtiyacı olan, yalnızca tekrar yıkılmaktan korkan cesur ve güzel bir kadın. Korkularını gidermek için bende kendimi ona açtım,

"Ben de en az senin kadar korkuyorum Ela, ama korkum bizden yana değil. Sana istemeden yaşatacaklarımdan korkuyorum. Benim yüzümden seni üzüp kırarlar diye korkuyorum. Senin yanına yakıştırmazlar, bizi denk bulmazlar diye korkuyorum."

Muhtemel Aşk  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now