Tanıdık Kalp, Uzak Akıl

1K 114 3
                                    

     Derya'dan

    "Gitmek mi istiyorsun?" diyen abim kadar bende şaşkındım, burda kalacağımı mı düşünüyordu?

    "Siz burada kalacağıma nasıl ihtimal verdiniz?" dediğim de gözüm merdiven basamağında sessizce bizi dinleyen adama takıldı. Buruk bir tebessümle izliyordu sadece. Hastanedeyken gideceğimi imâ ettiğim de tepki vermesini beklemiştim ama o sessiz kalmayı tercih etmişti. Şimdi de öyle yapıyordu ve açıkçası şaşırtıyordu. Sanırım,
'Hatırlamasan da sen benim karımsın, karnında çocuğumu taşıyorsun gidemezsin'  demesini falan  bekliyordum. Kafam da nasıl bir kro canlandırdıysam artık.

    Dünden beri ne desem, ne yapsam açığını yakalayamamıştım. Ne sorsam detay vermese de gizlemeden anlatıyordu.

    "Güzelim doktor hatırlamadığın zamanı nerede geçirdiysen orda kalmanın iyi olacağını söyledi. Bizimle gelirsen iyileşme sürecini uzatmış olursun." deyip Boran'a döndü. "Sen  gitmek istediğini biliyor muydun?"

    "Gerekli mesajı vermişti avukat hanım." dedi gayet sakin.

    "Sen de bizimle gelmesini kabul ediyorsun yani?"

    Alaycı bir gülümseme sundu,

    "Gördüğün gibi benim fikrimin bir önemi yok." dedi bakışlarını bana değdirmeden.

    "Bunun ikinizle alakası yok ki Boran. Doktorun söylediklerini sen de duydun, Derya'ya söyleyebilirdin."

     "Eminim söylesem doğruluğunu sorgulardı Serdar.  Bu kadar ön yargılı olmasına sebep olacak ne yaptım bilmiyorum. Ben de eşimi kaybediyordum, mucizemi kaybediyordum. Boran'ı tanımıyorsa da kendini tanıyor, istemese hangimiz Derya'yı Mardin de tutabilirdik." deyip ayaklandı.

     "Bana ayrıca dert anlatmasın diye şuan bu odadayım, duymam gerekeni duyduğuma göre siz abi kardeş devam edesiniz." deyip çıktı odadan.

     Söyledikleri boğazıma bir yumru gibi oturdu, kızsa bağırsa tavır yapsa bu kadar içime dokunmazdı. Niye böyle olmuştum ki, çıkmadan bana baksın istediğimi fark ettim o anda. Ne ara alışmıştım...

    "Derya" diyen abimle gözlerimi kapıdan çekebildim.

    "Efendim" dediğimde suçlu çocuktan farksızdı sesim.

    "Niye bu kadar zorladın Boran'ı? Senin yaşadıkların zor da, onun ki çok mu kolay?" dedi her zaman ki adil tavrıyla.

     "Siz niye beni elin adamıyla hastane de bıraktınız?" dedim kuyruğu dik tutmaya çalışarak.

    "O elin adamıyla evlisin sen güzelim. Beraber çocuk büyüteceksiniz, iki gece gözünü kırpmadan senin yoğun bakımdan çıkmanı bekledi. Güvenmesek bir adım yanına yaklaştırır mıyız? Ona güvenmiyorsun, bize de mi güvenmiyorsun?" dedi gayet sakin.

    "Abi hiç tanımadığım biriyle evliyim, hamileyim ve senin önceliğin Boran ağanın kırılan kalbi mi?" dedim  sanki kendi içim acımamış gibi.

    "Hayır güzel kardeşim, ben kendi paçamı kurtarmanın derdindeyim." deyince boş boş baktım yüzüne. "Sen yarın öbür gün hatırlayınca, Boran'ı üzmene müsade ettim diye bana çıkışacaksın çünkü." deyince kaşlarım havalandı,

    "O kadar çok mu seviyordum onu?" dedim inanamayarak.

    " Yaptığınız fedakarlıkları hatırlayınca çok üzülürsün Derya. İkiniz de birbirinizi seviyorsunuz, kabul et demiyorum ama hafızan yerine gelince üzüleceğin şeyler yapma." deyip çıkmak için ayağa kalktı.

Muhtemel Aşk  (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora