Bölüm 47

2.3K 40 7
                                    

    İçeri girdiğinde mağazanın parfümü andıran güzel kokusu, İçinde barındırdığı şık giysiler kızın aklını başından aldı. Harikalar dünyasına girivermişti adeta. Renk renk elbiseler, birbirinden güzel

çantalar, ayakkabılar. Hepsini yüklenip gidebilse çok iyi olurdu. Müşterilerin beklemesi için hazırlanmış, rahat, canlı renklere sahip koltuklar; oymalı, beyazın asaletini taşıyan,zarif sehpalar, kıyafet deneme kabinlerinin parlak mavi kumaşı.....Her gördüğüne bayıldı....Kendini çabuk toparladı ama. Vitrindeki elbiseyi göstererek:

''-Çok güzel bir parça. 38 bedenini denemek istiyorum.''

Görevli kız:

''-Tabii efendim.''diyerek, karşıda askılarda dizili elbiselere yöneldi. Biraz aradıktan sonra buldu, istediğini:

''-Buyurun!''dedi.

Serpil, kabine geçerek, üzerine geçirdi krem saten elbiseyi ama, göğüs ve basen kısmında potluklar vardı, bunların düzeltilmesi gerekiyordu, tezgahtar kıza:

''-Bir alt bedeni var mı?''

''-Üzgünüm, yok. En küçük bu. Ama terzimiz düzeltme yapabilir.''

''-Sevindim. Hemen yapalım lütfen.''

''-Bir dakika.''diyen görevli arka tarafa geçti ve hemen sonra yanında başka bir bayanla döndü. Terzi kadın toplu iğneler ile lüzumlu değişiklikleri yaptı. Serpil, son anda:

''-Boyunu da kısaltalım. Üç dört santim yeterli olur.''diye ekledi. Şimdi tam istediği gibi olmuştu. Kadına bakarak:

''-Ne zaman alabilirim?''

Terzi bayan:

''-Bugün çok yoğunuz. İki düğün için sipariş aldık ama, yarın bu saatte hazır ederim.''

''-Uygun. O halde yarın sabah gelip alırım ve ödemeyi yaparım. Sormayı unuttum, fiyatı nedir?''

Tezgahtar atıldı hemen:

''-İki bin lira.''

''-Tamam o halde anlaştık. Yarın görüşmek üzere.''derken memnun gülümsedi, yarın alıp, İstanbul yoluna çıkarım, diye düşündü. Sakin ve ince hareketlerle çıktı oradan. Ağır ağır yürürken, işler yolunda gidiyor diye düşündü. Planı da hazırdı. Annesine, Nermin'e gidiyorum, gece orada kalırım diyecekti. Arkadaşına da önceden tembih etmişti, yalanı ortaya çıkmazdı. Kendi kendine güldü, düşünmeye ve yürümeye devam etti. Akıllı kızım ne de olsa, diye övünmekten de geri durmadı. Amma da şaşıracaklardı.....Yarışma sonucu açıklanıp, her yerde boy boy resimlerini görünce de daha şaşkın olacaklardı. Serpil neymiş, hepsi anlayacaktı. Karşı kaldırıma geçerken yine yavaş adımlarla, olduğu yere takıldı kaldı aniden....Ayakkabısının ince topuğu, bozuk yolun taşlarının arasına girmiş, çıkmıyor bir türlü. Çekiştirmeye başladı, ısrarlı...Yok! Yok olmuyor!...Birtakım insan bağırışları duysa da anlamadı ne denildiğini. Ayağını kurtarmak için uğraşmakta. Birden hızla giden, bir otomobili burnunun dibinde gördü, gerisi yoktu kızda.....

    İçinde birkaç delikanlı bulunan araç, aşırı hız yüzünden duramamış ve genç kıza olanca şiddeti ile çarpmıştı. Serpil, bir iki metre havaya doğru hızla yükseldi, sonra sağa doğru birkaç metre ileri fırladı, sürüklendi sanki.....Çantası, ayakkabısı savruldu gitti etrafa.....Acı fren sesinin ardından, önce bir sessizlik yaşandı. Derken, bu iç acıtan sesi duyan insanlar koşup toplandılar çevresine....Bir kadın:

''-Bağırdım, dikkat et, araba çarpacak diye ama, duymadı. Yazık!! Yazık!! Güzel kızmış!''derken, ancak uzakta durabilen  gençler yetişti yanlarına. Biri:

SEVMEK ÇOK ZOR (1) (RUMELİ  YÜREĞİM)(TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now