4. Ya Senin Anan Gider Ya Benim Anam

6.9K 602 97
                                    

Mehmet Güven son yolculuğuna biricik karısı Sevgi Güven'in yanına uzanarak başladı. Yine yan yanaydılar. Mersin'de yapılan cenaze töreninden sonra kucağındaki Bilge ile gökyüzüne bakan Hasan Ağa "Sarı kızım hadi baban için gül bakayım. Bak, artık annenin yanında ve seni izliyorlar. Sen üzülürsen onlarda üzülür. Güzel çocuğum ben varım Meryem annen var seni kimselere bırakmayız tamam mı kurban olduğum?" dedi.

"Ben neden babamla annemin yanına gidemedim? Ben babamı istiyorum Hasan amca. Ne olur babamı çağır gelsin ne olur Hasan Amca söz bir daha sana Hasan baba demem ama babam gelsin ne olur Hasan amca" diye ağlayan çocuğa bakakaldı Hasan Ağa.

"Bana neden baba demeyeceksin kuzum ben de senin baban sayılırım hem..."

"Olmaz! Olmaz! Ben sana baba dedim diye babam küsüp gitti o yüzden demem artık."

"Bunu nereden çıkardın güzel kızım baban buna hiçbir zaman kızmazdı, söyle bana yavrum nereden aklına geldi bu?"

Gözleri ağlamaktan kızarmış çocuk son derece yorgun bir sesle konuştu.

"Sen ben üzülmeyeyim diye böyle söylüyorsun ama, Bekir ve Emine nine söyledi bana. Artık bir daha söylemem ne olur babam geri gelsin, ne olur babamı istiyorum Hasan amca. Ben, ben çok acı çekiyorum lütfen lütfe..."

Hasan Ağa kollarında kendinden geçen çocuğa korkuyla bakıp hemen arabaların olduğu yere yürüdü. Ardından koşturan Meryem Hanım ve Hüseyin de hızlı bir şekilde arabaya bindi.

"Çabuk hastaneye Mustafa çabuk, yavruma bir şey olursa anam demem evladım demem yakarım ikisini de."

Hastaneden hayal kırıklığı, öfke, hayret, üzüntü, inanamama gibi farklı duygularla çıkan Hasan Kara ve ailesinin tek amacı Nazlı Bilge'yi koruyup kollamaktı. Akşama üzeri Diyarbakır'a doğru yola çıktılar. Bilge ise tamamen susmuş ve içine kapanmıştı.

Yorucu saatlerden sonra konağa varan aile sessizce odalarına dağıldı. Bilge'yi odalarına götüren Hasan Ağa ortalarına yatırdığı kızın uyanmasıyla "Korkma kurban eve geldik" dedi.

Bilge ise "Ben evimize gideceğim babam beni bekler. Gitmezsem üzülür ne olur beni eve götür..." diye bağırıp ağlamaya başladı. Meryem Hanım ve Hasan Ağa ne yaptılarsa küçük kızı susturamadılar.

Bilge aklına yeni gelen düşünceyle ağlamasına ara verip "Hasan amca beni nineme götür ne olur" dedi.

Karısının onayıyla gece yarısı Hatice kadının kapısına dayanan Hasan Ağa çocuğu yaşlı kadına teslim etti ve tekrar evine doğru yol aldı. Hızlı adımlarla yatak odasına giren Hasan Ağa karısının üstüne yürümesiyle küçük kıyametin kopmak üzere olduğunu anladı.

"Sen Hasan Ağa, şeytan ananı onca olan biten şeye rağmen getirdin başıma çıkardın. Sana verdiğim evlatlara rağmen yeğenini kuma olarak üstüme getirmeye kalkan ananı durduramıyorsun değil mi? Yıllar önce çocuklarımı alıp Antalya'ya abimin yanına nasıl gittiysem yemin olsun yine aynı şekilde aslanlarımı ve kızımı alır giderim. O kara günlerde beyin kanaması geçirmeseydin asla sana dönmezdim. Neden biliyor musun? Sana verdiğim iki tane erkek evlada rağmen sen beni ezip geçtin. Anandır diye o şeytanı dinledin ya, sen o gün ben de bittin. Eğer ki abim bana kol kanat germese, buralardan ayrılmasaydım o kadın bu konağa gelecekti değil mi? Şimdi, bu kez ben sana seçim hakkı vermiyorum ya bu evden anan gidecek ya da çocuklarımla ben. Bekir'imi zehirlemesine daha fazla seyirci kalamam. Oğlumu anana feda etmene izin vermem. Ananı sokağa at demiyorum, gidip görme demiyorum. Ama bu çatı altında olmaz artık ne yap et anana ayrı ev aç. Ha! Konak anamın hakkı diyorsan o zaman evlatlarımla bana ayrı bir ev aç. Son lafım budur. Kuma gelmesine razı gelmedim diye ananın doldurmasıyla bana attığın dayağı unutmadım ben. Nur içinde yatsın Mehmet kardeşim seni girdiğin yanlış yoldan çıkardı. Hayatında hiç ailesi olmayan bir adam sana sahip olduğun ailenin önemini hatırlattı. O yüzdendir ananın el kadar çocuğa zehri."

Utançla başını öne eğen Hasan Ağa "Haklısın" dedi.

Aynı zamanda kapının diğer tarafında Bilge'yi merak edip gelen ve duyduklarıyla şok olan Hüseyin vardı. Artık büyüdüm koca adam oldum diye gezen Hüseyin duyduklarının etkisiyle iç çeke çeke ağlamaya başladı. Dışarıdan gelen sesle kapıyı açan Hasan Ağa oğlunun ağladığını görünce ona sarılmak için adım attı, ancak bütün bu yaşananları kabullenemeyen Hüseyin babasını durdurmak için elini kaldırdı ve Hasan Ağanın beklemediği kadar ağır konuştu.

"Ya senin anan gider bu evden ya benim anam ama bilesin ki ben anamı yalnız bırakmam Hasan Ağa. Zalime susan ona onay vermiş olur bunu bana sen öğrettin. Sabaha bu işi hallet Hasan Ağa hallet ki yine babam ol, atam ol ama zalim olma."

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now