13. Diyarbakır

5.5K 509 328
                                    

Avukat Kemal, Diyarbakır işini daha sonra kararlaştıracaklarını söyleyerek konuyu kapatmıştı. Oysa Bekir'in bu konuyu kapatmaya niyeti yoktu. Evden çıkarken kendine arabaya kadar eşlik eden adama döndü ve Kemal'in beynini yakacak cümleyi söyledi.

"Bilge'yi anne ve babamdan çaldın avukat. Ailemin senelerce mutluluğunun yarım kalmasına neden oldun. O bize ait ve okul bittiği zaman Bilge gerçek ailesinin yanına dönecek."

" Senin şımarıklığın yüzünden, senin kötü kalbin yüzünden o kızı çöp gibi kapının önüne koyuverdi sevgili anan ve baban. Şimdi ne oldu da Bilge aşkınız depreşti bilmiyorum, ama benim kızım sizin oyuncağınız değil. Hayatta olduğum sürece kızımı kanımın son damlasına kadar korurum. Artık çık git hayatımızdan" diyen Kemal karşısında duran adamın ne tür bir ruh hastası olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Bekir, "Bilge ile aramızda duran senin hayatınsa Kemal amcacığım bana kalırsa zaten yeterince yaşamışsın sen. Bilge'yi evine götürmeme engel olan herkesi yakar geçerim" dedi son derece kararlı bir şekilde.

"Bilge geçmişte ona yaşattıklarını hatırlarsa ne olacak Bekir? Onu sadece tehdit etmedin. Onun saçını çekmekten fazlasını yaptın. Kızımın nefes almasını engellemek için ağzını burnunu elinle kapattığını biliyorum. Onun hareket etmesini engellemek için üzerine oturduğunda kaburgasının çatladığını biliyor muydun Bekir? Bilge'ye verilen sütün içine tükürüp ona zorla içirdiğini hatırladın mı peki?" diye soran Kemal'e ne diyeceğini bilemeden bakan Bekir hızla arabasına binip uzaklaştı.

"Allah beni kahretsin! Allah beni kahretsin! Nasıl bir şerefsizlik yapmışım ben? Bunca sene nasıl vicdanım sızlamadı hiç? Nasıl bir canavarmışım ben?"

Kendi kendiyle kavga eden Bekir geçmişe dair zihnini yoklayınca hatırladıklarının ağırlığıyla ezildi. Kemal'in söylediklerinden çok daha fazlasını yapmıştı Bilge'ye. Unutmayı seçtiği kötü geçmişinin hatıraları fazla gelince kurtuluşu içkide bulan Bekir sızana kadar içti, içti...

Öğlene doğru berbat bir baş ağrısıyla uyanan Bekir kendine gelmek için duş alıp, bir şeyler atıştırdı. Geçmişte yaptıklarını tek tek düzeltmeye karar verdi. Artık hayatının en önemli amacı Bilge'yi mutlu etmek ve her türlü kötülükten korumaktı. Kimse Bilge'nin canını yakamazdı. Bunu deneyeni kim olursa olsun hatta babası bile olsa öldüreceğini düşündü. Verdiği kararla vicdanını rahatlatan Bekir dün telefon numarasını aldığı Bilge'yi aramaya karar verdi.

"Kötü günlerle birlikte Bilge'de geçmişte kaldı. Artık Neşe var Neşe."

Kendi kendine konuşurken, kızın okulda olabileceği düşüncesiyle yanıtlanmayan aramanın sonunda mesaj atmaya karar verdi.

Diyarbakır'a dönmesi gerektiğini belirtip en kısa zamanda görüşmeyi temenni ederek, telefonunu cebine geri koydu. Son hazırlıklarını yapan Bekir evine geri dönmek için havaalanına doğru yola çıkarak İstanbul'u arkasında bıraktı.

Geçen zaman içinde Neşe ile sürekli mesajlaşan Bekir istediğini bir türlü elde edememenin verdiği huysuzlukla etrafına karşı kırıcı olmaya başlamıştı. Bu süreçten bol bol nasibini alan Berfe de sevgi ve saygısının artık yetmediğini düşünmeye başlamıştı. Bekir'le ayrılmasının en doğrusu olduğunun farkındaydı, ancak o kadar çok seviyordu ki nasıl ayrılacağını bilemedi. 

Bu arada Bekir'in bitmek bilmeyen tehditleri sonucunda Neşe'yi Diyarbakır'a göndermemek için daha fazla yapabilecekleri bir şey olmayan ailesi Hatice nine ile kızı yollamaya karar verdiler. İki gün sonra da Diyarbakır'a kızlarını almaya gitmelerinin en doğrusu olduğu konusunda anlaşan karı koca daha sonra da kızlarını yurt dışına yollamanın gerekliliğini Hatice nineye de kabul ettirmişlerdi artık.

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now