67. Şemsi

3.6K 439 265
                                    

Haksızlık/ Tuncel Kurtiz


 "Bilge, Bilge, kendine gel Bilge."

Bekir canının yanmasına rağmen karşısında donup kalmış Bilge'yi kendine getirmeye uğraşıyordu. Acıdan aklını kaçıracağını düşündüğü anda tek derdi Bilge'nin kendine gelmesiydi. Herkes başlarına toplanmadan Bilge'yle konuşması lazımdı. Bilge'nin tepkisiz bir şekilde durmaya devam edeceğini anlayınca gücünün son kırıntısıyla Bilge'nin saçını çekti. Sonra daha sert bir şekilde tekrar çekti.

"Bana bak Bilge, bana bak."

Bekir'in saçını son bir kez daha şiddetli bir şekilde çekmesiyle kendine gelen Bilge Bekir2in hala ölmediğini görünce "Yaşıyorsun" dedi, titrek bir sesle.

"Bana bak kim ne derse desin bunu sen yapmadın tamam mı? Bunu ben yaptım, tamam mı?"

Bilge anlamayan gözlerle Bekir'e bakmaya devam edince "Bunu senin yaptığını öğrenirlerse buradan gidemeyiz. Amerika'ya gitmemiz için bunu senin yaptığını öğrenmemeleri lazım. Bir kez olsun benimle iş birliği yap. Dayanamıyorum." diyen Bekir acıyla yüzünü buruşturdu.

"Buradan çıkmamız için bilmemeleri lazım. Yoksa gerçekten de seni o hastaneye kapatırlar."

Hastaneye kapatılırsa çocuğunu göremeyeceğini düşünen Bilge "Tamam" dedi.

"Kapıyı aç yardım iste."

Kurulu bir robot gibi arkasında Bekir'i bırakarak kapının kilidini açan Bilge sağına soluna baktı ve merdivenlerden çıkan Berfe ile Helin'i görünce onları umursamadan aşağı inmek için yürümeye devam etti. Bilge'nin üstündeki kanı gören Berfe ve Helin çığlık atarken Bilge, onların ne dediklerini umursamadan bütün dikkatini merdivenlerden inmeye verdi. Avluya adım attığında kendisini gören Mustafa'nın aceleyle yanına gelmesi üzerine eliyle yukarıyı göstererek "Bekir" diyebildi sadece. Kötü bir şeyler olduğunu anlayan Mustafa bağırarak "Ali yukarı gelin çabuk" diye bağırdı. Çalışma odasında duyduklarını sindirmeye çalışan Meryem Hanım ve Hasan Ağa dışardan duydukları seslerin artması üzerine dışarı çıktılar. Elleri ve kıyafeti kan olmuş Bilge'yi gören Meryem Hanım çığlık atarak kızın yanına koştu. Yarasının nerede olduğunu anlamak için kızın sağını solunu elleriyle kontrol ederken Bilge tıpkı Mustafa'ya dediği gibi yine "Bekir" dedi ve sustu. Berfe'nin "Bekir" diye bağırması üzerine dikkati Bilge'den yukarı kayan Hasan Ağa seri adımlarla yukarı çıktı. Yaralı olanın Bilge değil de Bekir olduğunu anlayan Meryem Hanım olduğu yerde "Yavrum, Bekir'im" diye yüksek sesle bağırıp, dövünmeye başladı. Emine Hanım ise son derece sakin bir şekilde çalışma odasının kapısından bakmaya devam ederek olan biteni anlamaya çalışıyordu.

Odaya girdiğinde Bekir'i yerde bulan Mustafa hemen ne olduğunu anlamaya çalışıp hızlı bir şekilde Bekir'in kanamasını durdurmak için dolaptan bulduğu tişörtü yaranın üstüne bastırdı. Odaya giren Ali'ye "Hemen ambulansı ara" dedi. Ali ambulansı ararken odaya giren Berfe ve Helin gördükleri karşısında şaşırırken Berfe bağırmaya başladı. Ali'nin konuşması bittiğinde Mustafa "Ayaklarının altına yastık koy, üzerine ört çabuk" diye Ali'ye talimatlarını sıralamaya başladı. Ali, Mustafa'nın dediklerini yaptığında oda da hala bağıran Berfe'yi gösterip "Gelin Hanımı dışarı çıkar" dedi. Odaya giren Hasan Ağa, oğlunun yerde kendinden geçmiş bir şekilde yattığını görünce gözlerinin dolmasına engel olamayarak "Mustafa ne oldu?" diye sordu. Mustafa ise hâlâ elinde makası tutan Bekir'i göstererek "Kendini yaralamış ağam" dedi...

Konaktan yaka paça atılan Şemsi ise arabasını büyük bir sinirle kullanırken "Bunu yanına koymam Hasan Kara" diye söylenmeye devam ediyordu. Ne yapacağına karar vermek için arabasıyla şehir dışına çıkıp uzun bir süre oturdu. Daha sonra izleyeceği adımları tek tek düşünüp plan yaptı. Daha sonra son derece sakin bir şekilde arabasına binip şehre doğru hareket etti, ancak arkadaşının müsait olup olmadığını öğrenmek için araması gerektiği aklına geldi. Aklındakileri yapmak için uygun bir yer bulduğunda sinyal vererek arabasını yolun sağına çekti. Cebinden çıkardığı telefonla rehberden bulduğu numarayı aradı. Telefonuna yanıt verilmesi üzerine "Kenan kardeşim sana bir işim düştü, müsait misin?" diye sordu. Aldığı cevapla birlikte tekrar yola devam etmeye başladı. İstediği adrese geldiğinde arabasından inip yürümeye başladı. Hemen arkadaşının olduğu yere doğru yürüyen Şemsi, artık ne olacaksa olsun, bu haksızlığı bile bile insanım diye dolaşamam ben diye düşündü.

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin