62. Konuşmak

3.6K 428 258
                                    

Bilge arabadan indikten sonra karmaşık duygularla konağa baktı. O kapıdan içeri adım attığı anda bütün hayatının değişeceğinin bilincinde, boğazında oluşan yumru hissiyle dolan gözlerine inat ağlamamaya çalıştı. Çaresizce sağına soluna baktı son kez belki bir mucize gerçekleşir de kurtulur umuduyla.

"Hadi yavrum yeterince yoruldun daha fazla ayakta kalma."

Önünde birleştirdiği ellerini birbirine sımsıkı kenetleyen Bilge "Lütfen oraya girmek istemiyorum. Korkuyorum."

Gözlerinden akan yaşla birlikte başını kaldırıp Hasan Ağanın gözlerinin içine baktı belki ne kadar fazla acı çektiğini anlarsa, korkusunu fark ederse vicdanı sızlar ve bu işkenceye son verir umuduyla...

"Yalvarırım Hasan amca beni bırakın. Ben size ne yaptım da benim canımı bu kadar çok yakıyorsunuz? Bekir bu kez beni öldürür."

"Ben varım kızım korkma. Kimse sana bir şey yapamaz. Artık eskiyi sil at kafandan. Bekir sana kötü davranırsa gözünün yaşına bakmadan onu hastaneye kapatacağımı biliyor. Haydi! Kendini de beni de üzme güzel kızım. Artık düşünmen gereken bir çocuğun var."

Ne derse desin adamın vicdanına etki etmediğini anlayan Bilge derin bir nefes alıp Hasan Kara'ya baktı "Allah bana yaşattığınız her şeyi size de yaşatmadan canınızı almasın. Benim arkamda sizin kadar güçlü birileri yok diye şekil almayı bekleyen hamur muamelesi yapıyorsunuz bana. Olmadıkça bozup tekrar deniyorsunuz. Sonra tekrar ve günün birinde aşırı oynanmaktan heba olup gideceğimi anlamıyorsunuz. Herkesten büyük bir Allah var. Ben ona sığınıyorum bana yaptıklarınızın aynısını yapsın size. Her seferinde yıksın, acıyan canınızı umursamasın. Merhamet göstermesin. Beni çocuğumla siz beni sınadınız Rabbim de sizi sınasın" diyerek gözyaşlarını cebinden çıkardığı mendiline sildi.

Hasan Ağa ilk defa derin bir korku duydu ve bunun yol açtığı kızgınlıkla baş edemeyince sözleriyle Bilge'ye saldırdı.

"Torunumu doğur, onu burada bırak nereye gidersen git kızım. Sana engel olan yok, ama karnındaki çocuk benim soyumdan ve onu, atasının gölgesinden uzakta büyütmene asla izin vermem. Benim torunumun hak ettiği geleceği elinden almana izin vermem. O benim varisim olacak. Şimdi daha fazla uzatmadan içeri gir. Hamilesin daha fazla yorulma."

Bilge, korkudan tek kelime etmeden derin bir nefes alarak eşikten içeriye adımını attı. Hasan Ağa, kızı sırtından eliyle ileriye doğru yürümesi için hafifçe itekledi. Başı önünde eğik bir şekilde yürümeye başlayan Bilge, sevinç çığlıkları atarak kendine doğru koşan Meryem Hanımın sesini duyunca elinde olmadan irkildi.

"Yavrum, yavrum Allah'a şükürler olsun geri döndün. Güzel kuzum, Meryem anne sana kurban olsun. Allah'ın sonunda geri döndü evimin ışığı. Gel sana sarılayım."

Bilge duyguları belli olmasın diye tek kelime etmezken Meryem Hanım mutlulukla kıza sarıldı. Defalarca kızın saçını öptü. Sonra da kızın yüzüne bir kez bile bakmadan gözlerini Bilge'nin karnına dikti.

"Allah'ıma şükürler olsun. Babaannesi kurban olsun torununa. Hasan eğer kızımı bir kez daha benden uzaklara götürürsen Allah şahidim olsun kocam demem öldürürüm seni. Torunum ve kızım burada annesinin yanında yaşayacak. Değil mi güzel kızım?"

Artık tekrar Neşe olana Bilge içten içe korkuyla bağırarak ağlamak istese de Hasan Ağadan korktuğu için Meryem Hanıma zoraki bir gülümse sundu "Evet, senin yanından ayrılmam Meryem teyze" dedi.

Titreyen sesi ve ellerine rağmen güçlü durma çabası Neşe'nin sinir sistemini fazlasıyla harap etmişti. Biraz uzaktan kızın ne kadar korkmuş olduğunu ve her an ağlayabileceğini fark eden Emine Hanım duruma müdahale etmeye karar verdi.

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant