76. Çok Yorgunum

4K 420 248
                                    

Ludovico Einaudi / In un'altra vita


İskender'in Asya'sı 💔💔💔

"Onu kucağıma verdiklerinde sadece on beş yaşındaydım. Bir gün önce izlediğim Türkan Şoray'ın Sultan Gelin filminin gerçeğini yaşıyordum şimdi. Kucağıma bıraktıkları bir yaşındaki bebeğin gelecekteki eşim olduğu söylendi. Dedemin verdiği sözü çiğnemeyi hiç düşünmedim. Bunu duyan arkadaşlarım benimle alay etti, ancak bir kez bile onların sözüne takılmadım. Fakat dedemin verdiği sözle esaretimin başladığını anladığımda ise çok geçti. Hayatımın aşkı Rüya'mla karşılaştığımda ayağımdaki prangayla adım atamadım. Ben İskender Fatihoğlu, bunun üzerine çektiğim acıların sebebi olan Asya'yı acımadan yaktım, yıktım. Ne yaptığımı anladığımda ise her şeye geç kalmıştım..."

"Gecenin karanlığında benimle olmayı seçtiği zamanlarda hiç anlamadım... Onunla olmaktan mutlu olduğum için bana her "Rüyam" dediğinde tıpkı onun benim rüyam olduğu gibi benim de onun rüyası olduğumu düşündüm. Ta ki rüya gibi bir kadın olan İskender'in Rüya'sı ile tanışana kadar. Benim, onun karşısında hiç şansım yoktu. Türkiye ortalamasında olan boyum, kahverengi gözlerim, siyah saçlarım ve buğday ten rengim ile hiçbir anlamı olmayan yüzüm sayesinde ben her zaman kaybetmeye mahkûmdum. Bilemediğim nokta ise beni yok edecek kişinin Rüya değil de Rüya uğruna beni acımadan yakıp, yıkan İskender'in olacağıydı. Ben gariban bir adamın gariban kızı olmaktan öteye gidemeyen Asya, İskender tarafından acımasızca fethedilerek yok edildim."

Diğer hikâyeme göz atarsanız mutlu olurum... Bilge'nin hikâyesinde ise dönüm noktasına geldik diyebilirim. 

Baştan belirtmek isterim ki Bilge'nin verdiği şans Bekir'in çocuğuyla gerekli bağı kurması içindir. Bilge bunu bir kaç kez anlattı, ancak bazı kelimeler yanlış anlaşılmaya müsait.  Bilge, Bekir'le olan beraberliğine asla şans vermez, Bilge için o konu tamamen kapandı. 

Bilge ve Bekir zaman zaman kesintiye uğrasa da sabaha kadar konuştular. Bilge defalarca ağladı. Babasının ölüm nedenini öğrendiğinde aklına gelen tek düşünce Meryem Hanımı canını yaka yaka öldürmek olmuştu. Sen daha kendine bakamazken babanın katili olan kadına ne yapabilirsin Bilge diye düşündü. Daha sonra da ne olursa olsun Meryem Kara'dan bunu hesabını soracağına yemin etti. Canı ne kadar yansa da önceliği oğluydu. Hayatında hiç kimseden Meryem Kara'dan nefret ettiği kadar nefret etmediğini iliklerine kadar hissetti.

"Belki bugün değil, ama nasıl olacağını bilemesem de annene bu yaptıklarını ödeteceğim."

Bekir, Bilge'nin konuşmasıyla ne cevap vermesi gerektiğini bilemedi. Aslında Bekir de kafasında bir şeyler planlamıştı. Bunun hesabını annesinden soracaktı. Çocukluğunun hayaletleri ruhuna işkence ederken Bekir gittikçe umutsuzluğa düşüyordu. Umutsuzluğa düştükçe de sessizliğe bürünüyordu. Tek umudu oğluyla kuracağı bağdı. Gözlerini Bilge'nin karnından ayırmayan Bekir "Bir kez dokunayım. Hareket ederken bir kerecik dokunayım" diye yalvardı. Sesindeki umutsuzluğu gizlemeyen Bekir, Bilge'nin cevap vermediğini görünce tekrar konuştu.

"Hareket ettiğinde bir kerecik dokunsam yemin ederim bir daha rahatsız etmem."

Ağlamaktan gözleri şişmiş olan Bilge, Bekir'i görmemek için gözlerini kapattı. Aklındaki tek düşünce babasıydı. Babasına olan ihtiyacı o kadar derindi ki ruhunda oluşan yoksunluk  duygusuyla mücadele edemiyordu. İnsan kaç yaşında olursa olsun babasına ihtiyaç duyuyordu. Gözlerinin kapalı olması bile akan yaşlara mani olamamıştı hiç.

"On sekiz yaşındayım ve hâlâ babama ihtiyaç duyuyorum. Keşke burada olsaydı. Bana sarılsa bütün acılarım geçerdi. Geçmese bile babamın varlığıyla daha katlanılır olurdu."

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now