21.Çocuklar Sevdalanmış

4.5K 418 118
                                    

Neşe'nin anlık bir heyecanla Bekir'i yanağından öptüğünü yukarıdan gençleri ile izleyen aile büyükleri de görmüştü. Meryem Hanım bir günde daha ne kadar mutlu olabilirdi acaba?

Kendisine şaşkınlıkla bakan kocasına "Odada konuşalım Hasan" dedi.

Gece boyunca karı koca bundan sonra ne olacağını konuşurken ikisi de birbirinden habersiz yaptıkları planın başarıya gittiği düşüncesiyle seviniyordu. Hasan Ağa bu öpücük olayını abartmamıştı sonuçta kız gün içinde hepsine iyi yakın davranmıştı. Altı üstü Bekir'i yanağından öpmüştü bunda ayıp bir şey yoktu.

Karısı uyuduktan sonra aklına gelen düşünceyle hala uyuyamayan Hasan Ağa kafasında kurdukça kuruyordu. Neşe rahatça Bekir'i öpmüştü, ancak aynı olayı o yabancı memlekette de yaparsa sonu iyi olmazdı. Sonuçta oğlu harama el uzatmaz, art niyet aramazdı.

"Nasıl olacaksa olsun bu kız burada gözümün önünde kalsın. Kurda kuşa yem edemem ben yavrumu" diyerek düşüncelerini toplamaya çalıştı.

Bekir ise çoktan öpücük olayının yanak ile sınırlı kalmadığı hayaller kısmına geçiş yapmıştı. Sonuçta genç ve sağlıklı bir erkekti ve de ihtiyaçları vardı. O da kendi kendine düşünüp karar verdi.

"Uzatmadan bu düğün olmalı. Sabrım kalmadı artık."

Neşe ise hiçbir şey düşünmeden uzun zamandır uzak kaldığı kesintisiz uykunun kollarına kendini çoktan bırakmıştı.

Geçen günlerle birlikte öpücük olayı Bekir'in kıza karşı yaklaşımını daha açık hale getirmişti. Hala ailesinin yanında rahat davranmasa da gezmeye gittiklerinde kızın elini tutuyor, saçlarını öpüyordu.

Ve öyle bir günde Antep'ten gelen kuzenleriyle gezmeye çıkan Berfe ve Helin mutlu bir şekilde gezen çifti gördüler. Helin ablasının duyabileceği şekilde konuşmaya başladı.

"Ben o yolluya hakkı olan lafları söylediğimde hepiniz bana kızıyordunuz. Sen bunu hak ettin abla. Sana gözünü aç dedim. Erkek kısmına güven olmaz. Bekir abinin aklını çelmiştir o sürtük. Onun bebek yüzü ile erkeklere bakması yeter. Hem ay..."

"Kes Helin baksana benim canım yanıyor sen bana ne anlatıyorsun. Sus artık duyan olacak."

Bekir uzaktan onları izleyen ikiliyi görünce her şeyden habersiz kıza dönüp " Hadi miniğim artık eve gidelim" dedi.

"Olmaz ben daha eve gitmek istemiyorum ama"

Kendine tatlı tatlı nazlanan kızla içi kıpır kıpır olan Bekir az önce gördüğü ikiliyi çoktan unutmuş ve tamamıyla kızla dolup taşmıştı.

"Sende iyice alıştın gezmelere. Söyle bakayım şimdi ne yapmak istersin?"

"Ya bu konuda bana kızamazsın sen. Ben evde kalmak istedikçe kolumdan tuttuğun gibi gezdiren kimdi bayım? O yüzden mızıkçılık yapma."

"Sen bana emir mi veriyorsun yoksa."

"Ya aşk olsun Bekir. Tamam, hiçbir şey demedim ben. Hadi eve gidelim."

Diyerek arabaya doğru yürüyen kızı eğlenen gözlerle izleyen Bekir aklına gelen düşünceyle daha da keyiflendi. Kızı yavaş adımlarla takip ederken kendi kendine konuştu.

Bir insan adıyla bu kadar mı uyumlu olur. Nasıl da naz yapıyor. Hem neşeli hem nazlı anlaşılan işim var seninle Nazlı Bilge Neşe Hanım. Ama nazın bana olduktan sonra istediğin kadar yap. Sonunda senin bu nazlı hallerin yatakta... Tövbe tövbe bu kız ben de akıl koymadı. Aklım olmadık yerlere kayıyor hep."

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now