68. Bilge

3.9K 437 328
                                    

Lindemann/That's My Heart


"Ağam senin dediğin gibi Şemsi'yi boş bırakmadı çocuklar. İstanbul'a gitti. Mahsun peşinde. Bir sorun olmasın diye direk seni aramayacaklar. Şemsi'nin yaptıklarını her gün rapor edecekler."

Hastane bahçesinde İsmet'i dikkatle dinleyen Hasan Ağa son derece sakin bir şekilde "Her gün rapor versinler ancak ters bir durum olduğunda beni aramakla uğraşmayın. En ufak yanlışı olursa o nankörü indirmekte tereddüt etmeyin" dedi.

"Tamam, ağam zaten Mahsun'a gerekli talimatları verdim. Bir sıkıntı çıkmaz."

"Bu işi sessiz sedasız halledin. Şimdi az bekle İsmet, yengenin eve gitmesi lazım."

"Ben arabada bekliyorum ağam."

Telefonuyla karısına aşağı inmesini söyleyen Hasan Ağa beklemeye başladı. Bir süre sonra karısı yanına gelince "İsmet, seni eve götürecek" dediğinde Meryem Hanım "Oğlum canıyla uğraşırken eve gidip keyif mi yapayım?" diye öfkeyle cevap verdi.

"Laflarına dikkat et Meryem, yukarıda yatan senin olduğu kadar benim de oğlum. Doktor hayati tehlikesi yok dedi, değil mi? Kadın kafanı bir şeye takınca dünya yansa umurumda değil. Bu huylarından bıktım. Kendine çeki düzen ver artık."

"Oğlumdan daha önemli ne var? Onu ben doğurdum ve çocuğumun bana ihtiyacı var."

"Evde de hamile bir kadın var. Senin torununa hamile bir kadın var hatırladın mı? Daha dün doktor erken doğum riski var demedi mi? O, ne halde bir fikrin var mı? Eve getirdiğin düzenbazlar Neşe'ye ya da torunuma zarar verirse seni boşarım kadın. Her zaman kendi bildiğini yapıyorsun, ama artık ben ne dersem onu yapacaksın. Gidip torunuma iyi bakacaksın. Yok, yapamam diyorsan dönüp dolaşıp geleceğin bir evin yok senin."

Duydukları ile şaşkına dönen Meryem Hanım yılların emeğini bir anda silen kocasına hayretle baktı.

"Bunca yılı bu kadar kolay mı siliyorsun Hasan?"

"Konu benim çocuklarımsa ve senin densiz davranışların yüzünden onların başına bir şey gelirse nasıl siliyorum bak."

Gözleri dolan Meryem Hanım "O çocukları, ben doğurdum sana. Senin kadar benim de torunum."

Sinirden gözü dönen Hasan Ağa karısıyla neredeyse tıslayarak konuştu.

"Berfe'ye sakın bir şey deme. Bekir'in yakasından düşmesi için imzalaması gereken belgeler var. Bir şey bildiğini sakın belli etme. Git, gerçek gelinine ve torununa sahip çık."

Kocasına kırgın olan Meryem Hanım tek kelime etmeden arabaya doğru yürüdü. Oğlunun doktoru ile konuşacak olan Hasan Ağa ise hastaneye girip, asansöre yöneldi.

"Hamile olmadığımı nasıl öğrendiler? Bir şey yapmazsam beni kapının önüne koyacaklar."

Helin, ablasının çaresizce kıvranmasını zevkle izledi. Berfe'nin içine düştüğü durum Helin'i mutlu ediyordu. Kendisi bir şeye sahip olamazken ablasının böyle bir hayata sahip olması içindeki kıskançlığı ateşlemişti.

"Asla hamile kalamayacak olduğun halde annemle nasıl böyle bir işe kalkıştınız anlamıyorum."

Sinirle kardeşine dönen Berfe "Bunca zaman bildiğin halde tek kelime etmedin. Bazen kardeşim misin yoksa düşmanım mı anlamıyorum" diye bağırdı.

"İyi bağır abla, duymayan varsa duysun diye. Fırsat ayağına geldi. Tek yapman gereken akıllıca bir hamle yapman, ama sen ne yapıyorsun? Gelmiş bana bağırıyorsun."

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now