Bazı Hatalar Affedilmez! (Tamamlandı)

5. Son Koz

Sabah erkenden adamlarına anasının kalacağı evi hazır etmelerini söyledi Hasan Ağa. Sonra anasının odasına çıkarak "Bitti artık ana bitti. Hakkını helal etmesen de bitti. Yuvamı dağıtmaya kalktın, senin yüzünden senin bana yaşattığın stres yüzünden ölümlerden döndüm ve onca şeye rağmen el kadar çocukla bile uğraşır hale gelmen karşısında utandım ana. Senin zalimliğinden utandım. Sen ki öksüz büyümüş biri olarak nur içinde yatsın dedemin sana verdiği emeklere, seni bu eve gelin etmesine, sana kıymet vermesine hiç mi minnetin olmadı kadın? Sana sahip çıkan kocanın yüzüne öteki dünyada nasıl bakacaksın. Sırtında giyecek elbisen yokken seni bu zenginliğin içine bırakan aileye hiç mi saygın yok?"

"Sen ananla nasıl konuşursun böyle sana sütümü helal..."

"Yetti artık ana her iki lafından biri sütümü helal etmem. Etme ana etme. Hiç konuşmaya kalkma. Yıllarca konuştun durdun. Bu evde huzur yalnızca kardeşimin evine gittiğin zamanlarda oldu. Sen içindeki zalimi bizlere göstermek için babamın ölümünü beklemişsin. Şimdi git kime ne dersen de ana. Ama bu kez bana bırakılan emanete ettiklerini bütün şehre haykırmazsam bana da adam demesinler. O zaman sen düşün o dilinden düşürmediğin el âlem seni mi ayıplıyor beni mi? Seni sokağa atan yok kendi evinde yardımcılarınla yaşayacaksın. Bu son lafım ana. Yeter!"

Emine Hanım inanmaz gözlerle oğluna baktı. Kocaman adam ağlıyordu.

"Bitirdin beni ana bitirdin. Cennet anaların ayaklarının altında diyorlar oysaki sen bana sadece cehennemi tattırdın. Bir kez olsun hatanı anla da sus Allah aşkına sus."

Odadan çıkan Hasan Ağa hemen avukatının geldiği haberini alınca çalışma odasına yürüdü. Avukat Kemal aynı zamanda arkadaşı olan Hasan Ağaya gülerek, her şey istediğin gibi halledildi. Mehmet Güven'in ölmeden önce kızının vasisi olarak seni seçtiğini ve bunu şahitler huzurunda yasal bir şekilde belgelendirdiğini yargıca sunduk. Bilge'nin annesinin babası yasal olarak bir girişimde bulunmadı, sanırım adam kızının öldüğünü bile bilmiyor. Kızını hayatından tamamen çıkarmış. Yargıç çocuk esirgeme kurumundaki koşullara göre daha iyi bakılacağını ve hepsinden önemlisi aile sevgisine sahip olacağı yönünde kanaat getirdi. Uzman görüşünde bu yönde fikir beyan etmesi sonucu Bilge'nin velayetini size verdi. Hayırlı uğurlu olsun ağam.

Hasan ağanın bugün ağlama günüydü galiba ancak bu kez sevinçten gözleri doldu. " Eh be Kemal'im dile benden ne dilersen!"

 "Canının sağlığı kardeşim. Senin bana yaptığın iyiliklerin yanında bunun lafı bile olmaz."

Hasan Ağa huzursuz bir şeklide alnını ovarak "Bu olanlar aramızda kalsın Kemal'im. Meryem bilmiyor" dedi.

Arkadaşını anladığını belirten Avukat Kemal "Bu kızı bu kadar çok mu istiyorsun da böyle dalavereler çevirdik biz" diye sordu.

"Mehmet'im yaşasın isterdim, kızıyla mutlu olsun ama bazen olmayınca olmuyor. Mehmet ister miydi yavrusunu sahipsiz bırakmak? Eğer böyle amansız bir şekilde öleceğini bilse Bilge'nin bizimle kalması için o evrakları kendi elleriyle hazır ederdi bence. Bunu biliyorum o yüzden de Bilge benim kızım artık, benim."

Bir gün için fazlasıyla hareketin yaşandığı konakta Meryem Hanım bundan sonra Bilge'sinin hep yanında kalacağına ve kaynanasının evden gitmesine sevinirken duyduğu çığlıkla hızla geri döndü. Bekir deli gibi bağırıyordu.

"Ninemi nere gönderdiniz? Beni bu evde sadece ninem severdi. Sizinle yaşamak istemiyorum artık ninemin yanına gitmek istiyorum. İzin vermezseniz eğer o kızla aynı evde durmam kaçarım."

Sinirlerine sahip çıkamayan Meryem Hanım oğlunun kulağını çekip, kızmaya başladı.

"Sen nasıl bağırırsın anana? Sen ne zulüm gördün de atanın evinden kaçacaksın? Senin amacın beni öldürmek mi oğlum? El kadar çocuk ne yaptı sana? Şimdi odana git gözüm görmesin seni."