18. Planlar...

4.6K 469 40
                                    

Neşe kendine geldiğinde odasındaydı. Gördüğü rüyanın etkisindeydi. Rüyasında gördüğü adam ona "Kızım" diyordu, ancak o adam babası değildi. Adamla bir okuldaydı, çocuklar adama "Öğretmenim" diyordu oysa kendisi "Babacığım" diyerek adama sarılıyordu. Sahi babası ve annesi neredeydi? Yataktan kalkıp telefonunu aradı, bulamayınca odadan çıkıp sağa sola bakındı. Kızı kontrol etmek için gelen Fatma "Uyandın mı yavrum? Yemek hazır gel de iki lokma ye" diyerek kızı merdivenlerden aşağı sürükledi. Yemek yenilen odaya giren kız masadakilere bakıp konuştu.

"Kusura bakmayın, rahatsız ediyorum ama telefonumu bulamadım. Babamı aramam lazım."

Meryem Hanım ve Hasan Ağa üzgünce birbirlerine baktılar. Sonunda Hasan Ağa ayağa kalktı "Gel kızım konuşalım azcık. Her şeyden evvel ne olursa olsun senin yanında Hasan baban var bunu sakın unutma kızım. Ne olursa olsun biz hep yanındayız..."

Hasan Ağa yavaş yavaş Hatice ninenin öldüğü gün olanları kıza anlattı. Kızı nasıl teselli edeceklerini düşünürken Neşe ayağa kalkarak  odadan çıktı. Konağın çıkışına doğru yürüyen kızı çalışanların engellememesi için çalışanlarına işaret eden Hasan Ağa,  Neşe'yi iki adamıyla takip etmeye başladı.

Nereye gittiğini bilmeden yürüyen Neşe, amaçsızca yürümeye devam etti. Kalbinin yerinden çıkacak gibi ağrıması normal miydi? Ninesinin kaybını bile atlatamadan babasını ve de annesini görmeden nasıl yapacaktı? Cadde boyunca yürürken ağlamaya başladı. Önce sessiz sessiz sonra kendine bakanlara aldırmadan sesli bir şekilde ağladı. 

"Benim babam öldü. Babam gitti beni bıraktı. Artık sığınacağım kimsem kalmadı. Ninem öldü kanım çekildi dayanamam sanıyordum. Annem, babam herkes gitti. Benim babam gitmemeliydi. Bana söz verdi o..."

Kızın ağlamasına dayanamayan Hasan Ağa kızı teselli etmeye çalıştı.

 "Yavrum kurban olduğum bak ben yanındayım. Gel kurban olduğum ben de senin baban sayılırım."

Ağlarken bir taraftan da gülmeye başlayan Neşe yaşlı gözlerle adama bakıp "Sorun zaten orada sayılmakla olmak arasında fark var Hasan amca. Fark var. Babam gitti benim. O bana güç verendi, gölgesine sığındığım tek insandı. Ninemim sonsuz şefkati, annemin sonsuz ilgisi ve babamın sonsuz gücü hepsi gitti. Hepsi gitti. Benim babam var ya öyle güzel bir adamdı ki... O olmadan ben ne yaparım? Ah! Babam..."

"Hadi yavrum eve dönelim. Söz veriyorum her şey senin istediğin gibi olacak. Artık ağlama hasta olacaksın. Baban böyle ağladığını görse üzülürdü. "

"Lütfen Hasan amca beni mezarlığa götür. Ben onlar için hiç dua etmedim."

Üç mezarın başında durup kâh konuşan, kâh ağlayan Neşe'yi içindeki zehri rahatça atsın diye uzaktan izleyen Hasan Ağa, ısrarla çalan telefonuna cevap vermedi. Karısı ve oğlu defalarca aramıştı, ancak yaşlı adam kimseyle konuşacak ruh hali içinde değildi. Mezarlar arasında bir sağa bir sola giden Neşe,  sanki biriyle daha fazla konuşursa diğerleri ona küsermiş gibi korkuyordu.

İki saatten  daha fazla zaman içinde kız sürekli ağladı. En çok ninesini severdi, ancak en çok da babasının yanında kendini güvende hissederdi. Oysa şimdi aklı karışmış vaziyetteydi. Sürekli olarak "Ben ne yapacağım baba?" diye tekrarlıyordu.

Kızın ağlamaktan dolayı hasta olacağını düşünen Hasan Ağa "Yavrum bak beni dinle." dedi, ancak aynı anda konuşmaya başlayan kızı duyunca sustu. 

"Annem korkularımı anlardı. Benimle konuşurdu, saçlarımı okşardı. Çocukluğumu hatırlamıyorum. Annem hastalandığımı söyledi. Hiçbir şeyin benden önemli olmadığını tekrar güzel hatıralar biriktirebileceğimizi defalarca söyledi. Gerçekten de öyle yaptık. Ninem, annem, babam her zaman beni sevdiler. Babam eve geldiğinde benimle hayal kurmaca oyunu oynardı."

"Hayal kurmaca mı?"

"Evet, biliyor musun Hasan amca çok mutlu olurduk babamla. Ben hep büyüdüğümü hayal ederdim. Üniversiteyi bitirdiğimi sonra da babamla birlikte kötüleri yendiğimizi hayal ederdik. Bilgisayardan o kadar iyi anlayacaktım ki hacker olup kötü adamların gizlediği her şeyi ortaya çıkaracaktım. Babam da bu bilgilerle onların hapse girmesini sağlayacaktı. Artık hepsi o kadar uzak geliyor ki."

"O zaman bu oyunu benimle de oyna kızım. Belki ben avukat değilim, ama seni istediğin okulda okuturum. Babanla kurduğun hayalleri gerçek yaparız. Olmaz mı? Sakın kendini bırakma. Kemal uzun yıllar çocuk sahibi olamadı sonra sen onun hayatına bir güneş gibi doğdun. Seninle ne kadar mutlu olduğunu ben biliyorum. Şimdi sen böyle her şeyden vazgeçersen inan baban olduğu yerde üzülür."

Babasının üzüleceği lafı yüreğine taş gibi oturunca ağlaması şiddetlenen Neşe, kendini zorlayarak konuşmaya başladı.

"Babam hiç üzülmesin Hasan amca. Babam benim kahramanım ve ben onu üzemem."

Sevgiyle kıza sarılan Hasa Ağa, ne olursa olsun bu kez emanetime düzgün sahip çıkacağım diye kendi kendine söz verdi.

"O zaman ne sorunun olursa bana geleceksin güzel kızım. Bu sene sınavı kaçırdın ancak seneye yapılacak sınava güzelce hazırlanırsın olur mu?"

Babasıyla birlikte bilgisayar alanında yurt dışında en iyi eğitimi veren üniversiteleri araştıran Neşe, bu konudaki düşüncesini Hasan Ağaya söyledi. Kızın tıpkı büyük oğlu gibi yurt dışına gidecek olma ihtimali Hasan Ağanın nefesini kesti. Çünkü seneye tercih zamanı gelince kızın Diyarbakır'ı tercih etmesi yönünde telkinde bulunacaktı. Yine de seneye kadar kızın fikrini değiştireceğini umarak "Bu sene dinlen yavrum. Madem yurt dışı diyorsun önce acını yaşa. Tekrar güçlen o zaman seni ellerimle yerleştireceğim üniversiteye."

Neşe ise ne olursa olsun mutlaka okumasını tembihleyen ninesini hatırladı. Okumanın bir kız çocuğu için su kadar, hava kadar gerekli olduğunu bıkıp usanmadan tekrarlayan annesini hatırladı. Beni mutlu etmek istiyorsan asla pes etme diyen babasını hatırladı. Ailesinin mezarının başında yemin etti, ne olursa olsun pes etmeyip okuyacağım diye.

Hava kararmaya başlarken eve dönen Hasan Ağa ile kızı meraklı bakışlarıyla karşılayan Bekir ve Meryem Hanımın konuşacağını anlayan adam, kızın görmeyeceği bir şekilde "Sonra" dedi.

Zorla birkaç lokma yiyen Neşe izin isteyerek odasına çıkarken geride kalanların sorularını cevaplamak ise Hasan Ağaya kalmıştı.

O gece Kara Konağında yataklarında yatan aile bireyleri ve Neşe gelecek için farklı planlar kurarak uyumaya çalıştı.

Hasan Ağa kızı Diyarbakır'da okutmayı planladı.

Neşe ise tıpkı ailesiyle konuştukları gibi yurt dışına gitmeyi planladı.

Meryem Hanım ve Bekir ise aynı plan üzerinde düşündüler.Bekir ve Neşe'nin evliliği...

Herkesin önünde bir senesi vardı. Ne olacaksa bir sene içinde olmalıydı. Bir senelik sağlam bir plan yapan isteğine kavuşacaktı. Konakta plan kuran herkes kendi planını en doğru şekilde yaptığını düşünerek uykuya daldı.

Oysa başka bir yerde de herkesten habersiz Neşe için plan yapan Mehmet Çınar Güven vardı...

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin