50. Sonunda

3.7K 426 620
                                    



Sabah kahvaltı yaptıktan sonra Canan ile birlikte psikolojik destek almak için söylenen adrese giden Neşe gece doğru düzgün uyuyamamanın verdiği yorgunlukla gözlerini açık tutmakta zorlanıyordu. Bekir'i düşünüyordu dün geceden beri.

"Büyük ya da küçük hep manyakmış zaten" diye kendi kendine söylendi.

Oldukça huzursuzdu. Hamileliğinin riskli olduğunu öğrendiğinden beri mutsuzluk hissinden kurtulamıyordu. Hayatta ona güç veren tek şey bebeğiyken onu kaybetme düşüncesi yalnızlık hissini körüklemekten başka bir işe yaramıyordu. Doğum yapana kadar Canan kendisiyle kalamazdı. Sonuçta onun da kendi özel hayatı vardı. Seyahat etmesi de sakıncalı olduğuna göre ne yapması gerektiğini düşünüyordu kara kara. Sonra aklına gelen düşünce ile "Canan abla bu rewsenn ve arkadaşı acaba Mehmet Ali Güven hakkında da araştırma yapabilir mi? Ev adresi varsa başka numarası falan araştırabilirler mi?" diye sordu.

"O adam kim canım?"

Neşe babasının mektubunu ve adama bir türlü ulaşma fırsatı vermeyen çalışandan bahsetti.

"Tamam, canım ben mail attım. Şimdi Nihal Hanımla tanış bakalım. Kesinlikle sana çok iyi gelecek yeter ki iyileşmek için çabala."

Yol boyunca kendi düşüncelerine gömülmüş şekilde Neşe kafasında kurdu... kurdu... Bir şekilde kendi ayaklarının üstünde durması lazımdı. Hep başkalarının desteğiyle olmazdı. Canan'ın kendi hayatını yaşaması gerekirken babasına duyduğu minnet yüzünden Neşe'nin peşinde daha fazla savrulmamalıydı. Karmakarışık bir halde  görüşmesini yapacağı yere vardı.

"Merhaba ismim Nihal Şahin buyurun oturun. Nasılsınız?"

"Benim adımı söylememe gerek var mı?"

Olayı kaba hatlarıyla bilen Nihal durumun hassasiyetin farkında olarak "Yok" dedi.

"Merhaba o zaman."

Neşe ne konuşması gerektiğini bilemeyerek kadının yüzüne baktı. Neşe'nin rahatlaması için ilk adımı Nihal Şahin attı.

"Kendinizden bahsetmek ister misiniz? Neleri seversiniz? Hayalleriniz neler?"

Neşe önceleri tedirgin bir şekilde başladığı konuşmasında yavaş yavaş açıldı, fakat asıl konuşmak istediklerini kendine sakladı. Tam gitmek üzere iken tekrar koltuğa oturdu üzgün bir şekilde Psikolog Nihal'e baktı. Bir süre ikisi de konuşmadan birbirine baktı sadece.

"Çocukluğumu hatırlamıyorum. Daha önceden de psikolojik yardım aldım. Annem sizin meslektaşınızdı. Tedavimle o ilgilenmişti..."

Neşe yarım saat daha hayatına ilişkin bilgiler verdi ve sonunda oldukça kısık bir sesle "Tecavüze uğradım ben" dedi.

Ağlamaya başlayan Neşe'yi sakinleştirmek için kızın ellerinden tutan Psikolog Nihal son derece yumuşak bir sesle konuştu.

 "En büyük adımı attın zaten. Bugün daha fazla anlatmak için yorma kendini. Perşembe günü tekrar aynı saatte görüşelim olur mu?" 

Bütün enerjisi tükenmiş olan Neşe Nihal'in söylediklerini kabul ederek dışarı çıktı hemen. Canan bu süre boyunca oldukça anlayışlı davranıp tek kelime sormamıştı.

Sonraki günlerde Neşe'nin tek yaptığı psikolojik destek almak için dışarı çıkmak onun haricinde de babasının onun için bıraktığı dokümanları incelemek oldu. Ninesinin, babasıyla ilgili bildiği her şeyi anlattığı ses kaydını  bıkmadan defalarca dinledi. Diyarbakır'da ninesinin, babası ve kendisiyle nasıl tanıştığını, birlikte neler yaptıklarını dinledikçe huzur buluyordu. Annesinin günlüğü ve babasıyla olan görüntüleri, fotoğrafları; babasıyla Bilge'nin fotoğraf ve görüntüleri ne de aldığı psikolojik destek çocukluğunu hatırlamasına yardımcı olmuyordu hiçbir şekilde.

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now