56. Soysuz

3.7K 439 650
                                    


Red-Of These Chains (Instrumental)


Canan ile birlikte yeni evine taşınan Bilge geleceğe biraz daha umutlu bakıyordu artık. Ayperi'ye durumu kısaca anlatan Canan, bir taraftan da aileyi gözlemliyordu. Bilge'nin üniversiteyi Amerika'da okuma isteğine son derece olumlu yaklaşan Servet Bey durumdan memnundu. Torunun bahsettiği okullar son derece saygın kurumlardı. Kızının hayatında hiçbir isteği olmayan Servet Bey torunu ile hayalini gerçekleştirmeyi umut etmeye başlamıştı, ancak Zeynep Hanım yurt dışı seçeneğine şiddetle karşı çıkıyordu.

"Servet Bey biraz konuşabilir miyiz?"

"Buyurun Canan Hanım sizi dinliyorum."

"Tahmin edeceğiniz gibi konu Bilge. Bilge henüz bazı şeyleri sizinle paylaşmaya hazır hissetmiyor kendisini, ancak torununuz son derece kötü olaylar yaşadı ve..."

"Canan Hanım sözünüzü kestiğim için kusura bakmayın, fakat sizin de söylediğiniz gibi bunlar torunumun kendini hazır hissettiğinde paylaşacağı konular. O yüzden konu ne olursa olsun bırakın Bilge konuşsun bizimle. Kızım da bazı hatalar yaptım onları tekrarlamak istemiyorum. Yanlış anlamayın ama artık aramıza kimse girsin istemiyorum. Kızımı bu yüzden kaybettim. Torunum benimle istediği gibi konuşabilmeli. Bu fırsatı onun elinden almayalım olur mu?"

"Açıkçası bu duruma memnun olurum, çünkü haddinden fazla acı yaşadı ve Bilge'nin en çok ihtiyaç duyduğu şey sizin tarafınızdan sahiplenilmek. Ben ona her zaman destek olurum, ancak onun istediği ailesiyle olmak. Ona bakınca on sekiz yaşında genç bir kız görüyoruz oysa gerçekte küçük bir kız çocuğu hala. O yüzden ona karşı sabırlı olun lütfen çok güzel bir çocuk eminim ki zamanla bunu sizde çok iyi anlayacaksınız."

Servet Bey ile yaptığı uzun konuşmadan sonra aklındaki soru işaretleri biraz daha dağılan Canan üç gün sonra yola çıkacak olması nedeniyle vaktinin çoğunu Bilge ile geçiriyordu. Bu duruma biraz bozulan Zeynep hanımın tek tesellisi ise kısa bir süre sonra torunun hayatında Canan'ın olmayacağı bilgisiydi. Seneler sonra bulduğu torununu aşırı derecede sahiplenen Zeynep Hanıma kalsa Bilge'yi bir an bile yanından ayırmazdı...

Bekir mutsuz başladığı yeni güne mutsuz bir şekilde devam edeceğini bilmenin sancısıyla bir umut babasının yanına gitti. Babasını ikna ederse Neşe'yi geri getirirdi hiç olmadı karısını görmeye giderdi.

"Baba bana söz verdin bak ilaçlarımı vaktinde alıyorum, ama sen karımla ilgili tek bir kelime etmedin bana."

"Karın bugün dönüyor merak etme. Annesi geri getirecekmiş."

Babasının söyledikleri ile sinirlenen Bekir masadaki mektup açacağını eline aldı. Gözlerini mektup açacağından ayırmadan "Ben Berfe'den boşanmak istiyorum diyorum sen bana anası geri getirecek diyorsun. Ben Neşe'yi istiyorum diyorum, ama sen karımı benden gizliyorsun baba" diyerek ayağa kalktı. Bir sağ bir sol eline aldığı mektup açacağını masaya doğru fırlatan Bekir, Hasan Ağanın dehşet içindeki bakışlarına aldırmadı.

"O kadın bu eve gelirse onu öldürürüm. O annesini de öldürürüm. Allah kahretsin sadece Neşe'yi istiyorum ben bunu anlamak bu kadar zor mu?"

"Ben sana ne diyeyim Bekir daha kaç gün önce umurumda değil diyordun. Ben sana nasıl güvenip adım atayım oğlum sen söyle."

"Neşe beni terk etti biliyorum ben. Zaten hep kaçmak istiyordu. Onu bulduğumda bir daha yanımdan kaçamayacak. Beni terk etmesine asla izin vermem."

"Bak oğlum..."

"Bak deme bana bak deme. Çok yalnızım ben neden anlamıyorsun. Kendi kendime Neşe'ye kızıyorum, ondan nefret ediyorum. Bana yaptıkları için onu öldürmek istiyorum, kendimi öldürmek istiyorum. Sonra bir bakıyorum yine başa dönmüşüm. Onu sevmekten başka elimden bir şey gelmiyor. Bir kez bana gülümsese, bir kez kendi isteğiyle sarılsa bütün acılarım geçecek baba. O bunları benden esirgedikçe ölüyorum ben. Sabrım kalmadı artık onu getir artık yoksa beni unut."

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now