-38-

38.6K 2.4K 349
                                    

LUTFEN SERENAY'İN AGZINDAN YAZILAN YERLERİ DE DİKKATLE OKUYUN ARKADASLAR.

Bolumu nerede bitirsem 'burada biter mi?!' diyorsunuz heyecanli bitirmedigimde de hic heyecanli olmamis diyorsunuz nerede bitirecegimi sasirmis durumdayim :D:Dd

Bu arada, Özgecan Aslan'ı unutmuyoruz, ona dokunan eller kırılsın. İçim acıyor. Bu sabah gazetede gördüm ve ilk tepkim "Ah, kahretsin." oldu.

Biz kızlarız ve yaşamaktan korkar olduk. Sokakta arkama bakmadan yürüyebilmek istiyorum, otobüste sona kalmamak için erkenden inmek zorunda olmamak istiyorum.

#ÖzgeCanAslan ölümsüzdür.

İyi Okumalar^^

Yeni bir gün, yeni bir macera.

Babamla konuşmam gerekiyordu. Ama öncesinde Eray'la konuşmam gerekiyordu. Hızlı davranarak giyindim, üzerime gri sade bir tişört ve deri ceket geçirip siyah dar paçalı pantolonumu giydim.

Eray'lara ulaştığımda ona ne diyeceğimi düşünüyordum.

Babama öpüştüğümüz fotoğrafı yollamışlar.

Bunu duyunca ne tepki vereceğini merak ediyordum. Eve doğru ilerleyip kapıyı çaldım.

Eray'ın kapıyı açıp sinirle tıslaması bir olmuştu.

"Ne işin var burada?"

Şaşkınlıkla ona baktım. "Ne?"

"Benimle görüşmek istemediğini söyleyen sendin. Git buradan. Sayende gece boyunca oturdum, uyku tutmadı. Git."

Hayır, hayır, hayır. Birisi benim gibi davranıyordu ve Serenay onu kabusunda görmüştü. "Eray, o kişi b..."

"Maya git buradan! Tekrar etmek istemiyorum. Kaybol." Ses tonu öyle sinirliydi ki kemiklerim titremişti.

"Eray yemin ederim bana plan..."

"Defol!" diye kükredi üzerime gelerek. "Benimle WhatsApp'ta ayrılacak kadar düştün mü?! Git buradan. Hemen."

Gözlerimin dolduğunu hissettim. Ona açıklamam gerekiyordu. "Ya sana onları ben..."

"Maya. Defol buradan. Benim için hiçbir şey ifade etmiyorsun," dedi  gözlerimin içine nefretle bakarak. İnanamıyordum, inanmak istemiyordum. Gözlerim dolu doluydu. Devam etti.

"Beni yeterince meşgul ettin. Hiçbir şey ifade etmiyorsun, kahretsin. Sakın dokunma bana. Sakın bir daha buraya gelme."

Kapıyı pat diye yüzüme kapatmasıyla kalakalmıştım. Yanaklarımdan boncuk boncuk yaşlar süzülüyordu.

Serenay'ın Ağzından

Allah'a defalarca dua etmiştim, kabusum gerçekleşmemeliydi.

Arabanın direksiyonunu iyice sıktım. Tırnaklarım deri direksiyonda iz bırakıyordu, dikiz aynamdan baktığımda beni takip eden birisi yok gibiydi.

Bu ziyaretimden ne Eray, ne de Maya kesinlikle haberdar olmamalıydı.

Eve ulaştığımda annem bahçedeki puf koltuklara oturmuş beni bekliyordu. Arabadan inerek atkımı boynuma doladım ve ilerlemeye başladım.

Bahçeye girip annemin karşısına oturdum. "Hoşgeldin, Serenay."

"Hoşbuldum," dedim ters bir tavırla. "Seninle konuşmam gerekiyor."

"Tabi, kızım?"

"Bir kabus gördüm." Gördüğüm kabusu ona baştan sona kadar anlatmıştım. Korkudan ve soğuktan ellerim titriyordu.

TelekineziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin