-7-

75K 4.2K 323
                                    

Gözlerime inanamıyordum. Bir an sanki dünya dönmeyi bırakmıştı, kimse defterin havada yüzdüğünü görmüyor muydu?

Defter gittikçe ilerledi, ilerledi ve yere kondu. Bir kadının ayağının dibine.

Rüyamda gördüğüm kadındı bu.

"Bak, ben de senin gibiyim Maya. Defteri uçurmaktan daha fazlasını yapabiliyorum." Sesi tıpkı rüyamdaki gibi yankılanıyordu.

"Sana yardım edebilirim, sana ancak ben yardım edebilirim."

Sonra kadın arkasını dönerek gitmeye başladı. Ben de hipnotize olmuş gibi peşinden ilerliyordum. Kadının çevresinde beyaz bir ışık demeti ve sis vardı ama beyaz elbisesinin eteklerinin dalgalandığı görülebiliyordu. Kadın koridorda ilerliyordu hala.

Sanki başka bir dünyaya ait gibiydi.

Sonra birden durdum. Gözlerimi açıp kapadım ve koridorun ortasında beklediğimi farkettim. İnsanlar yanımdan hızlıca geçip gidiyordu ve ben tam ortada, öylece duruyordum.

Eray'ın sesi beni gerçek hayata döndürmüştü. "Maya, neden birdenbire gittin? Neler oluyor?"

"Sen," devam ettirmekle ettirmemek arasında kalmıştım. "Sen de görmedin mi?"

"Neyi?" diye sordu.

"Az önce defter... Ya, defter uçuyordu. Ben de takip ettim. Sonra o kadını gördüm. Benim gibi olduğunu söyledi. Ve bana yardım edebileceğini söyledi."

"Gökte ararken yerde bulduk yani. Peki, ona her istediği zaman insanlara görünüp yok olmasının sana bir yardımı olmayacağını söyledin mi?"

Konuşmamız, Dolunay'ın kolumu tutmasıya bölünmüştü. "Maya, biraz gelir misin?"

Eray kollarını göğsünde kavuşturup omuz silkti. "Gelemez."

Dolunay, "Merak etme. Lezbiyen değilim," diyerek beni çekiştirdi. Bahçedeki bir banka oturduğumuzda üzgün göründüğünü farkettim. "Ne söyleyeceksin?" diye sordum.

Derin bir nefes aldı. "Ona benimle uğraşmamasını söyler misin? Dedikleri bazen... Bazen fazlasıyla canımı yakıyor." Konuşurken gözleri dolmuştu. Eray'dan bahsettiğini anlamamak mümkün değildi zaten.

Ama Eray böyleydi. Yerli yersiz konuşan, düşünmeden söz söyleyen bir dengesizdi.

Dolunay'ın sesi çatallaşmıştı. "Kesin yeni saçlarımı da beğenmedi."

"Bir dakika, o beğensin diye mi boyattın?"

Ela gözleriyle bana baktı. Ağlamak üzere olduğu besbelliydi ama kendini sıkıyordu. Yutkundu. "Tabi sadece Eray yüzünden değil ama, ne bileyim, bu rengin bana yakıştığını söyleseydi nedensizce mutlu olacaktım."

Keşke benim de tek derdim saçlarım olsaydı Dolunay.

"Maya bu arada," boğazını temizledi. "Bu kadar duygusallık yeter. Günlerdir Sare ve Elis'ten haber alamıyorum. Okula da gelmiyorlar. Şey, dikkat et olur mu?"

"Beni korkutmuyorlar," diyerek gülümsedim. "Ama seni her neyle tehdit ettilerse belli ki bayağı bir korkutmuşlar."

"Öyle söylemesen? Kendimi kötü hissediyorum."

"Neyse, zaten geride kaldı."

Bu arada Eray önümüzden geçip basketbol sahasına girmişti. Arkadaşlarıyla basketbol oynamaya başlarken neşeli görünüyordu.Dolunay onun o haline gülümsemişti.

"İstersen onunla konuşabilirim," dedim. "Benim sözümü dinliyor."

"Bilmem ki, nasıl olur?" diye sordu kuşkuyla.

"İyi olur, iyi olur."

~~~~~

"Dolunay'ı üzüyorsun." pat diye konuya girmiştim. Eray umursamaz bir tavır takınmıştı yine, elleri skinny pantolonunun cebindeydi. "Dolunay da ölümüne hassas olmasın o zaman. Ben sadece şaka ediyorum."

"Eray, o sadece sana karşı hassas. Şaka yaptığında onunla dalga geçtiğini düşünüyor." Şimdi Dolunay ve Eray'ın arasını yapıyordum. Sevgili olduklarını düşündüm. Yanlarında Telekinezi yapabilen anormal bir kız görmek istemezlerdi büyük ihtimalle.

"Benden hoşlandığını söylediysem o kadar da değildir Maya. Hiç sanmıyorum."

"Peki. Sen yine de özür dile." dedim.

"Öyleyse doğaüstü güçler olan araştırmamıza devam edelim mi ortak?" diye sordu alayla.

Koluna girip yakamı düzelttim. "Devam edebiliriz ortak."

TelekineziKde žijí příběhy. Začni objevovat