-11-

65.4K 3.3K 725
                                    

" 'Dolunay bekleyebilir' de ne demek! Bence aç, bekletme kızı," diye diretiyordum. Sonrasında Eray tüm sempatikliğiyle konuşmaya başladı.

"Sanki onunla çıkmama bayılıyorsun."

"Bu da ne demek? Ben sadece arkadaşımın..." sözümü tamamlayamamıştım.

"Senin arkadaşın benim," diyerek iki eliyle dirseklerimden tutup bana yaklaştı. "Daha az önce söyledin. Annemler bizi tanıştırmadığı halde arkadaş olduk. Benimle tanışmak kaderinde vardı, unutma."

Doğruydu. Şöyle bir bakınca hayatımdaki en doğal şey onunla tanışmamdı.

Ama konumuz bu değildi, değil mi?

~~~~

Odamın lambasını kapatarak uyumaya hazırlandım. Yatağıma doğru ilerlerken penceremin önünde bir kıpırtı hissetmiştim.

Perdemi açarak sokak lambasının aydınlattığı dışarıya baktım. Evimizin bahçe kapısı aralanmıştı, bu muhtemelen rüzgar sayesindeydi. Etrafta kimse görünmüyordu. Yine de penceremi sıkıca kapatarak tekrar yatağa yöneldim.

Ancak ikinci bir tıkırtı duymamla kanımın donduğunu hissettim, elime bir cisim alma gereği duymamıştım çünkü kendimi telekineziyle savunabiliyordum zaten.

Tam odamın kapısını aralamıştım ki, soğuk bir elin ağzımı kapatmasıyla atabildiğim en yüksek sesli çığlığı attım. Yaşamakta olduğum şey dehşet vericiydi!

Elin sahibi beni evden çıkarıp bir arabaya fırlatana kadar gözlerimi kapadım ve uyanmayı diledim. Korkudan tir tir titriyordum.

Arabanın içine atıldığımda arabada birinin daha beklediğini farkettim. Korkudan tek kelime edemiyordum. Sare, beni evden çıkaran Sare'ydi!

"Elis," diye seslendi Sare direksiyona geçerken. Ön koltukta oturan Elis ona döndü. "Tamam mı?"

Sare eliyle zafer işareti yaptı. Ellerim bağlı değildi, ağzım da öyle. Öylece bakıyordum. Konuşamıyordum, ağlıyordum.

Sare aynadan bana baktı. "Korkma Mayacığım. Konuşacağız sadece," diye tısladı. Onun bu lafına Elis gülmüştü.

Korkudan bayılmış olmalıyım.

Kendime geldiğimde Sare ve Elis bir evin kapısını açıyordu. Issız bir yerdeydik ve villa gibi bir yere gelmiştik. Ben arabadaydım. Kafam kazan gibiydi, ne olmuştu bana? Hiç düşünmeden çığlığı bastım, elimden hiçbir şey gelmiyordu. Arabanın kapısını açamıyordum ve tekmeler savuruyordum.

Sare ve Elis koşarak geldiler, beni arabadan çıkararak debelenmelerim eşliğinde eve girdirmeyi başardılar. Bedenimi koltuklardan birine bıraktığımda Sare içeriye gitmiş, Elis ise önüme geçerek oturmuştu. Hala ağlıyordum.

"Beni...niye getirdiniz?" diyebildim. Gözyaşlarım durmak bilmiyordu ve şoktaydım.

"Merak etme bir şey yapmayacağız. Sadece adaleti istiyoruz, anlarsın ya, kafana birkaç çizik atıp bırakır Sare seni. Bu arada yanındaki o ite de söyle, Dolunay'dan ayrılsın."

Konuşması bile ondan iğrenmeme yetiyordu. Hiçbir şey söylemedim.

Sare en sonunda geldi ve tehditkar bir tonla, "Maya biz de sana sürpriz yapalım demiştik." diyerek yanıma yaklaştı. Elis ve o beni kolumdan tutarak koridorda zorlukla bir odaya sürüklediler. Odanın kapısı kilitlenmişti. Bir masa, bir dolap ve eski bir yatak vardı.

Birdenbire Sare'nin beni dolaba itmesiyle arkaya savruldum. Neyse ki darbe almadan kendimi geri çekmiştim. Anın şokuyla hareket dahi edemezken onların hamle yapmasına izin vermiştim. Sare ve Elis beni hırpalamaya başladılar. Elis saçlarımdan tutarken Sare bana çelme tutarak yere düşürmüştü. Yerde onlara ufacık da olsa karşı koymaya çalışıyordum ama imkansızdı. Ama ne olursa olsun, bana dayak atmalarına izin vermeyecektim.

TelekineziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin