-17-

54.9K 3.3K 1K
                                    

Ama siz sadece Eray ve Maya'nın aşkıyla ilgili yorum yazınca yazar üzülüyor :/

Ve bu bölüm aşktan ibaret olur gibi oldu. Sizler aşk istedikçe yazmak zorunda kalıyorum. Hikayenin kurgusuyla ilgili yorum yapmıyorsunuz ki.

Ama yine de çok seviliyorsunuz *-*

İyi Okumalar^^

"İçeri girin!" diye cırladı Dolunay. Abisi Pars'ın bir süreliğine teyzesinin yanına gittiğini söylemişti. Yani, Pars uzun süre gelmeyecekti. Lale Teyze Dolunay'a iyi annelik yapmak için sürpriz olarak bizi çağırdığını söylemiş, Dolunay da sorgulamadan mutlu olmuş ve kabul etmişti.

İçeri girdik. Eşyalarımızı koyduk, ben Dolunay ile kalacaktım. Eray ise başka bir odada kalacaktı. Dolunay'a babası var mı yok mu diye sormaya çekiniyordum, adamı hiç görmemiştim çünkü.

Dolunay saç diplerindeki kızıl renge baktı. Dip boyası gelmişti, sarıya tekrar boyatması gerekecekti. O da bunu farkederek ofladı. "Maya bir gelsene."

Yanıma oturdu. "Kaza geçirmişsin tatlım, geçmiş olsun."

"Evet ama iyiyim şimdi. Kolum da düzeliyor. Teşekkürler."

"Eray sana benimle ilgili şeyler söylüyor mu?"

"Tabii ki. Senden çok hoşlanıyor." Bunu Eray'a bilerek yapıyordum. Kızı sevmiyorsa ne diye barışıyordu? Niye sevmediği bir kızla ya da herhangi bir kızla çıkmak zorundaydı?!

Hiç kimseyle çıkmayan bir Eray istiyordum.

Dolunay, "Neyse gel, sevgilimi göreyim biraz." diyerek salona yöneldi. Elimi yumruk yaptım. Salona girmemle sıcak buharlı hava tenime değmişti. Lale Teyze klimayı milahtan önce açmış ve kapatmayı unutmuştu galiba. Lale Teyze, "Oturun oturun," dedi. Hepimiz bir koltuğa sırayla oturduk. Ben, yanımda Eray, onun yanında Dolunay.

"Çocuklar siz eğlencenize bakın olur mu?" Belli ki bir yere gidecekti. Hepimiz başımızı salladık. Kadın bize bir şeyler mırıldandı, o süslenirken onu izliyorduk. Bir yere gideceği kesinleşmişti.

Kapıdan çıkıp gittiği anda Dolunay ayağa fırladı.

"Ee, ne yapalım?" Şımarık bir velet gibiydi o sırada. Cidden, Dolunay iyi biri olmasına rağmen ne zaman yanımızda Eray olsa kelimeleri yayarak cilve yapıyordu.

Bizden cevap beklemeden Eray'ın kucağına gömüldü. Çocuğun giysisini somururken, "Benim uykum var," demişti. Pekala. Bu kız sarhoş.

Ve görünüşe göre Eray da öyle. Ellerini Dolunay'ın sırtına koydu, dudaklarıyla kızın cildine dokunuyordu. Aptallar. Daha fazla dayanamayacaktım.

"Lavabonun yerini hatırlıyorum, bir gideyim." dedim. Kalkarken gözlerime hücum eden yaşları farkettim.

Koridordayken Eray'ın salonda Dolunay'a zar zor, "Müsade eder misin?" dediğini duymuştum. Yanıma geliyordu. Adımlarımı hızlandırarak banyoya gittim ve kapıyı kapattım. Eray kapıyı tıklatıyordu.

"Maya?" diye fısıldadı. "Sorun ne?"

"Aptal," diye cevap verdim. Şu anda ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Öylece ağlıyordum.

"Maya ağlıyorsun. Aç şunu."

Pes ederek açtım. Dolunay'ın içeride telefonla konuşma sesleri geliyordu.

"Niye ağladın?" diye sordu. Ellerini yanaklarıma koymuştu.

"Yok bir şey."

"Anlat. Ne oldu? Niye birden ağladın?" Tam gözlerime bakıyordu. Yapma. Gözlerime bakma.

"Sen...Sen aptalsın Eray! Anlamıyorsun! Dolunay ile sevgili olma işte. Onunla mutlu olduğuna sen de inanıyor musun? Sevmediğin halde çıkarak kıza da acı çektirme. Seni seven ve senin de sevdiğin birini bul. Ama seni çok seviyor olsun." Derken ağlıyordum. Bugün mega duygusallaştım.

"Ha anladım," dedi sondaki 'm'yi uzatarak. "Sen Dolunay'ı üzmek istemiyorsun."

Aptal.

"Hı hı." dedim. İtiraz etsem yanlış anlayacaktı. Gerçi doğru anlayacaktı da, neyse.

~~~~~

Bugün tehlikeli hiçbir şey olmamıştı.

Dolunay bize nescafe yapmıştı. Oturup sohbet ediyorduk. Birden cep telefonum çalmaya başladı, annem arıyordu.

"Alo?"

"Kızım, iyi misiniz? Az önce baban aradı, seni sordu. İyi olduğunu söyledim." Sesi az geliyordu.

"Çok mu merak ediyormuş?"

"Kızım, deme öyle. Neyse ben kapatıyorum anneciğim. Eray'la sizi öpüyorum. Görüşürüz."

Eray'ı da gelen geçen öpüyor.

Dolunay hevesle Eray'a bir şeyler anlatırken onları dinliyordum. Eray arada bir bana kaçamak bakışlar atsa da hiç pas vermemiştim. Dolunay nihayet susunca Eray söze girdi. "Maya'ya bir şey diyeceğim," dedi. Dolunay, "Tabi, siz bekleyin ben bir odama gideyim. Bir işim var da."

Yalnız kaldığımızda yanıma geldi. "Acayip şeyler oluyor."

"Ne oldu?" diye sordum.

"Az önce internete gireyim dedim. Biz kaza yaptık ya, onu arattım. Bize çarpan arabanın plakasını aldım. Sonra plakayı arama motoruna girdim, çalıntı araba ilanlarında geçiyor."

Ağzım açık bir şekilde onu dinliyordum. İyi ama bize çarpan araba çalıntı olsaydı olay yerindeki polisler anlardı zaten?

Ona bunu söylediğimde cevabı hazır gibiydi.

"Araba ileride durup ambulansı çağırdıktan sonra gitmiş, mobeselerde çalıntı olduğu niye anlaşılmamış anlamıyorum."

"Eray, bence biri bizi bulacağını söyleyerek yola çıkmamızı sağladı. Kasıtlı olarak çarptı bize. Sonra da ambulansı aradı, ben taburcu olunca da eve dönmemiz için 'yanlış numara' diyerek bizi daha iyi gözetlemek istedi. Şimdi de eminim bizi arıyor."

"Sence annenlere söylemeli miyiz?"

" İş daha fazla büyürse söyleyelim.  Şimdi ortalık karışmasın."

Dolunay yanımıza geldi. "Çocuklar biraz ilerideki marketten çilokata falan alacağım. Hemen geliyorum." diyerek kapıya yöneldi. O gittiğinde hırsla ayağa fırladım.

"Dolunay ile barıştığınızı bilmiyordum!"

"Maya anlamıyorsun..."

"Hastanede rüyama giremediğini söyledin. Ama biliyor musun? Ben seni gördüm Eray. Başka bir şey söylemek istemiyorum. Sana değer veriyorum ama sen sadece başkalarını..."

"Aynı evde kalmamız için yaptım! Lale Teyze'ye barışmadığımızı söyleseydim bu evde kalmamıza izin verecekler miydi sanıyorsun?! Seninle aynı evde kalmam gerekiyordu. Güvende olduğunu bilmem gerekiyordu."

"Dolunay'la ikide bir yiyişme o zaman. Yanınızda kimse yokken ne yaparsanız yapın."

"Beni Dolunay'la bu yüzden yalnız bırakmak istemiyorsun. Onunla takılmamı istemiyorsun. Ve eminim ki başka hiçbir kızla takılmamı istemiyorsun."

"Evet."

"Ne?"

"Evet, istemiyorum. Nedenini düşünsene."

~~~~~
3.Kişi Ağzından

Genç, eline aldığı kutuyu yavaşça açtı. Bunu uzun zamandır bekliyordu.

"Neredeler?"

"Arslan'larda."

"Güzel. Tam istediğim gibi."

Karşısındaki gence baktı. O kendisinin aksine korkak görünüyordu.

Hikayeye başladıgımdan beri içime en sinmeyen bölüm oldu. Ama ne yapayım, 'yeni bolum nerde' tarzı seyler yazıyorsunuz hatta mesaj atanlar var ve strese giriyorum. Aslında hikaye 20k olana kadar yb gelmeyecekti ama hicbirinize kıymak istemedim :d Yine de bu bolumu sevemedim ya, ne bileyim. Yorumlarinizi bekliyorum.

TelekineziWhere stories live. Discover now