-27-

47.5K 2.9K 1.3K
                                    

1 GÜNDE YAYINLADIĞIM 2. BÖLÜM!!!!!

Ben Serenay'in yasayip yasamadigi hakkinda bir suru ipucu verdim cunku bir an once anlamanizi istedim. Serenay eger gercekten yasiyorsa ve geri donerse bambaska bir sir ortaya cikacak, bu zamana kadar bununla ilgili biiiirsuru ipucu verdim zaten :D Benim saklamak istedigim Serenay'in yasiyor olmasi degildi ki, beraberinde getirecegi seydi.

Neyse :D

İyi Okumalar^^

Mutfakta ekmek arasına nutella sürerken, bir şarkının melodisini mırıldanıyordum. Elime bulaşmış olan çikolatayı emdim. Tamam, itiraf etmem gerekirse Nutella değil de başka bir çikolata markasıydı. Ama hepsi aynı sonuçta.

Şarkıma kaldığım yerden devam etmeye başladım, kelimeler daha bir anlam kazanmış gibiydi.

'But no one keeps a secret, no one keeps a secret...'

Kendime ait olmayan bir ses yükseldiğinde arkamı dönerek Eray ile karşılaştım. "Sesin güzelmiş." diyerek o çarpık gülüşlerinden birini attı. Yanıma gelerek henüz hazır olmayan ekmeğini eline aldı ve yemeye başladı.

"Eray dur, daha üzerine reçel sürmedim!" diye cırlayarak eline yavaşça vurdum.

"Ben açım, tamam mı? Hem çilek reçeli yemem."

"Neden?" diye sordum. Çilek reçeli kahvaltımda eksik olduğunda kriz geçirirdim ben, Eray nasıl yemezdi?

"Söylemem, dalga geçersin..."

"Geçmem."

Önce biraz mızmızlansa da sonunda pes ederek söylemişti. "Alerjim var. Çilek yiyince burnumda minik kırmızı noktalar oluşuyor ve emin ol eğer o halimi görürsen benden hoşlanmaktan vazgeçersin."

"Senden hoşlanmıyorum Eray!" diye cırladım.

"Evet, aşıksın."

"Beni deli ediyorsun! Değilim işte, değilim! Bunu yapmaktan vazgeç!"

"Tamam canım bağırma ya, öyleyse okulda bana aşık olmayan iki kızdan biri sensin, diğeri de Elis. O eminim Pars'a aşık."

Pars ölümüne itici bir yüze sahipti, ayrıca ne zaman konuşsa sanki gırtlak kanseri tedavisi görmüş gibi sessiz konuşuyordu. Kimin abisi işte.

"Dolunay'ın." demesiyle sesli düşündüğümü anladım.

"Ve Serenay'ın..." diye ekledi.

"Serenay öldü, ortak." dedim.

"Biz neden şu gizemli kişinin gizemli notunu çözmeye çalışmıyoruz? Palyaçodan bahsettiğine göre birisi iki yüzlü. Yani Dolunay."

"Ayrıca," diye devam ettim. "Öğrendiğimiz her şey hakkında emin olmamamız gerektiğini yazmış. Bu ne demek oluyor?"

"Serenay öldürülmüştür?"

"Belki de. Ama nasıl?"

"Ya dur, annemi arayayım," dedim ve telefonumu çıkararak rehberde 'Anne' diye kayıtlı olan numaraya tıkladım.

"Alo anne?"

"Tatlım, nasılsınız?"

"İyiyiz, iyiyiz. Lale Teyze nasıl? Dolunay rahatsızlanmış diyorlar."

"İntihar etti," dedi annem. Bilmiyormuş gibi yaparak "Aaa!" diye bağırdım.

"Bileklerini kesmiş ama şimdi iyi. Öncesinde sürekli ağlayarak ortalığı falan dağıtmış. Dolunay sürekli birilerini kıskanır, kriz geçirirmiş. Bu sefer de seni kıskandı galiba. Eray'la gittiniz ya, o yüzden.  Ama bunu Lale'ye söylemedim tabi ki."

TelekineziWhere stories live. Discover now