-46-

34.6K 2.4K 305
                                    

Bazi insanlarin beni anladigini hissediyorum, guzel yorumlariniz ve attiginiz mesajlar icin tesekkurler:)

Bolumu geciktirmek istemedim. 2 hafta mesgul oluyorum, ilk hafta yazililara calismakla geciyor ve 2.hafta da yazililarla geciyor. Simdi ilk yazililar sona erdi ama surekli deneme sinavlari yapiyoruz. Bos durmuyorum. Ama ilk basta dedigim gibi geciktirmek istemedim.

Cunku bir onceki bolume baktiginiz an hikayeyi hatirlayabileceginiz halde, kimseye bir saygisizligim olmadigi, hikayeye olan ozenimi yitirmedigim halde +120 kisi gitmis bile. Buna son bolumlere gelen oylara bakarak karar veriyor olmam sizlere bencilce gelebilir ama, ne bileyim. Ben sizi birakmamistim, sizler de Telekinezi'yi birakmasaydiniz iyi olurdu.

İste simdi hikayeyi yazarken ozenimi yitirmekten deli gibi korkmaya basladim.

Sıkıcı, bunaltıcı gelmesin bu bolum size. Mazallah, hikayeyi falan birakanlar olur. Cunku bolum sıkıcı oldugunda yazar az emek vermistir, degil mi?

İyi Okumalar^^

"Ben eve gidiyorum," deyiverdim el çantamı ararken. Eray gözlerini büyüterek seslendi. "Nereye?"

"Annem çağırdı," dedim sakin olmaya gayret göstererek. "Bir şey diyecekmiş."

~~~~~~

Evin içinden sesler gelmiyordu. Anahtarı titreyen ellerimle çevirerek kapıyı açtım. Ev sessiz ve karanlıktı, yüksek ritimde atan kalbim eşliğinde koridorun ışığını açtım. "Anne?"

Yavaşça ilerlemeyi çok isterdim çünkü deli gibi korkuyordum ancak annemi bir an önce bulmak istediğimden hızlı hareket etmek zorundaydım. Salonda yoktu, evin sessizliği hayra alamet olmayacak şekilde ürperticiydi. Kalp atışlarımı işitebiliyordum.

"Maya..."

Arkamı dönmemle annemi tek parça halinde, tedirgin bir şekilde dururken görmüştüm. Bana sakin olmamı işaret ederek oturmamı söyledi.

"Anne, hani evde biri vardı?"

"Maya, bana kızacağını biliyorum ama bir saniye dinlemelisin..."

"Beni kandırdın mı?! " diye bağırdım sinirle. "Ne yapmaya çalışıyorsun anne?! Neyin peşindesin?"

"Baban Amerika için hepimize uçak biletleri almış, buradan gitmemiz gerekiyor."

Babam uyuşturucu işine karışmıştı, ilk göründüğü yerde tutuklanacak olmalıydı ve hapse girmemek için kaçmayı düşünüyordu. Annem beni aptal falan mı zannediyordu? Rol yeteneğimi devreye sokarak perdenin arkasındaki tehlikeyi görmemesi için konuştum.

"Tamam," diye yutkundum. "Anlıyorum. Babam'ın hapse girmesini engellememiz gerekiyor. Ben valizlerimi hazırlamalıyım."

Annem bu tepkime oldukça şaşırmıştı. Ancak kararımdan vazgeçeceğimden korktuğunu tahmin ettiğim için bir şey söylemedi. Odama doğru ilerledim. Olabildiğince acele ederek çantama giysiler tıkıştırdım, hazırlıklar içinde olan annemin yanına giderek Serenay'a veda etmem gerektiğini söyledim. Annem bir yandan diş fırçalarımızı alırken diğer yandan onayladı.

Serenay'ın teyzesinin evine vardığımda Eray'ın, Dolunay'ın, Elis ve Pars'ın da o evde olduğunu hatırlayıvermiştim. Telefonumu çıkararak Eray'a mesaj yolladım.

"Bahçedeyim. Gelebilir misin?"

Birkaç dakika sonra uykulu gözleriyle bahçeye çıkmakta olduğunu farkettim. Yanıma gelerek dengesini sağlamaya çalıştı. "Ne oldu?"

"Amerika'ya gidiyoruz Eray," diye mırıldandım. Gözlerini irileştirdi, birden ayılmıştı.

"Ne? Saçmalama ya," dedi inanamayarak. "Ne gitmesi?"

TelekineziWhere stories live. Discover now