-21-

53.1K 3K 907
                                    

İyi Okumalar^^

Hiçbir şey düşünmek istemiyordum.

Sahil kenarındaki bankta, uslu çocuklar gibi iki elimi dizlerime koymuş dimdik oturuyordum saatlerdir. Belki şu anda herkes beni arıyordu; cep telefonumu kapatmadan önce cevapsız aramaları görmüştüm. Ancak Eray haricinde kimse umrumda değildi.

Parçaları birleştirmiştim işte.

'Sana zarar vermek isteyenlerin kim olduğunu biliyorum,' demişti Sare. Bu olaylar sırasında P.D yazan bir kağıt bulmam, çalıntı araba...

Düşmanlar bizi izlememişti. İstanbul dışında kaldığımız evi anneleri söylemişti onlara. Bizi buldular, çalıntı araba kiralayıp kaza yaptılar.

Dolunay'ın saçını önüne atarak gezmesini sadece bir alışkanlık sanmıştım. Oysa bizim kazamızda yaralanmıştı, alnındaki veya başka bir yerindeki yarayı gizlemek istiyordu. Bunu farketmiş, ama bir ahmak misali görmezden gelmiştim.

Eray...

Beraber kitap okuduğumuz gece, dağ evinde alarmlar çaldığında onun yanına sığınmam... Hayatımın içine etmeyen tek kişi Eray'dı. Belki defalarca ağlamıştım Dolunay'la çıkıyorlar diye, belki gözlerime baka baka onu öpmüştü ama ona kızamazdım ki. En başından beri sadece ona karşı kızgın olamıyordum.

Ve bir karar aldım.

Buradan gitmek istiyordum. Bunun tek yolu yeteneğimi herkese göstermekti. Madem zehirli bir yeteneğe sahiptim, öyleyse herkesin kanına işleyecek bu zehri enjekte edecektim. Bu kötü bir yetenekti, ben de kötü olacaktım.

Bana engel olan sadece Eray'dı. Onu kaybetme korkum olmasa bu şehri birbirine katabilirdim. Eray'a ihtiyacım vardı. Dolunay'la sevgililerdi ve ben hep içten içe onunla yakın olabilmeyi düşünürdüm fakat sürekli bastırırdım bu hissi.

Telefonumu açtım. Annemden beş, Dolunay'dan iki, Eray'dan yirmi dokuz cevapsız arama vardı.

Ben bu hikayeyedeki yanlışı anlamıştım.

Yanlış olan iyi biri gibi davranmamdı. Niye insanların beni korkutmasına izin vereyim ki? Onları tek bir hareketimle korkudan titretebilmek dururken neden korkak ben olayım?

Hepsini yerle bir etmen beş saniye sürmez, dedi içimden bir ses.    
Kendine gel Maya. Pars ve Dolunay bir olsa ancak kaza yaptırabilirlerdi. Ki yaptılar da. Sen tek başına onların hayatlarını bitirebilirsin. Bunu bilmiyor musun? Ne kadar özel olduğunu göremiyor musun?

Ekranda 'annem' yazısı çıkınca telefonu aldım ve hırsla açarak konuşmaya başladım.

"Arama beni. Beni korumak mı istiyorsun? Büyücü bir arkadaşının evine postalamak yerine beni o lanet olası eve geri döndür. Beni kendimden başkası koruyamaz, oldu mu anne? Herkes ellerini üzerimden çeksin. Sen dahil, herkes."

Cevap vermesini beklemeden telefonu yüzüne kapadım.

Bir sonraki durak Lale Teyze'nin eviydi.

~~~~

Bahçeye girdiğimde Eray'ı elinde telefonla endişeli bir halde görmüştüm. Beni görünce yanıma geldi ve omuzlarımdan tuttu. "Maya, neredeydin?!"

Ona ifadesizce bakarak geri çekildim ve evin içine daldım. Dolunay ve Lale Teyze şaşkınlıkla bana bakıyordu, Sare Eray'la konuştuktan sonra gitmiş olmalıydı. Dolunay'ın odasına gidip eşyalarımı büyük çantama tıkıştırdım ve ışık hızında tekrar koridordan geçtim.

"Maya, tatlım ne oluyor?" diye sordu Lale Teyze.

"Ben burada daha fazla kalamam. Lütfen..." dedim ve evden dışarı fırladım.

TelekineziWhere stories live. Discover now