-57-

27.9K 1.6K 706
                                    

Gelecek bölümden sonra finale iki bölüm kalmış olacak arkadaşlar. 

Ve düşmanı DİĞER BÖLÜM öğreneceksiniz.

İyi Okumalar^^

Defteri açmak istedim ancak şifresi vardı.

Serenay alt kattan bulduğu tornavidalarla defteri parçalarcasına açmaya çalışırken kollarımı bağlamış halde onu izliyordum.

"Açılmıyor. Boşver. Çok önemli bir şey olduğunu sanmıyorum."

Onun aksine, ben daha farklı şeyler düşünüyordum. Eray bizi buraya öylesine göndermiş olamazdı. Hikayeyi bize kendisi anlatamadığı için bizim çözmemizi istemişti. Buna artık emindim.

3. Kişi Ağzından

"Ne oluyor, neredeyim ben?" diye seslendi Pars. Uyanmıştı ve ne kadar zamandır baygın olduğunu bilmiyordu. Etraf karanlıktı. Yattığı zemin buz gibi soğuktu. Nerede olduğunu, nasıl geldiğini bilmiyordu.

Birden birinin ona yaklaşmakta olduğunu hissetti.

Karanlıktan hiçbir şey seçemiyordu. Derin derin nefesler aldı. O kişi gittikçe yaklaşıyordu.

"Merak etme, henüz ölmeyeceksin. Büyük günü beklemelisin. Ben de o gün gelene kadar sessizliğimi bozmayacağım."

Bu ses... Ona bir yerden tanıdık geliyordu. Beyni karmakarışık haldeydi.

"Çünkü o çoktan gitmişken sen yaşamaya devam edemezsin. Bu adil değil. Senin için de, ailen için de."

Pars dinlemeye devam etti. Hiçbir şey anlamıyordu. Kimden bahsediyordu bu kişi?

Adım seslerinin uzaklaştığını işitti. O kişi merdivenden çıkıp kapıyı açtığında küçük, loş bir ışık içeri dolmuştu.

Bu kısa süre içinde Pars etrafa bakmaya çalıştı. Gözüne ilk çarpan şey ise karşı duvardaki kocaman yazıydı.

"Mert"

~
~
~
~
~
~

Maya' nın Ağzından

Serenay ve ben pes edip uyumaya karar vermiştik. Anneme Sero'nun teyzesinde kalacağımızı söylediğim için rahattım. Koltuklara örttüğümüz çarşafların üstüne yastıklarımızı koyduk ve yatmaya hazırlandık.

Aniden aklıma düşman geldi. Bir süredir nerelerdeydi? Eray gittiğinden beri ondan tek bir mesaj almamıştım.

Aman, benden uzak dursun, diye geçirdim. Aynı anda Serenay bana gülümsedi. "Aynen."

"Düşüncemi okumayı bıraksan diyorum?"

Yeniden güldü. Saçlarını dağınık topuz yapmıştı. "Hadi sen yat. Ben bir şeyler atıştırıp geliyorum." dedi ve mutfağa yöneldi.

Koltuğa uzandım. Biraz önce gördüğüm boya kalemlerini, uçurtmayı düşündüm. Bana ait olmaları imkânsızdı. Daha küçücük bir bebektim. Annemler büyüyünce kullanmam için aldılarsa neden taşındığımızda beraberimizde götürmemiştik?

Düşüncelerimin arasında uykuya daldım.

Eray 'ın Ağzından

Onlara nasıl söyleyecektim? Biri sevdiğim kız, diğeri ise yakın arkadaşım.

Evet, düşmanla beraber Serenay'la benim kardeş saçmalığımızı da öğrenmiştim. Hepsi Dolunay'ın oyunuydu. Lale Teyze'ye gerçekçi kanıtlar sunmuştu. Kadın zaten geçmişini hatırlamıyorken, bir de koca bir yalana inanmak zorunda kalmıştı.

TelekineziWhere stories live. Discover now