-59-

31.7K 1.7K 1.1K
                                    

CEVAPLARIN BÖLÜMÜ.

PARANTEZ İÇİNDE VERİLEN YERLER DAHA ÖNCEKİ BÖLÜMLERDE YER ALMIŞ OLAN KISIMLAR / FLASHBACKLER. YANİ ONLARI DAHA ÖNCE OKUDUNUZ, ŞİMDİ İSE AÇIKLAMALARINI ÖĞRENECEKSİNİZ.

FİNALDEN ÖNCEKİ SON BÖLÜM. HER ŞEYİN SEBEBİ, CEVAPLAR, GEÇMİŞ, HEPSİ BURADA. 

UMARIM BÖLÜM SİZE KARIŞIK GELMEZ. :D VE UMARIM SIKILMAZSINIZ.

UNUTMAYALIM, DİĞER BÖLÜM FİNAL. *AĞLAYAN EMOJİ*

_

İYİ OKUMALAR^^

Soğukkanlı kal.

Sakin ol.

Annem tüfeği kendisine doğrulttuktan sonra hafifçe gülerek yeniden yere koydu. Bu annem değildi, annemin çarpılmış hali gibi bir şeydi. Gözleri farklı bakıyordu. Yabancı gibi.

"Sürpriz."

Daha birkaç dakika öncesinde mükemmel bir şekilde dövüşüyordu. Sanki profesyonel gibi.

Ah, tabi ya.

(İçimde anneme karşı ilk kez kopmakta olan bir şeylerin düzelmekte olduğunu hissettim. Elini yanağıma koyduğunda başımı yasladım. İçten gelen bir dürtüyle, ''Bana dövüş öğret,'' deyiverdim. ''Sende gerçekten harika duruyor."

Annem güldü. ''Bunun için beklemelisin bir tanem. Sana hamile kalmamdan ancak bir yıl öncesinde dövüşe başlayabildim. Sonra da geçip gitti zaten.'')

Karşımdaki canavara baktım. Tüm bunların kötü bir kabus olmasını diliyordum. Eray hiç de şaşırmış gibi değildi, çünkü daha önce öğrenmişti ve bu acı durumu bana söyleyemeyecek kadar kötü hissetmişti.

"Kötü şeyler olacak," diye fısıldadı Eray.

Annem hepimize tek tek bakıp konuştu. "Oğlumu benden koparıp aldınız. Artık kaybedecek hiçbir şeyim yok."

Lale Teyze, Serenay, Eray ve benim durduğumuz yerin zeminine baktım. Çember şeklinde bir ıslaklık vardı. Neler olacağını fark ettiğim anda Dolunay beni yanıltmayarak elinde bir çakmakla çıkageldi.

Annemin komutuyla çakmağı yakıp yere doğru tuttu.

O anda alevler, üzerimize yaklaşan dev bir dalga gibi yükselmişti. Hepimiz çığlık çığlığa yere çöktük. Kendimi hissetmiyordum, vücudumu hissetmiyordum. Yalnızca uykuya dalmak istiyordum.

Serenay bağırarak ağlamaya başladı. Eray olacakları görmememiz için ikimizi de ensemizden tuttu ve kendini siper etti. Ben bağırmıyordum. Ağlamıyordum da. Ölüm fikri beni korkutmamaya başlamıştı.

Bir ara ateşin bize gittikçe yaklaşmakta olduğunu fark ettim. Çember daralıyordu.

Gece güneşi gibi bir aydınlık çökmüştü üstümüze. Gittikçe ısınıyordum. İkinci yeteneğimin ölüme kafa tutmak olduğunu bilsem de bu sefer direnmeyi reddediyordum. Sıcak dayanılmaz bir hal almaya başlamıştı.

Alevler bize iyice yaklaşmışken, nereden geldiği bilinmeyen gök gürültüsü eşliğinde boynumda bir ıslaklık hissettim.

Bu bir yağmur damlasıydı ve alevleri alaşağı ediyordu.

Yağmur gittikçe hızlandığında gücün bizim elimize geçtiğini hisseder gibi ayağa kalkmaya başladık. Serenay titreyerek beni kavradı. Onu hiç bu kadar savunmasız ve çaresiz görmemiştim.

Sadece bizim üzerimizde olan gri renkli bir yağmur bulutu,  üstümüze yağmur damlalarını bardaktan boşaltırcasına bırakıyordu.

Annem anlayamadığım bir şey söyledi. Dolunay bağırarak karşılık vermişti.

TelekineziWhere stories live. Discover now