-41-

42K 2.5K 1.1K
                                    

Multimedia alakasız.

Önceden hikayeyi hep Maya'nın agzından yazardım, son bolumlerde Eray ve Serenay'ın agzından yazmaya basladım ama bu durum uzun surmeyecek.

Arkadaslar hep birkac gun ileri alıyorum, kucuk detaylarla sıkılmanızı istemedim gecen seferde de boyle yapmıstım.

Yeni basladigim Kolej isimli hikayeme bu hikayeyle ilgili yorumlar yaptiginizda tuhaf hissediyorum.

Yeni bolumu sormak icin bana mesaj atabilirsiniz, cevap veriyorum zaten :D

İyi Okumalar^^

3 gün sonra Maya'nın Ağzından

Evde, üzerimde battaniyeyle dinlenirken bir yandan da kahvemi yudumluyordum. Bileğimde kesik izleri kalmayacak gibi görünüyordu.

Kahretsin ki bileğim kesilmeden önceki saniyeleri hatırlamıyordum, tek hatırladığım gözlerim kapalıyken elimde jiletle kapının açıldığını duymam ve korkuyla gözlerimi açmamdı.

Gerisi yok.

Kimi gördüm, bana saldıran kimdi hiç bilmiyordum ama deliler gibi korkuyordum. Anneme bunu söylediğimde korkuyla feryat etmiş ve Lale Teyze'ye anlatmıştı.

Eve alarm takıldı. Umarım daha güvende olurdum, aksi taktirde geberip gidecektim.

Kapı çalındı, annem açtığında elinde bir kutuyla Eray'ın geldiğini görmüştüm. Eray salona girdi, annem mutfağa gitmiş olmalıydı.

"Selam," diye fısıldayarak karşıma oturdu. Yeniden kalkıp elindeki kutuyu bana uzattı.

"Bu ne?" diye sordum şaşkınlıkla.

"Kutu."

"İçinde ne var?"

"Sanırım bunu açmadan öğrenemezsin Maya."

"Doğru," dedim dalgın bir şekilde ve kutunun üzerindeki fiyonku çözdüm. Fiyonk da, kutu da simsiyahtı. Kutuyu heyecanla açtım.

Simsiyah renkli, mükemmel derecede havalı bir kol saati duruyordu içinde. Ünlü bir markaydı ve harikaydı.

"Eray! Ben...bunu kabul edemem ki."

"Şu klasik sözü söyleme bence," dedi homurdanarak. "Şey, alırken Serenay'a danıştım. Zevkine hitap etmezse..."

"Bayıldım!" diye çığlık atmıştım. "Çok...teşekkürler."

"Saatte bir değişiklik farketmedin mi?" diye sorduğunda saati incelemeye başlamıştım. Yelkovan ilerlemiyordu, saat durmuştu.

"Saat durmuş," diye mırıldandım.

"Evet," dedi Eray gülerek. "Saati takmanı istiyorum Maya. Çalışmamasını bilerek rica ettim görevliden. Senin yanındayken benim için zaman duruyor, bunu bilmeni istedim. Ona her baktığında aklına bu gelsin, olur mu? Seni seviyorum."

Yaşlı gözlerle ona baktım. Ellerim titriyordu. "Ben de seni," diye fısıldadım minik bir tebessümle. Hayatımda aldığım en güzel hediyeydi, en mükemmel. Ve bana ilk kez 'Seni seviyorum,' demişti. Ben de ona ilk defa söylemiştim.

"Her neyse," diyerek karşıma oturdu. "Benim romantikliğim bu kadar. İdare edeceksin artık."

Gülümsedim. Devam etti. "Maya, ben bir şey öğrendim."

"Benim," dedi tereddütle. "Bak, annem ve babam annem bana hamileyken bir kez daha boşanmış. Bir kadın babamdan hamile kalmış. Annem babamla barıştıktan sonra babam anneme, kadının bebeği aldırdığını söylemiş. Ama aldırmamış. Ve hiç bilmediğim bir kardeşim var, Maya."

TelekineziWhere stories live. Discover now