-45-

36.4K 2.4K 366
                                    

Arkadaslar bolum size korkunc gelmesin hikayede korkunc seyler olmayacak sadece gerilim yapmak istiyorum ozellikle son sahnede korkmazsaniz sevinirim insanustu bir yaratik yok cunku :D

Bu bolumu yazabilmem icin gecen bolumun berbat olmasi sartti. Bu benim de sinirimi bozdu ama artik bir seyleri dengelemek istiyorum. Eger hikayede olanlari unutacaginiz kadar uzun bir sure bekletiyorsam onceki bolumu okuyabilirsiniz arkadaslar. Ben bir bolumu ekleyip oncekini silmiyorum, bolumler her zaman onunuzde ve yb geldiginde hikayeyi unuttuysaniz onceki bolume goz attiginiz an hatirlayacaksiniz zaten.

Ozensiz davrandim ama hevesimi kaybetme sebebim okul. Bazi seyler olup bitiyor ve derslerimin dusmesinden cok korkuyorum. Ama Maya bir savasci; ben de oyleyim. Burayi aksattim ve beni destekleyen, hak veren, hep yanimda olan insanlari hayal kirikligina ugratarak hem cok beklettim hem de kisa bolumler yazdim. İnsanlari sinirlendirmis olabilirim, onlari uzmus veya hikayeden neredeyse kopmalarini saglamis olabilirim.

Ama benim o insanlari kaybetmeye hic niyetim yok.

İyi Okumalar^^

Onca şey yaşanmıştı. Bombalar, notlar, ölenler... Pes etmeyi defalarca denesem de düşman canımı yakabilmek için insanlara zarar vermeye devam etmişti. Arkadaşımın babasına olduğu gibi, suçsuz olduğu halde yenilmişti insanlar.

Annem bana hiçbir zaman bir savaşçı olduğumu söylemedi. Alnımı öperek benimle gururlanmadı, ama ben kendimle gururlanabiliyorum çünkü savaşçı olduğumu kimseden duymaya ihtiyacım yok; ben zaten öyleyim.

Eray saçlarını savurarak beni kolları arasına aldı.

"Bugün bir yere gidelim mi?"

Kibarca reddetmek istesem de gözleri hevesle bana bakıyordu. Gülümsedim. "Olur."

"Tamam, sen içerden montunu falan al. Ben burada bekliyorum."

Ayağa kalkarak içeri gittim. Annem babamın mahkemelik olmasına hem seviniyor hem üzülüyor gibiydi. Onu görmezden gelerek odamdan montumu ve telefonumu alarak evden ayrıldım.

Eray elinde bir şey tutuyor ve kaşlarını çatarak ona bakıyordu. Yaklaştığımda bir not olduğunu görmemle midem kalkmıştı.

"______TARAFINDAKİ ORMANLIK ALANDA BEKLİYOR OLACAĞIM. OYUNU KAZANMAK İSTEYENİNİZ VARSA KOŞARAK GELMELİ. BOL ŞANSLAR."

"Peki," dedi Eray sakince. "Evde kalıyorsun."

"Hayır," diye karşılık verdim. "Telekineziye ihtiyacın var Eray. Kendimi tehlikeye atmayacağım."

Eray cevap veremeden karşıdan Elis, Dolunay ve Pars üçlüsünü görmemle onlara yönelmiştim.

"Ne oluyor?"

"Maya," diye soludu Elis. "Her ne çeviriyorsanız ucu bize de dokunmaya başladı. Not göndermiş birisi. Serenay'a haber ver, hep beraber gidiyoruz."

Eray öfkelenmişti. "Sizlik bir şey yok."
"Var," dedi Elis. "Adam tehdit ediyor. Gelmezsek öldürür falan, güvenemeyiz."

Eray Allah'tan sabır diler gibi göğe baktı. "İyi."

~~~~~

Serenay'a haber verilmiş, ormana gelinmişti. Pars arabadan korkuyla indi. Akşamüstü değil de gece olsa geçen seferki gibi korkudan ne yapacağını bilemeyecekti.

"Nerede bu? Buluşmaya gecikti,eminim düşman bir kız. Hazırlanmakla falan zaman kay-"

Hepimizin birden ona baktığını farkettiğinde susarak mırıldandı. "Ortamı yumuşatmaya çalışıyorum."

TelekineziWhere stories live. Discover now