12.Bölüm: Atışma

1.5K 87 28
                                    


Hayal telefon görüşmesinden sonra ani bir reflekse yataktan kalkmıştı. Bir sağa bir sola yürüyorken bir yandan da söyleniyordu. “Hayır! Olmaz, ben karşılaşmak istemiyorum onunla!’’ Esin gözlerini ovuşturup yanına gelmişti fakat Hayal onu bile fark etmemişti.

“Canım iyi misin?” diye sordu Esin. “Kim aradı? Sesini duydum, telaşlıydı. Hayal! Alo! Ben buradayım.” Elini genç kızın yüzünün önünde salladı. Hayal kendini yatağa tekrar atıp pufladı.

“Setten aradılar, Film Stüdyodan. Kuaför istifa etmiş, bu yüzden beni sürekli çalışan olarak işe almışlar.”

“Bu güzel bir haber,” dedi Esin ilk fakat aniden kaşlarını çattı. “Aynı zamanda kötü bir haber sanırım.”

“E, yani. Ben o adamdan uzaklaşmak istedikçe dibimde bitiyor, bıktım!”

Esin karşısına geçip omuzlarına ellerini koydu. “Yeter bu kadar sızlanma! Şimdi derin bir nefes alıyorsun ve dün Defne ablanın dediklerini düşünüyorsun. Ne demişti?”

Hayal kaşlarını çatıp “Defne abla? Defne abla? Sen abla mı diyorsun?” diye sordu.

“Hayal konu bu mu gerçekten. Hem kız suçsuzdu. Bir ricada bulundu, iyi biri diye ben de ricasını geriye çevirmedim. Abla dedim işte.”

“Tamam suçsuz ama samimi olacak kadar da hayatımıza dahil etmedik. En azından ben öyle sanıyordum.”

“Abla dedim diye hayatımıza dahil etmiş olmuyoruz canımın içi. Ayrıca asıl konuya dönersek; dün çok güzel bir şey söyledi. Onunla savaş dedi sana, kaçma dedi anladın mı?”

“Sen de mi öyle düşünüyorsun?”

“Hatasını anlamalı. Davanın açılması bunu anlaması için bir yoldu fakat sen o yolu sırf onunla karşı karşıya gelmemek için kapattın. Ama işte kader sizin hesaplaşmanızı istiyor. Kaderin hakkını aramanı istiyor canımın içi.”

Hayal bir an duraksayıp geriye adım attı sonra elini saçlarına getirdi ve başını hafifçe kaşıdı. Yüzünü buruşturup Esin’e baktı.

“Ben bu bakışı biliyorum,” dedi Esin tebessümle. “Haklısın demek istiyorsun. Sonunda dang etti kafana.”

“Ya her şey daha da kötüye giderse diye korkuyorum. Tamam. Kaçmak yok, benimle uğraşırsa ben de onunla uğraşacağım. Asıl şimdi görsün Hayal Yılmaz kimmiş!”

“Aslanım benim işte bu!” diye sevinç nidası attı Esin. “Aynen kaçmak yok Defne abla sağ olsun!”

“Bir anlık sinirle kızdım abla demene ama aynen,” dedi Hayal, alt dudağını ısırıp devam etti. “Defne abla sağ olsun!” Sarıldı Esin'e “Teşekkür ederim Esin, iyi ki hayatımdasın. Başından beri beni yalnız bırakmadın.”

“O Bay İsmi Lazım Değil daha kim üstün kim değil bilmiyor! Göster ona dünyanın kaç bucak olduğunu.”

“Göstereceğim!” dedi Hayal elini yumruk yapıp havaya kaldırarak.

“Ama bunun için seni savaşa oldukça iyi hazırlamalıyız canımın içi. Gel hadi.” derken, gülerek arkadaşını kolundan çekiştirip oturduğu yerden kaldırdı Esin.

“Ay! Of, dur kolumdan çekme, zaten geliyorum.”

Kızların evde hazırlanmaya başladıkları o anlarda Evren, Film Stüdyoya varmıştı. Elinde senaryosu, köşesinde oturmuş, çekilecek sahnesinin repliklerine göz gezdiriyordu. Aktristin geldiğini görünce aklına Hayal geldi.

“Acaba bugün burada olacak mı? İnanç sadece bir günlüğüne geldiğini söylemişti. Neden içimde bir huzursuzluk var anlamıyorum? Of!'' Senaryoyu masanın üzerine bırakıp eline kahvesini aldı. Önünden geçen çalışana seslendi.

YILDIZ TOZU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin