11.Bölüm: Olamaz!

1.9K 136 62
                                    


Evren ile gün boyu bir daha karşılaşmamanın rahatlığı ve çokça çalışmış olmanın yorgunluğu ile güne son vermişti Hayal. Esin de işlerini tamamlayınca beraber onları almaya gelen Suat’ın kırmızı külüstür aracına bindiler. Esin’in evinin önüne geldiklerinde ise Suat’a veda edip araçtan sırayla indiler.

“Hayal!” diye seslenen Suat ile kızlar refleks ile ikisi bir döndü.

“Efendim abi?” dedi genç kız ona.

Suat yaslandığı arabadan uzaklaşıp genç kıza doğru ilerledi. “Sevda ile senin... İkinizin arasındaki bu dargınlık daha ne kadar sürecek?”

“Abi lütfen...”

“Dinle bir dakika. Esin’de kalman değil konu. İkinizin de bizden kopmuş olmanız. Sonuçta hepimiz bir aileyiz ve bugüne kadar kızlar gecesi yapmak dışında bu kadar ayrı kalmadınız evimizden. Tamam, suçsuz demiyorum, suçlu. Biliyorum o gün söylediği sözler ağırdı da. Affet de demiyorum o yüzden.” Esin’e baktı hüzünle. “Sana da affet demiyorum bakma öyle. Ben sadece... Evde kalsanız belki her şey daha çabuk yoluna girer diye düşünüyorum. O da siz gittiğinizden beri bitkin bir hâlde, belki bir adım atsanız...”

Hayal burukça gülümseyip ellerinden tuttu Suat’ın. “Bu sefer ben adım atmayacağım, onun bana gelmesini bekleyeceğim çünkü hatasını anlaması gerek. Ona bir adım atmayı çok isterdim abi ama o bu adımıma karşılık vermez, biliyorum. Çünkü onun gözünde ben; onun hayalini çalan parça parça yapan bir yabancıyım. Bana yetim, öksüz diyerek yıllar sonra bu aileye sonradan dahil olduğumu hissettirdiler. Buna rağmen onları çok seviyorum yine de. Atamıyorum onlara olan sevgimi kalbimden. Ne kadar canımı yaksalar da bana inanmasalar da atamıyorum işte. Sen abisin onu da bizi de düşünüyorsun ama zaman lazım bize, tamam mı? Sadece zaman.”

“Tamam güzelim.” dedi Suat, kardeşine sıkıca sarıldı. Kapalı gözlerini araladığında ise bakışları, gözleri dolu dolu olmuş onlara bakan Esin’e çarptı. “Gel buraya Mutlu Esin, sana ağlamak yakışmıyor. Çirkin oluyorsun.” dedi. Onu da aldı kollarının altına.

Kızlar sevgi yumağı olup ayrıldıktan sonra Suat’ı iki yanağından aynı anda öpüp eve çıktılar. Suat derin bir iç çekip kendi evinin yolunu tuttu bu kez. Mahalleye geldiğinde sokağın başında etrafına meraklı gözlerle bakınan kızı gördü. İlk başta anımsamasa da sonradan fark etti.

“Aksel Efendi’nin sekreteri? Pardon ablası demeliyim değil mi?”

Defne duyduğu sesle bir an yerinde zıpladı. “Ah! Ödümü kopardınız!” Saçlarını düzeltip ona baktı. “Defne ben.”

Suat kızın tepkisine gülmemek için dudağını ısırdı. Kaşlarını çatıp sert bir ifade takındı hemen. “Ne işiniz var burada?”

“Ben şey ... Ben Hayal ile görüşmeye gelmiştim. Tabii bir de Esin ile.”

“Olanlardan sonra asla onları görmenize izin veremem.”

“Suat Bey...”

“Bakın, kardeşiniz yeterince canımızı yaktı ama buraya kadar. Gidin lütfen.”

“Ben de zaten bunun için geldim. Onun adına özür dilemeye.”

“Beyefendi özür dilemeyi bilmiyor galiba.” dedi Suat alaycı bir tınıyla. Tavrı da sesini destekliyordu.

YILDIZ TOZU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin