55.Bölüm: Hüzünlü bir masal...

899 67 160
                                    

Küçüklüğünden beri masallar okur her okuduğu masalda da kendini prensesin yerine koyardı Defne. Ta ki kanser onu buluncaya değin. Küçük bedeninin yıllar boyu sürdüreceği savaşın sonucunda her savaşta olduğu gibi onunda kaybı olacaktı. Ona acı veren, bedenini güçsüz düşüren hastalıktan kurtulmuştu ama anne olma hakkını da kaybetmişti elinde olmadan. Bu Defne için büyük bir yıkımın küçük bir başlangıcıydı. Defne'ye göre masalların olmazsa olmazı çocuklardı. Bu elim olaydan sonra aile olacağına olan inancı sarsılmıştı. Kendi masalını da yazmayı çoktan bırakmıştı.

Bir gün karşısına çıkan genç bir delikanlı onu yeniden masal yazmaya ikna edecekti. Defne acılı kalbinin kapılarını ilk kez bu delikanlıya açacaktı. Açmıştı. Defne tüm doğruları ile gitmişti ona. "Çocuğumuz olmasa bile kabulümsün," diyen adam düğün günü, "Bunu yapamam. Çocuğumuz olmadan evliliğin ne anlamı var ki!" diyerek onu terk etmişti ama. Levent ile başladığı masal mutsuz sonla bitmişti. Annesinin de aşk adı altında onları terk etmesiyle ise masal yazacağı birçok defteri kaldırmıştı. Çoğunluğunu ise yakmıştı. Hayatı kardeşi olmuştu. Annesini ise ne olursa olsun affetmişti. Ölüm vardı sonuçta. Babasını kaybettikten sonra kırgınlıklar önemini yitirmişti belki de. Çok durmamıştı üzerinde. Zaten kalbi yeterince yorgun ve kırıklarla doluydu onu daha fazla incitmek istemiyordu düşünerek. Zamanla çizdiği tablolardaki renkler onun yazısı olmuştu farkında olmadan. Masal yazmayı bırakmıştı aslında fakat çizmeye başlamıştı, bilmiyordu henüz.

Bir gün yine "Her gün aynı" diye düşünürken o günün seyrini değiştiren bir şey olacaktı. Evren âşık olmuştu. Hayal, kardeşinin kalbine aşkı ve sevgiyi getirmekle kalmamış Defne'nin de Mutluluk Tablosunda eksik olan rengini getirmişti. Suat'ı.

"Benim asla çocuğum olmayacak Suat. Bizden aile olmaz. Mutsuz olacaksın. Başlamadan bitsin bu hikâye." demişti Defne. İçindeki umutsuzluğun en bi' çaresizliği ile söylemişti bunu. Suat'ın onu terk etmesindense en başından hiç başlamamak daha doğru, daha az acıtıcı gelmişti.

"Ben seni seviyorum Defne. Elini tuttuğum vakit aynı ritimle çarpıyor ya kalbimiz, gözlerin böyle aşkla bakıyor ya bana, bundan ala mutluluk olur mu?" diyerek karşılık vermişti Suat. "Olmaz Defne'm. Seni bırakmam için tek kabul edebileceğim neden beni sevmemen olur. Bunu söylersen ancak o zaman vazgeçerim senden. Dilin varacak mı bunu söylemeye?" Sözlerinin bitimine "Bu yalanı bize söyleme" der gibi bakıyordu genç adam.

Ayrılığı düşünmenin kolaylığını ama gerçeğe dönüştürmenin zorluğunu Suat'ın sözleriyle anlamıştı Defne. Suat'a sıkıca sarılmış, omzuna başını gömüp sarsılarak ağlamıştı. "Suat... seni seviyorum, çok seviyorum hem de. Sakın bırakma beni."

Ve Suat; ruhunun müziğinin eksik notasını bulmuş, tamamlanmıştı Defne ile. Kan bağı olmadan da aile olunabildiğini kız kardeşlerine ve annesi yerine koyduğu Gözde'ye olan sevgisiyle kanıtlamıştı Defne'ye. "Senin Selim'e duyduğun sevgiyi düşün. Kan bağınız yok ama sen onu en az Evren'i sevdiğin kadar seviyorsun. Siz de bir ailesiniz." demişti Suat. Bu gerçeği de kalbine sevgiyle buyur edip kabullenişini yaşamıştı Defne.

Evlendikten sonra bir gün Suat'ın ona sunacağı bir düşünceye tamam derken bulmuştu kendini genç kız. Küçüklüğünden beri ziyaret ettiği Çocuk Esirgeme Kurumu vardı Suat'ın, tıpkı Defne gibi. Defne evlat edinmeyi istemişti ama evlilik şartı onu hep yarı yolda bırakmıştı bu isteğinde. O da birçok çocuğun koruyucu velisi olmuştu. Okul hayatlarında destek olmuştu onlara. Kuruma gidip oyunlar oynamıştı. Verebileceği en özel şeyi vermişti. Sevgisini. Tıpkı Suat gibi. Ayrı kurumlarda yüreklerinde büyüttükleri sevgiyi dağıtmışlardı küçük yüreklere. Suat'ın gittiği kurumda o küçük yüreklerin arasında biri vardı ki diğerlerinden daha ayrıcalıklı bir köşeye sahip olmuştu Suat'ın kalbinde. Suat, Defne'yi onunla tanıştırdığı vakit genç kız içinde vazgeçilmez olmuştu o küçük yürek. Ve Duru; O da bu ayrıcalığı hissetmişti kalbinde. Diğer çocuklardan daha çok sevmişti Defne ve Suat'ı, daha çok sahiplenmişti. Çizdiği resimlerde yüzü belli olmayan anne ve babasının yerine ikisini koyabilecek kadar çok sevmişti hem de.

YILDIZ TOZU (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now