60.Bölüm: Açan Çiçekler - Ölü Yapraklar

803 66 113
                                    

3 yıl sonra...

Parmakları piyanonun üzerinden içinde yaşadığı coşkun neşeyle geçiyordu Evren'in. Minik kızının doğum günüydü ve yine tüm aile bir araya toplanmışlardı. Bahçede hazırlıklar sürerken Evren ise içeride Duru, Güneş ve ikizlere piyano şöleni sunuyordu. Güneş babasının yanında elbisesinin eteklerini tutmuş kıkırdayarak zıplarken, uzun koyu kahve saçları sırtına doğru uzanmış ve dalgalanıyordu. Saçlarının toplanmasını sevmiyordu. Duru ise Emre ve Berke'nin ellerinden tutmuş bir çember oluşturmuş dönüp duruyordu, çocuklar bu dönüşle minik dudaklarından eğlenir kıkırtılarını kaçırıyorlardı.

"Yüzüne söylemeyeceğim ama Evren'e hayranım açıkçası." dedi Suat karısına sarılıp. Defne meraklı bakışlarını ona odakladı. "Çocuklarla çocuk olmayı çok güzel başarıyor."

Güldü Defne. "Birbirinizle didişirken de bunu fark etmiş olmalıydın hayatım, seninle de bunu gayet güzel başarıyor çünkü."

"Of! Kafama çok fena taş çarptı." dedi gülerek genç adam, Defne başını iki yana salladı. "Seviyorum uğraşmayı hepsiyle. Fena mı çocuklara da eğlence oluyor."

"Sen hiç değişme kocam!" derken öptü onu Defne, geri çekilip gülümsedi Suat.

"Sen iste yeter ki hayatım."

"Ay aman!" diye yakaran Hatice Hanım'a döndü herkesin bakışı. Yaşlı kadın, Duru'nun köpeğinin dişlerinin arasından eteğini kurtarmaya çalışıyordu ama köpek onunla oyun oynamak istediği için bırakmıyordu. "Kara Kuzu!" diye seslendi İnanç'a, "Gülme oğlum al şu veledi."

"Bence tepsiyi alayım ben Hatice Sultan, seninle oynamak istiyor o."

"Bir kere sevdim ayrılmaz oldu peşimden. Evladım işim gücüm var işte alıver." dedi esefle kınar gibi Hatice Hanım. İnanç gülerek geldi yanına, Gofret'in inadına inatla karşı koyup sonunda ayırdı ayağının dibinden. Yaşlı kadın derin bir oh çekerken, Eylem gelip Gofret'in başını iki elinin arasına alıp sevmeye başladı.

"Tamamen iyisin artık he oğlum, büyüdün mü sen? Görmeyeli bayağı büyümüşsün belli."

Yurtdışına çıkmışlardı bir süre tatil amaçlı yaz sezonunda Eylem ve İnanç, döneliyse bir hafta oluyordu. Daha öncesinde yoğun bir sezon geçirdikleri için Aksel Stüdyo adına, bir türlü fırsat bulamamışlardı balayına gitmeye. Bu sezon tatilinde hepsini aradan çıkarmışlardı. Daha da gezmek planlarının arasında vardı fakat Eylem son turda biraz halsizleşmişti ve bu halsizleşme onlara müjdeli bir haber olarak geldi, 1,5 aylık hamileydi Eylem. İnanç da baba olmanın heyecanı içerisindeydi. Genç kızın üzerine titreyişi Suat ve Evren arasında espri konusu oluyordu, arada onlara Hayal de katılıyordu. Zira İnanç'ın daha önce çocuk konusuyla ilgili yıllar öncesinde yaptığı yorumu espriyle incitmeksizin dokunduruyorlardı genç adama.

Evren sürekli "İmkânsız olacak o biraz, evlenmeyeceğim sonuçta, diyen İnanç Efendi gördük seni de." diyerek kendi sözleriyle vuruyordu onu.

"Yoktu aklımda ama öyle bir düşünce, ne bileyim oğlum."

"Sana daha o gün büyük konuşma demiştim, bu kozu bana sen verdin."

"Hay ben o zamanki bana. Son kozların bunlar zaten, başka beylik laflarım yok diye düşünüyorum." diye yanıt verdi İnanç da. "Ayrıca ben senin kadar psikopata bağlamayacağım, hormonsal dengesizlik yüzünden ağlarsa eğer karışmayacağım güzel karıma. Bu sözümün hâlâ arkasındayım."

Suat onların atışmasını sanki televizyonda talk show izlermiş gibi seyrederken Evren omuz silkip kendinden emin almıştı son sözü. "Onu o zaman göreceğiz."

YILDIZ TOZU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin