51.Bölüm: Sebepler ve kırgınlık...

1K 94 122
                                    

Medya: Balmorhea the winter

Hayal'in odadan sessizce çıkıp gidişinin ardından hâlâ olduğu yerde dikili kalmıştı Evren. Dolu gözlerinden onun önünde bile yaşların akmasına izin vermemişti karısı. Tavrından anladığı üzere de akan yaşlarını silmesine de izin vermeyecekti. Çok kırılmıştı bu sefer. Sıkıntıyla yüzünü ovuşturdu. Çalan telefonun sesiyle irkildi. Açtı.

“İnanç şimdi hiç konuşacak havamda-” değilim diyecekken, karşıdan gelen sesin harareti onu durdurdu.

“Evren,” dedi İnanç sakin ol der gibi "Ferhat Uluöz ile ilgili bir gelişme mevcut."

"Nasıl?"

"Size geliyorum. Yoldayım. Yanımda Eylem de var. Misafir kabul edersin umarım?" dedi İnanç.

"Gel kardeşim gel. Kazana döndü beynim. Gel birkaç kez de sen karıştır." dedi Evren sitemle.

"Anladım ben seni. Hayal çaktı mevzuyu. Hak ettin abi."

"İnanç! Zorlama beni, daha yoldasın bak... o yol bitecek buraya geleceksin." dedi uyarır gibi. İnanç kısık bir gülüşle hiçbir şey demeden kapattı telefonu.

Sabır dilenir gibi gözlerini yukarı kaldırıp telefonu masanın üzerine bıraktı. Çalışma odasından çıkınca ayakları onu yatak odasına götürdü. Hayal'in orada olacağını düşünerek ilk kapıyı tıklattı. Ses gelmeyince birden girdi. Hayal odada yoktu.

"Karıcığım!" diye seslendi ilk. Göremedi.

"Hayal?" diye yeniden seslenerek koridora çıktı. Evin içinde adını seslenerek dolaştı ama yoktu genç kız. İçini saran telaşla salona doğru adımlarken veranda da sallanan sandalyeye oturmuş Hayal'i görünce duraksadı. Salona gidip hızla koltuğun üstündeki şalını aldı. Küçük adımlarla ona doğru ilerlerken, ellerini karnının üzerinde yavaş yavaş gezdirerek bir şeyler mırıldanır gibi duran karısı başını kaldırıp gök yüzüne baktı. Arkasına onu duyacak mesafede yaklaştı genç adam. O sırada Hayal, burnunu çekip konuşmaya devam ediyordu.

"Bu gece yıldızlar çok parlak görünmüyor değil mi? Dedeni ve anneanneni göremiyoruz. Ama hava çok güzel, biraz daha oturalım sonra içeriye gireriz." Yeniden burnunu çekip başını eğdi: "Ben kırıldım diye sen kırılma babana güzel kızım. Çünkü o seni çok seviyor ve bütün bunları senin için yapıyor. Anne ve baba arasındaki kırgınlık seni etkilemesin." dedi.

Evren, şalı onun narin omuzlarına doğru bırakıp, ardından önüne doğru sardı. Hayal'e sarılmıştı resmen. Hayal hafif kıpırdandı ama biraz şişen göbeği birden doğrulmasına müsaade etmedi. "Kızıma sarılıyorum, kaçma benden," diye fısıldadı kulağına. Hayal alt dudağını ısırıp gözünden akmaya yeltenen yaşlarını yutkunup gerisin geri gönderdi.

"Hayal," İsmini acıyla inler gibi söyledi Evren: "Benimle konuşmak istemiyorsun biliyorum ama nerede olduğunu bilmeliyim... sessizce ortadan kaybolamazsın."

Hayal, genç adamın sözlerinden sonra kollarını hafifçe itiştirip sarılmasının arasından kurtuldu. Elleriyle gözlerini hızla sildi. Evren o an gözlerini yumdu.

"Üşüdüm kızım. Salonda ısınalım." dedi kız karnını severek. Evren'e bakmadan omzundaki şalı sandalyeye bırakıp yanından geçip gitti. Evren ellerini sıkıntıyla saçlarından geçirip pofladı. O ara bahçe kapısından İnanç ve Eylem girdi.

YILDIZ TOZU (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now