50.Bölüm: Özür dilerim...

1K 93 84
                                    


“Evren, gelen kim?" derken Defne, başını salonun kapısından holü görmek için uzatmıştı. Evren ifadesiz bir şekilde elini kapı kolundan çekip salona doğru adımlarken "Hiç kimse," diye mırıldandı. Defne kaşları hafif çatılmış bir halde açık kalan dış kapıya doğru yürüdü.

“Hoş geldiniz,” dedi, kapının önünde tereddütle bekleyen Sevda ve Gözde'ye. Evren’i gördüklerine şaşırmış oldukları her hallerinden belli oluyordu. "Babam yok mu?"

Sevda sakin bir sesle "Doğan amca ve Mete geldiler bize, onlarla birlikte kalmak istedi. Biz de dışarıya çıkmışken size uğrayalım demiştik,” derken içeriye girmek için adım atmıştı ama Gözde durdurdu onu. Sevecen bir ses tonuyla Defne'ye hitaben konuştu:

"Sanırım müsait değilsiniz kızım, biz daha sonra gelelim.” Hayal’in de burada olduğunu tahmin etmesi zor değildi Gözde'nin. Defne, onun çekincesini anlamıştı, yine de usul gereği içeriye davet etti.

"Lütfen geçin." dedi sakin bir şekilde. O anlarda Evren, Hayal’in alelacele pançosunu giydirmekle meşguldü.

"Ne oluyor Evren? Gidiyor muyuz?" dedi Hayal merakla. Evren’in ifadesizliği onu tedirgin ederken bunun sebebini anlayamamak huzursuz ediyordu onu.

"Gidiyoruz. Abine filan hoşça kal de çıkalım."

"Peki." dedi Hayal, Suat'a doğru adımlarken. Suat ise o an Esin’den yeni ayrılmış "Hayırdır?" demişti gözlerini kısıp. Hayal sarıldı ağabeyine:

“Kalkıyoruz. Yarın seti var ya Evren’in, geçe kalmayalım dedik.”

Ani kalkışa anlam veremese de peki der gibi başını salladı Suat. Kapıya doğru döndüğünde ise holde bekleyen Sevda ve Gözde'yi görünce Evren’in ani kalkışının sebebini anlamış oldu. Hayal ise henüz onları görmemiş, Esin’e sarılmıştı. Kulağına fısıltıyla:

"Seninle bana anlatmadığın bu geçmişini uzun uzun konuşacağız. Soracağım bunun hesabını." dedi.

"Hakkın elbet sor tabii canımın içi." dedi Esin alçak bir ses tonuyla. Hayal yanağını severek konuştu yine. "Seni seviyorum biriciğim, mutlu ol."

Gülümseyerek konuştu Esin, göz ucuyla da Suat'a bakıyordu: "Kısmetse, Selim’in ikinci gelişinde beni verirse abim, mutlu olacağım." dedi. Suat gözlerini devirdi. İki kız ise neşeyle kıkırdadı.

"Hadi Hayal!" dedi Evren o an uyarı dolu bir ses tonuyla. Hayal, kaşlarını çatıp ona baktı bir an. Neden bu kadar gerilmişti ki? Etrafına bakınırken, karşısında Gözde'yi gördü ilk. İçinde garip bir sızı oldu. Acıdı. Hastaneden çıktığından beri görmemişti. Özlemişti. Ama kalbinin sızısı kırgınlığını da hatırlattı. Son yaşadıkları şeyler yenilir yutulur değildi. Affetmişti ama eskisi gibi davranamazdı artık. Kırgın kalbini Evren’in şefkatine saklamaya çalışarak yutkundu. Özlem; canını yakan acı bir duyguydu.

Fakat Gözde duygularını saklamakta onun kadar dirayetli olamamış, genç kızın önüne kadar adımlamıştı. Gözleri üzerinde gezinirken, elini yanağına koymak için kaldırdı. O anda Hayal’in gözlerinde beliren hüznün acısını hissedince geriye çekti elini.

"Daha iyi gördüm seni kızım." dedi duyulur duyulmaz bir sesle.

"İyiyim," derken elleriyle oynuyordu Hayal.

YILDIZ TOZU (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now