4.Bölüm: Seçmeler...

2.4K 145 7
                                    

Koyu karanlığın içinde süzülerek yıldız şeklinde parlayıp görüş açısını aydınlatan ışığı takip ediyor, ağır adımlarla merdivenlerden aşağıya doğru iniyordu Hayal. Heyecanlıydı, biraz da tedirgindi. Üzerinde koyu kırmızı bir elbise vardı. Elleriyle üzerindeki kırmızı kumaşı tutmuş, ön eteğini yukarıya kaldırmıştı. Merdivenlerin bitmesine birkaç basamak kalmıştı ki onu gördü.

Maviyle yeşilin savaş verdiği bir çift gözden bakışlarını ayırmadan adımlarına devam etti. Oysaki karşısında gördüğü adam durmasına sebep olmalıydı ama o gülümseyerek ona doğru yürüyordu. Ona mavi renkten arınıp kopkoyu yeşile bürünen gözlerini kırpmadan bakıyordu adam, dudaklarına ise içini ısıtan bir tebessüm yaymıştı. Adam, gözlerinde harlanmış saf sevgiyle elini uzattı ona doğru fakat Hayal elini tutamadan ışıklar söndü, her şey karanlığa gömüldü.

Her zamanki gibi güne yine erken başlamıştı kızlar. Hayal başını hatırladığı ama sonunu hatırlamadığı bir rüya görmüştü. "Bugünlerde bu rüyayı çok sık görür oldum." diye mırıldanarak kalktı yatağından.

Bugün hem ablası hem de ablasının çok sevdiği arkadaşı Gizem için önemli bir gündü. Aksel Film yeni filmi için kadın başrol seçmelerini bugün yapacaktı. Kızlar da Sevda ile seçmelerin yapılacağı otele gidecekler ardından Gizem'in düğününe geçeceklerdi.

Esin ve Hayal giyeceği kıyafetine kadar Sevda'nın her şeyini ayarlamışlardı. Sevda uyandığında çok heyecanlıydı, hemen kıyafetlerini giyinip hazırlanmıştı. Öğlene doğru evden çıkacaklardı. Hayal ile Esin ise düğünde giyecekleri kıyafetlerini yanlarına almıştı.

"Esin emin misin? Orada üstümüzü değiştirebilecek miyiz? Mete'ye sorun olmasın bak." dedi Hayal düşünceli bir ifadeyle.

"Bana güven Hayal. Mete ile konuştum kaç kez. Bize yardımcı olacak."

"İyi, sen öyle diyorsan."

"Öğle vaktinde abiyeler ile ortalıkta dolaşamazdık ya canımın içi, sen de yani."

"Yahu çocuğa sorun olmasın diye dedim işte, anla."

Başını salladı Esin anlayışla. "Haberleri gördün mü sen? Gerçi bendeki de soru, salondaki tüm kızlar hasta o adama. İllaki görmesen bile duymuş olmalısın."

"Gördüm de duydum da," dedi Hayal. "Ünlü olmak bu yüzden kötü işte. Hayatın sana kalmıyor, doğrusu ile yanlışı ile ortaya saçılıyor."

"Ne düşünüyorsun peki? Sence gerçekten düşkün biri mi babası? Evren Aksel'in sonu onun gibi olur mu?"

"Adamın nasıl biri olduğunu nereden bilebiliriz? İntihar etti diye aciz diyemeyeceğimiz gibi iki satır yazıyla da sorumsuz bir baba olduğunu da söyleyemeyiz. Kara leke, lanet diye adlandırılması da fazlasıyla saçma. Geçmiş geçmiştir, kişiyi sadece bugünü ilgilendirir. Çünkü insanın geleceğini bugünü şekillendirir. Evren Aksel'e gelince; onu sevmiyorum ama bu onun başarılı bir oyuncu olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Böyle gittiği sürece de sefalete düşmez, başarısını da gölgeye düşürmez. Ve hatta zirveyi görür. Tabii kibri de o denli büyük olur."

"Haklısın. Yalan yanlış bilgiler ile insanların canını yakmayı başarıyorlar."

Esin'i seviyordu Hayal. Onun resmen can dostuydu. Hayat hikâyesine dair bildiği pek bir şey yoktu. Esin geçmişini çok fazla konuşmuyordu. Hayal ise annesini ve babasını küçükken kaybettiğini fakat bir teyzesi olduğunu ama ondan haber alanın olmadığını biliyordu. Gözde Hanım büyütmüştü onu da. Esin'i de tıpkı kendisini ayırmadığı gibi ayırmamıştı öz kızı Sevda'dan.

YILDIZ TOZU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin