20.Bölüm: Karışmak

1.4K 73 43
                                    


Esin ağlayarak eve girdiğinde Hayal şaşkınlıkla açılmış kocaman gözleriyle ona bakıyordu. Her şeyi pencereden görmüştü. Esin onu görünce elini dudağının üzerinden çekti, içinde aynı anda hem heyecan hem de acı hissetmişti. Yeniden hıçkırarak ağlamaya başladığında Hayal sarıldı ona.

“Onun evli oluşunu kaldıramıyorum Hayal! Öyle birine karşı hisler beslemişim, onun sevgisini kalbimde büyütmüşüm. Bunu kaldıramıyorum.”

Hayal saçlarını sevdi arkadaşının. “Ağla canım, ağla. Ancak böyle atarsın acıyı içinden.”

Bir süre kapı girişinde kendinden geçene kadar ağladı kız. Sonra yavaşça toparlanıp kendine geldi. Salona geçtiklerinde Esin başı iki elinin arasında düşünceli bir hâlde oturuyordu. Hayal de elinde iki fincan çay ile mutfaktan gelip yanına oturdu.

“Biraz için ısınsın,” dedi arkadaşının hüzünlü yüzüne bakarak. “Şekerli değil bu kez.”

Buruk bir tebessüm etti Esin. “Teşekkür ederim.” dedi, duraksadı. “Seni buraya ne için getirdim neler oldu.”

“Artık düşünme, düşünüp kendini yorma.”

“Bunun için başka bir şey düşünmem gerekiyor,” dedi Esin de. Derin bir nefes alıp verdi. “Sana bir şey soracağım ama üzülmeni de istemiyorum hiç.”

“Ablamdan mı bahsedeceğiz?” dedi Hayal iç çekip. “Anlaşılan iğneli laflarını ve garip tutumunu sen de fark ettin o an.”

“Seçmelerin olduğu güne döndüğü için öyle davranmıştır belki diye düşündüm ilk,” dedi Esin de. “Ama söylediği sözlerden sonra içim içimi yedi. Sanki Evren takıntısı geçmemiş gibi.”

“Odasında yeni çıkan dergiyi gördüm bugün. Evren’in kapak olduğu dergi. Çekimini yaptığımız filminden kareler vardı içinde. Sayfalarını kıvırmıştı.” Düşünceli bir şekilde baktı Esin’e. “Takıntısının geçmiş olmasını umut ediyordum. Bilmiyorum. Ne düşüneceğim bilmiyorum.” Sıkıntıyla ofladı. “Birbirimizden beter olduk resmen. Esin, of, seni de böyle durgun görmeye alışık değilim. Çıkalım şu ruh halinden yoksa çatıya çıkıp kendimi atacağım yani. Yavaş yavaş o ruh haline sürükleniyorum.”

Esin kahkaha attı birden. Hayal de gülmeye başladı. İkisinin de sinirleri bozulmuştu aslında. Hayal Sevda ile bir kırgınlık daha yaşamak istemiyordu. Ancak bunun olmasından da çok korkuyordu. Gülüşü solarken Esin seslendi ona.

“Hadi kalk,” dedi kız sarı saçlarını topuz yaparken. “Sana o çok istediğin elbiseyi dikeyim şimdi. Mutlu Esin’in evinde mutsuzluğa yer yok canımın içi.”

Hayal, arkadaşının yüzüne buruk bir tebessümle baktı sonra onu onaylarcasına başını salladı. “Yok tabii,” dedi ayağa kalkıp. “Yarın giyerim ben de onu. Soran herkese de senin yaptığını söyleyeceğim.” Esin, Hayal’in konuşmaya ara vermeden devam edeceğini biliyordu şimdi zira ne zaman gerilse susamazdı.

“Ya ben sana geçen olanı anlatmadım hiç. Sen bana çanta tasarladın ya hani, onu Evren görünce şaşırıp kaldı. Bir de tuttu seni de övdü kostüm danışmanına. Hiç öyle bir şey yapacağını da düşünmemiştim. Yani burun kıvırmıştı çünkü bana bunu söylediğimde.”

“Sabit dur,” dedi Esin de ölçüsünü alırken. Hayal ise bir anda durgunlaştı konuşurken.

“Esin, kararlılık seviyem yerlerde benim biliyor musun?”

“Niye gittin Defne ablanın peşinden?” diye sordu Esin de; onun peşinden gitmediğini biliyordu. İç çekti Hayal.

“Evren’di peşinden gittiğim. Sonunda doğru olanı yapabildin Evren Efendi, demek için. Adamı böyle yola getirirler işte, demek için. Kendine geldin mi şimdi, demek için. Ama başka bir şey söyledim işte.”

YILDIZ TOZU (TAMAMLANDI)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu