35.Bölüm: Özlem

909 63 10
                                    


Medya: (Evren’in piyanoda çaldığı eser) The Daydream: I miss you

Sevda yüzünü asıp Kadir'in odasından çıktığında Gözde onun bu halini görünce nedenini anladı. Kadir, Hayal evden ağlayarak çıktığından beri ağzına tek lokma koymayı kabul etmiyordu. Onlar odaya girince de yüzlerine bakmıyordu.

“Yemiyor işte!” diye sızlandı Sevda. “Geceden sabaha gram uyku uyumadım ama o yine de benim getirdiğim hiçbir şeyi yemiyor. Aç acına içecek ilaçlarını iki saat sonra da. Of!”

“Tamam zorlama sen, acıkınca yer elbet.” dedi Gözde de. Bitkindi o da. Giden kızın ardından ne yapacağını bilememiş salonda bir köşeye çekilip oturmuştu. Kadir’in acılı inleyişini duymaksa içini kıymıştı.

Geceden sabahın ilk ışıklarına kadar ara ara küçük iniltiler kopmuştu boğazından Kadir’in. Ağlıyordu çünkü Hayal’in perişan olmuş gözleri içini parçalamıştı, Sevda’nın Esin ile yaptığı konuşmayı da duymuştu üstelik. Bu onun daha da üzülmesine neden olmuştu. Sevda’nın kıskançlık uğruna böyle bir adım atacağını bilememişti. O da Evren’in Hayal’e karşı duyguları olmasından şüphe duyuyordu çünkü. Onlardan özür dilediği o gün Evren’den şüphe etmeye başlamıştı. Sonra söz bohçasını getirdikleri gün Evren’in, kızının etrafında dolaşması, ona yardım etmesi, gözünün içine bakması da şüphelerini haklı çıkartmıştı.

Üstelik genç adam bir ara yanına gelip “Sizinle bir kez daha karşı karşıya geleceğiz Kadir Bey,” demişti. “Umarım o gün geldiğinde Hayal’in kalbinde sadece ben var olmuş olurum.” Bu sözlerden sonra afallamıştı Kadir gördüğü gerçekle. Evren gerçekten Hayal’e âşık olmuştu, bu yüzden peşinden koşuyor, onu bir türlü bırakmıyordu. Sevda’nın Esin’e söylediği cümle de bunu tescillemişti.

Hayal’in ne hissettiğini ise anlayamamıştı Kadir. Kızının aklının karışık olduğunu anlayabilmişti ama aşk bu karmaşanın neresindeydi çözememişti. Hayal, onu her ziyaret ettiğinde Evren’in değişiminden bahsediyordu yalnız oldukları zamanlarda. Ona iyi davrandığını anlatıyor “Ona yüreğimle bakıyorum baba,” diyordu. “Biliyorsun babam da öyle söylerdi hep. Küçük Prens kitabından alıntı yapardı hatta: ‘Ama gözler kör, yüreğiyle bakmalı insan.’ Gözlerimin gördüğü ile yüreğimin gördüğü kişi birbirinden çok farklı baba. Ve bu kafamı karıştırıyor. Biraz korkuyorum.”

Kadir olacakları ön görmüş gibi Sevda’yı Evren’in Hayal için beslediği duygularına karşı hazırlamak, onu Evren takıntısından kurtarmak isterken o işyerindeki lanet kaza her şeyi altüst etmişti. Aklını yiyip duran diğer soruysa buydu; o kaza değildi ama bunu ona kim yapmıştı?

Suat’ın şu an burada olmaması Hayal için büyük talihsizlik diye düşünüp içerledi. En azından Suat olsaydı Hayal’in yanında, Gözde o tokat hatasını asla yapamaz, Sevda da o derece kırıcı konuşamazdı.

Ama kendisi yatalak, oğlu ise işte olduğu için yoktu. Hayal yine yapayalnız kalmış, kırılmıştı. Neyse ki Esin vardı. Bir diğer küçük ürkek ama güçlü kızı. İkisinin birbirine destek olacağını daha Hayal’i kurumdan ilk aldığı zaman hissetmiş, bilmişti. Esin olmasa içi bu kadar rahat olmayabilirdi.

“Hayal’im, Esin ile olduğuna emin olsam da, bunun için içim bir nebze olsun rahat olsa da  aklım sende çocuğum,” diye konuştu içinden. O böyle düşünürken Evren ile Hayal dağ evine yeni girmişti, Hayal genç adamın kucağında cenin pozisyonunda uyumaktaydı.

YILDIZ TOZU (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now