-3

1.1K 52 27
                                    

Bir kaç gün sonra halen kimin Leyla'ya zarar verdiğini bilmiyordum ve bu beni baya hırslandırmıştı. Tek bildiğim okulda çok zorba olduğu ve herkes arkadaşlarının arkasından konuştuğunu. Evime Ayşe'yi davet etmiştim çünkü önemli bir şey söylemek istiyordu bana ve ben bunu telefondan öğrenmek istemiyordum. Geldiği ilk 15 dakika Dağhan'ın ne kadar yakışıklı ve iyi biri olduğu üzere konuşmuştu ve bende ona tüm dikkatim ile dinlemiştim. Sonradan asıl konuya geçmişti. "Ekim hemen hayır deme, ama biz bir davet aldık Melisa'dan." Şimdiden hayır demek istemiştim ve devam dinlemeyi karar vermiştim. "Hem onları daha iyi tanımak için bir imkan olur." Ayşe yüzüme sırıtarak bakıyordu ama ben hemen hevesini kırmıştım. "Bunlar bir şey planlıyor, inanmayalım." Küser gibi bakıp "Yapma böyle herkes oraya gidecek, hem parti Kanat'ın evinde." Son cümlesinden sonra daha da az canım istemişti oraya gitmeye. "Kızım niye hem diye başlıyorsun cümleni sanki Kanat'ın evinde olduğu için sevineceğim. Hem elbiselerim uygun değil öyle yerlere" der demez Ayşe'nin gözleri parlamıştı. "Bende var, hem hatırım için git oraya, parti bizim için organize edilmiş bizi tanımak için." Çok naif bir kızdı ama kırmamak için, elbise dolabıma doğru ilerlemiştim. Ayşe'nin resmen gözleri gülmüştü ama benim içim hiç rahat değildi.

(Ekim'in parti kıyafeti)

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

(Ekim'in parti kıyafeti)

"Ayşe ne güzel kıyafetlerin varmış senin böyle, gören zengin sancak beni." Kızın gözleri şoktan açılmıştı. "Ekim çok güzel olmuşsun." Bir kaç tane dedikodu sonra bizde Bekir'i almaya gitmiştik. O ise sahile uygun olan bir gömlek giyinmişti. "Vay kızlar yakıyorsunuz, ordakiler ayıramıcak gözlerini sizden, hele seninki Ekim." Bekir'e kötü bakarak "Benimki?" diye sorduktan sonra "Neyse" diye konuyu kapatmayı başarmıştı. Umarım Kanat'ı ima etmiyordu sırf beni sinir etmek için.

Uzun bir yolculuktan sonra büyük bir evin önüne gelmiştik ve ben girişin nerde olduğunu şaşırmıştım. "Vay anasına biz hayatı yarım yaşamak için doğmuşuz" diye yorum veren Bekir'i susturmak için çimdiklemiştik. "Duycaklar şimdi Bekir" der demez Ozan bize doğru yol alıyordu. Gözlerini Ayşe'de dolaştırdıktan sonra hemen kolunu omzuna koyup alay etmeye başlamıştı. "Galiba evinizi sattınız bu kıyafetleri alabilmek için." O sırıtması yok mu beni benden alan. Provoke olmamak elde değildi. "Ozan vazgeç artık şu kötü espirilerinden" diyen Ayşe'ye hepimiz şaşkın bakıyorduk, Ozan bile. Çünkü o biraz korkuyordu bu okulun insanlarından ama demek ki Ozan başarabilmişti Ayşe'nin bile kızmasını. Ozan hiç bozuntuya vermeden "E böyle boş boş girişte mi kalcaksınız, içeride parti var" demişti. Ayşe ise sadece ona çarparak girişe doğru yürümüştü. Bende arkasından giderken, bugün ki planımı düşünüyordum. Çünkü böyle devam ilerlerse hiç bir cevaba ulaşamıcaktım. Herkesin huylarını ve en büyük zorbalıklarını bugün bir kağıda yazıp, en çok göze batan kişileri araştırcaktım. Çünkü 100 kişiye birden dikkat edemezdim. Şimdiden Kanat, Melisa ve Ozan'ı yazmıştım listeye çünkü en büyük olayların altından onların çıktığını inanıyordum. Bugün de onları araştırcaktım.

Girişten geçtiğimde Melisa direk yanıma koşmuştu. "Ay Ekim ne güzel giyinmişsin böyle." Kız'a güvenemiyordum ve dediği her şey bana ironik geliyordu. "Sağol" diye yine kısaca cevap verdikten sonra bizi bir oturma çemberi içine götürmüştü. "Bak inan bana Ekim, bu oyunu sevceksin" diyen heyecanlı Melisa'ya büyük bir şüpheyle bakıyordum. "Doğruluk mu cesaret mi oynucaz." Ben bu oyunu ne severdim ne de mantıklı bulurdum. Insanlar kendini bir oyun için halden hale sokuyordu. Kanat beni gördüğünde yine süzmeye başlamıştı ve gözünü bir türlü benden ayıramamıştı. "Oynamam ben bunu" diyip, kalkarken "Cesaretin yok çünkü" diyen Kanat'ın inadına geri oturmuştum. "Çevirin!" diye emir verdikten sonra da başlamıştı oyun. Ilk tur'da Bekir'e gelmişti şişe ve o cesareti seçmişti. "Halkadan en çekici kişiyi seç" diyen Melisa'ya iki saniyede cevap gelmişti. "Bu kolaymış, Ceyda" diye patlayan Bekir, bizi yine rezil etmeye başarmıştı. Çünkü Ceyda aşırı utanç duymuştu onun adına. "O zaman ben devam yapim. Şişeyi yine çevirdiğinde Ayşe'ye gelmişti ve o doğruluk seçmişti. Ayşe biraz çekinmiş gibi görünüyordu çünkü bu sefer soruyu Ozan sormak istemişti. "Dağhan'ın sana bakacağını gerçekten düşünüyor musun?" diye soran Ozan "Bir sorum var Melisanın senden hoşlandığını sancak kadar salak mısın?" diye geri tepki alan Ayşe'den kapak yemişti. Herkesi güldürmeye başarabilmişti ve Ozanı susturmayı da. Zevksiz bir şekilde şişeyi çeviren Ozan bu sefer beni bulmuştu şişesiyle. Ne yalan söylim bu durum biraz korkutucuydu. Onun şu an sinirini benden çıkarıcağını adım gibi biliyordum çünkü rezilliği benim üstüme yıkmaya çalışacaktı. "Cesaret" diye gaza gelen ben, iki saniye sonra aldığım karardan pişman olmuştum. "Kanat'ı öp" diye sırıtan Ozan'a "Asla bu odunu öpmem" diye cevap vermiştim. "Ne dedim, cesareti yok" diye beni provoke eden Kanat, Melisa'nın bakışlarından boğuluyordu. Herkes merak dolu bakarken, ben şaşırıcı bir hamle yapmıştım. Kanat'ı yakasından çekip, dudaklarımı onunkilerin üstüne bastırmıştım. Onu nerdeyse 3 saniye boyunca öpmüştüm. Kanat şoktan gözlerini bile kapatamamıştı. Bunların hepsi şu zenginlere gücümü göstermek içindi...






Biliyorum kiss için çok erkendi ama bunlar hepsi Ekim'in planı için.

Okuyucu sayısı için teşekkür ederim sizi çok seviyorum ve her gün bir part atmaya çalışacam.

Kalbimin sırrıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora