-29

640 38 163
                                    

"Evet topladığınız miktar fazlasıyla yetti ve o kadar fazlaydı ki, para arttı" diyen öğretmen, hele bizim grubumuzdan çok memnun kalmıştı. "Ödül olarak bir günlüğüne tüm sınıfla sinemaya gideceğiz" diye konuştuktan sonra, "ama en büyük teşekkür Ekim, Kanat, Ozan, Ayşe ve Melih'e çünkü onlar baya bi para topladılar" dediğinde, Ozan havalanıp ayağa kalkmıştı. "Ozan for the win" diye kendini sunmuştu. Öğretmen "otur oğlum" diye susturmaya başardığında, Ayşe gözlerini çevirmişti. "Hocam bakın siz beni herkesle bir gruba sokun ama Allah aşkına şu palyaço tipli çocukla sokmayın" dediğinde, Ozan'ın yüzü düşmüştü. "Hocam siz ona bakmayın biz gayet iyi anlaştık" diye cevap verdiğinde, Ayşe "tabi öyledir" diye eşyalarını toplamıştı. Zil çaldığı için bende toplanıp, önümdeki duran kişiyle beraber şoka girmiştim. "Leyla?"

Öğretmen hemen önümüze geçip, "evet yeni bir öğrencimiz var ve sizin onunla ilgileneceğinize eminim" demişti. "İyi teneffüsler" diye çıktığında, Leyla'ya doğru eğilip, ona sarılmıştım. "Geldiğine çok sevindim" dediğim an, "evet senin birşey yapmadığını bildiğim için geldim" demişti. Ben ise şaşırmış bir şekilde "ama ben senin için sahneye çıktım zorbaları ifşa ettim" diye konuştuğumda, "bide Kanat'ın odasındaki günlüğü buldum" demiştim. "Ne büyük zafer milletin özeline girmek" diyen Leyla, beni yeniden hayal kırıklığına uğratmıştı. "Çekil önümden!" diye ayağımın üstünden süren Leyla, benim ayağımı gerçek anlamda acıtmıştı. Ayşe arkadan çıkıp "hop hop sende artık fazla oluyorsun Leyla" diye kızdığında, "tamam boşver Ayşe" demiştim. Onun geldiğine çok sevinmiştim fakat Leyla o kazadan beri tanıdığım Leyla değildi. Her aradığım an, benim numaramı engelleyip, kötü mesajlar atıyordu. Ama ben arkadaşlığımızdan bu kadar kolay vazgeçmemiştim.

Okul bahçesine çıktığımda, Can ile karşı karşıya gelmiştim. "Ekim, konuşalım mı? diye sorduğunda, "tamam" deyip, banklara oturmuştuk. "Sanırım Kanat'ın yaptığını öğrenmişsindir" dediğinde, derin bir nefes çekip, "evet" diye cevap vermiştim. "Ben senin o sahnedeki cesaretini çok özendim. Keşke beni tehdit ettiği gün, seni bırakmasaydım" demişti. Bunları içten söylediği belliydi çünkü gözleri bile dolmuştu. "Ben sana sinirli değilim artık Can" diye konuştuğumda, "evet belki o an çaresiz ve terk edilmiş hissettim ama ben Kanat'ın istediğini alamadığında, nasıl bir insana dönüşebildiğini biliyorum" demiştim. Can bir kaç saniye için susup, "bize bir şans veremez misin artık?" diye sormuştu. Ben Can için birşey hissetmiyordum ama ona şans bile tanımadan, reddettmem yanlış olurdu. "Şimdilik birşey söyleyemem" dediğimde, "gözleri umutlanmıştı. "İnan bana herşeyi düzeltecem" diye konuştuğunda, ona bir kısa gülümseme verip, kalkmıştım.

"Oo umarım bölmedim" diye arka taraftan bizi dinleyen Kanat, bana ironik bir bakış atmıştı. "Hayır hemde baya bi bölüyorsun" dediğimde, yanımıza oturup, "ee neler konuşuyorsunuz bakalım?" demişti. Bunu derken kolunu, Can'ın omzuna koymuştu. Can halen korkar gibi bakıp, hafif titriyordu ama bana çaktırmamaya çalışıyordu. "Senden korkmuyorum artık Kanat, beni tehdit ettiğini Ekim'de biliyor" demişti. Kanat bana bakıp, "bu baya bi büyümüş 2 günde" diye güldüğünde, Ozan'ı da çağırmıştı. "Şşt Ozan sende daha var mı Can'ın resimleri?" diye seslendiğinde, "ne resimlerinden bahsediyorsun?" diye sormuştum. Can rahatsız bir şekilde "tamam bırak" demişti. "Yok hani sen adam oldun ya artık" diye konuşup, sigarasını yakmıştı. Ben gözlerimi döndürüp, "Kanat bırak şu artistliği" demiştim. "Asıl artist önünde" diyerek Can'a gösterdiğinde, artık gitmesi için elimle hareket yapmıştım. Elimden tutup, beni kendi vücuduna yapıştıran Kanat, "kabul et kahraman kız" diye konuşmuştu. "Sende benden hoşlanıyorsun" diye fısıldadığında, gülerek yana bakmıştım.

"Sen beni bi iki öpüp, sahibim gibi davrandığında, senin malın olmuyorum ben" dediğimde, Can hafif gülmüştü. Kanat'ın gözü sinirden döndüğü için, "sen ne gülüyorsun?" diye üstüne yürümüştü. Bu kontrolsüz hareketlerinden usanmıştım artık. Melisa yanımıza gelip, "Kanat!" diye bağırmıştı. "Boşver sevgilim, vurduğuna değmez" diye ellerini okşadığında, gözlerimi döndürmüştüm. "Al işte sevgilinde geldi, bana niye karışıyorsun?" dediğimde, Can olduğu yerden kalkıp, sınıflara doğru gitmişti. Artık ona da herşey fazla olmuş gibiydi. "Aa bakın burda kim var?" diye ikiliye katılan Ozan, beni daha da sinir etmişti. "Sahne yıldızımız Ekim" diye konuştuğunda, "ne saçmalıyorsun sen?" demiştim. "Ne yalan söylim, Kanat seni nedensiz sebeblere korumasa, seni şimdiye kadar canlı yayında gömmüştüm" dediğinde, Kanat bu sefer gözlerini döndürmüştü. "Onu ancak rüyalarında yaparsın" diyen Ayşe, benim kahramanım gibi ortaya çıkmıştı.

Kanat halen gözlerini benden alamıyordu. "Tabi bunlara bi güç geldi çünkü çoğalıyorlar tavşan gibi" diye konuşan Ozan, Leyla'yı ima ediyordu. "Bak onu bu işin içine karıştırırsan, seni kendi ellerimle öldürürüm" diye bir an patladığımda, gülmeye başlamıştı. "Gülme çünkü öldüğünde, uyandığın yer cennet olmucak" diye lafımın arkasını getiren Ayşe'ye şaşırmış bir şekilde bakıyordu. Kanat Ozan'ı artık arkaya çekip, "hadi istersen saçmalama artık" demişti. "Sizi hepinizi, hele seni kümesinize geri tıkacam" diye Ayşe'yi işaret ettiğinde, "kalbin bunu izin veriyorsa, yap" demişti. Ozan bu imaya gıcık olduğu için, "sen ne demeye çalışıyorsun?" diye sormuştu. "Yani dibimden ayrılmayan ve sonunda hep Melih'le kavga eden, ben değilim Ozan" demişti. "Ben senin gibi bir fakirle görünmek bile istemem" dediğinde, "işte bu senin sorunun, bir yandan popülerliğine değer veriyorsun ama diğer yandan yanımda olmak istiyorsun" demişti. Ozan dediklerini hiç beğenmeyip, "seni öyle bi bitircem ki bir daha böyle bir tespite gelemiceksin" diyerek bizden ayrılmıştı.

"Uff Kanat gördün mü ortalık senin yüzünden karıştı" diye kızdığımda, "sende Can'la flört etmeseydin demişti. "Gerçekten bunları bana söyleyen sen misin?" diye Melisa'yı işaret ettiğimde, beni yana çekip, "sen Can'a bir şans verecek misin?" diye sormuştu. "Yani senin yüzünden tanışmamız yarı kalmıştı" dediğimde, "belki öyle olması daha hayırlıydı" demişti. Gözlerinde inanılmaz panik vardı ve nerdeyse kıyamamıştım. İlk defa zarif bir şekilde elimi, eline koymuştu. "Sen kendine yalan söylemeyi devam et, biz ikimiz bu kalbin benim için attığını biliyoruz" demişti. "Kanat benim senin gibi birisiyle olmamın ihtimali bile yok" diye cevap verdiğimde, onu hayal kırıklığına uğratmıştım. "Görmedin mi? Grubun hep masum öğrencilere sataşıyor" diye cümlemi tamamladığımda, "ama ben onlar değilim" demişti. Sadece onun kanayan eline gösterip, "belki onlardan da çok farkın yoktur" demiştim...





Bölümü yetiştirebildim😏

Sizce Kanat iyileşebilir mi yoksa hep olduğu kişi gibi mi kalır?

Kalbimin sırrıTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon