-17

752 51 59
                                    

Hala arkamda duran Kanat elimdeki kitabı görünce, yüz ifadesini sertleştirmişti. "Bu muydu yani?" diye soran Kanat'a sadece baka kalmıştım. "Bu muydu o mükemmel planın?" dediği an, onu itmeye çalışıyordum ama koluyla sertçe belimden geri çekmişti. Nedense korkuyordum ve bu belli oluyordu çünkü ellerim terlemeye başlamıştı. "Kanat bırak" diye kızdığımda, "sen ne istiyorsun Ekim? Beni hapse tıktığında, eline ne geçecek?" demişti. Derin bir off çekmiştim. "Elime adalet geçebilir Kanat" dediğimde, "buldun mu bari birşeyler?" diye sormuştu. Bunu sorarken beni iyice duvara doğru sıkıştırmıştı. "Belki birşey bulamadım ama bu seni daha az şüpheli yapmaz." Kanat siniri bozuk bir şekilde gülmüştü. Eliyle çenemi kendi yüzüne doğru çektiğinde, daha yakından konuşmuştu. "Bir kere daha söylüyorum: ben o salak arkadaşını o hale getirmedim" dediğinde, "dikkat et Kanat, Leyla benim kırmızı çizgim" diye konuşmuştum. "Bu kitap da benim kırmızı çizgimdi ama sen dikkat etmedin" dediğinde, yutkunmuştum. O kitap neden bu kadar önemliydi ve ne cezasından bahsediliyordu o kitapta?

Uzun süre sessizlik ve kötü bakışlardan sonra, iyice boğulmuştum. "Merak ediyorsundur şimdi sen bu kitabı" diye sessizliği bozan Kanat, benden cevap alamamıştı. "Bırak gitcem artık" dediğimde, "yok sen baya merak etmişsin" diye koluyla tutuyordu beni. Diğer eliyle'de kitabın sayfalarını geçiyordu. "Bak burası çok iyi, bu sayfada kan var" demişti. Ben nereye düştüm diye kara kara düşünürken, Kanat yüzüme bağırmaya başlamıştı. "YADA DUR BURASI NASIL? AZIZ BENİM YÜZÜNDEN DÖVÜLÜYOR." Bu sefer bende sinirlenmiştim "Kanat bırak beni!" Niye o kitabı açmıştım? Kanat'ın gözü hiç birşey görmüyordu ve büyük bir çaresizlik vardı o sert ifadenin arkasında. "Babam bizden her gece rutin gibi günleri not almamızı istedi" diye devam konuştuğunda, elini kolumdan çözmüştü. "Buraya kadar kahraman kız, şimdiden itibaren senin en büyük düşmanınım." Bu cümleyi söylediğinde bile anlamıştım, artık herşey olduğundan daha kötüleşecekti.

Evde halen yaşadığım o günün şokunu atlatamamıştım. Artık Kanat da mı zorbalıcaktı beni? Okul zaten kolay bir yer değildi Ozan ve Melisa yüzünden şimdide liderleri uğraşacaktı benimle. Nedense hafif kırgınlık vardı içimde. Sanki içimden bir taraf Kanat'tan özür dilemek ister gibiydi. Ama kardeşim için bazı şeyleri feda etmem gerekti, Kanat gibi. Eğer o Leyla'yı bu hale soktuysa, onu adalete teslim etmem gerekti. Biraz da üzülmüştüm çünkü Kanat'ın gözünde'ki kırgınlığı görebilmiştim. İyice düşüncelerime kapılmışken bir mesaj gelmişti.
Anonim.: sen doğru olanı yaptın :)
Aziz'in bana yazan kişi olabilme düşüncesi beni aşırı korkutuyordu. Tek o Kanat'ın evindeydi ve tek o herşeyi izliyordu. Huzursuz bir şekilde uyumaya karar vermiştim.

Sabah olduğunda görünmez bir şekilde okula girmeye çalışıyordum ama imkansızdı, çünkü Melisa bana şeytan gibi bakıyordu. „Bu sefer kimse seni koruyamaz" diye konuştuğunda, "benim korunmama gerek yok" demiştim. Melisa alaycı bir şekilde gülmüştü. "Allah Allah ben sanki Ozan yüzünden boğuluyordun diye hatırlıyorum tabi Kanat gelmeseydi" dediğinde, gerçekten düşünmüştüm. Yani tamam Kanat da iyi sayılmazdı ama onun içinde birazcık iyilik vardı tabi ben onu provoke edene kadar. "Kızım sen Kanat'ın kötü gününe gelmek istemezsin" diye gülerek gittiğinde, "sizden korkmuyorum" demiştim.

Ayşe yanıma geldiğinde biraz suskun ve düşünceli görünüyordu. Ben hemen Kanat'tan bildiğim için "noldu birşey mi yaptılar sana?" diye sormuştum. Ayşe kafasını "hayır" der gibi sallamıştı. "Ee neden böylesin ozaman?" dediğimde, hafif gülmeye başlamıştı. "Ya Ekim sencede en iyisi Dağhan'ın beni bırakması değil miydi?" diye konuştuğunda, paniklemeye başlamıştım. "Bak Ayşe sakın Ozan'a kandığını söyleme, onun seninle iyi planları yok" diye konuştuğumda, daha da utanmıştı. Ayşe'yi en kötü çocuğa kaybetmiştim. "Yani ondan çok hoşlanmıyorum biliyorsun ama dün beni eve götürdüğünde, ne kadar iyi biri olabildiğini gördüm. Belki bize sadece o tavırları gösterdi ve aslında yanlış anlaşılıyor." Bu kızı fena oyuna getiriyordu ama planını başarabileceğini asla sanmazdım. Şimdi aşık olma desem, beni kıskanç sancaktı yani ne söylesem Ozan'a söylemem gerekti. "Ayşe kendine dikkat et tamam? Senin mutsuz olmanı istemem" dediğimde, sadece biraz üzgün yere bakmıştı. "Beni kimse Dağhan kadar üzemez Ekim. Ozan bana onu unutturuyor" dediğinde, bu çocuğun nasıl beyinlere girdiğine şaşkın kalmıştım. Bekir de bize katıldığında, Ayşe utançtan konuyu değiştirmişti. "Kızlar projeniz nasıl geçti?" diye sorduğunda, "yani" cevabını vermiştim. Ayşe ise "bence başarılı geçti" demişti. "Ekim? Kanat niye senin kalmanı istedi?" diye soran Ayşe benden sadece bir "bilmiyorum" alabilmişti. Gerçekten niye böyle birşey istemişti diye kendime sorarken, zil çalmıştı.

Kantine iner inmez Kanat'ın bana karşı bakışlarını görmüştüm. Bana çok sinirli bakıyordu. Keşke o lanet kitabı hiç bulmasaydım diye düşünürken, yemek almaya gidiyordum. Bir gariplik hissettiğim halde, bu hissi görmezden gelmiştim. Aziz bile yutkunarak bakıyordu bana. Herkes gülmeye başlamıştı ve ben neden güldüklerini anlamamıştım. Kanat ayağa kalktığında "okulda tüm gün bununla yürümek nasıl bir duyguydu?" sorarak, sırtımda'ki yazıyı çıkarmıştı. Kağıt yapıştırmışlardı sırtıma, üstünde "ben Kanat'la yattım" yazıyordu. O kadar büyük bir iftiraya uğramıştım ki, benim bile ağzım açık kalmıştı. "Kanat saçmalama" dediğimde, daha da sinirlenip, "bu daha hiç birşeydi" demişti. Sinir resmen gözünü döndürmüştü. Bende sinirden elimde'ki yemeğimi Kanat'ın kafasının altından boşaltmıştım. "Ben bunun gibi bir pislikle yatcağıma, hayatım boyunca 7 kediyle kalırım daha iyi" dediğimde, Kanat iyice sinirlenmişti. Geri yürüdüğümde bana çelme takıp, düşmeden beni tutmuştu. "Bak nasıl da muhtaç kaldın bana." Kanat bu sefer baya takmıştı bana. Kendimi bilerek düşürüp "çok beklersin Kanat bey" demiştim...



Ekim'i bir Kanat koruyordu onu da kaybetti.
Sizce yaptıklarından pişman olcak mı?

Nasılsınız?❤️

Kalbimin sırrıWhere stories live. Discover now