-40

569 40 139
                                    

Kapıdan içere girdiğimde, Kanat'ı görmüştüm. "Kanat?"...

Çok sarhoş bir şekilde elini sallayıp, "Ekimim nerde kaldın?" demişti. Melisa da üzerini örtüyordu şaka gibi. "Sen bırak bu işleri boşuna sevgilisi değilim" diye yana ittiğimde, Melisa daha da sinirlenmişti. "Ben olmasam kim bilir belki birileri çoktan Kanat'a ne kötülük yapmıştı" dediğinde, "o kötülük yapabilen kişi tek sensin" demiştim. Arkama dönüp, baktığımda, Melisa odadan çıkmıştı. Bu kızdan nefret ettiğim kadar kimseden nefret etmiyordum. Tabi bi zamanlar Ozan'a nefretim daha ağır basardı ama o planlarda suya düşmüştü. Kanat'ın yanına eğilip, "sen bensiz bu halde bir yere gitme tamam mı?" diye tembihlemiştin. Oda küçük çocuk gibi kafasını sallamıştı. İki saniyede ayağa kalkıp, elimden çekiştirmişti.

"Aşağıya inelim" dediğinde, "sen nereye?" demiştim. Kanat biraz ısrarla bakıp, "kendi partimde uyucak değilim" diye konuşmuştu. "Sen bırak uyumayı, düz şekilde bile yürüyemiyorsun" demiştim. Kanat pis pis gülüp, cümlemi yanlış yöne çevirmişti. "Sende düz şekilde yürüyemezsin belki, kim bilir?" diye sırıttığında, kafasına vurmuştum. Kanat biraz yaklaştığında, hiç yüz vermemiştim. "İçkili şekilde faydalanmıcam senden, hiç uğraşma Kanat bey" dediğimde, dudaklarını üzülür gibi büzmüştü. "Bu kostüm de seni daha da bi çekici yapmış" diye cevap verdiğinde, "ay Kanat bir kere nolur bel altı düşünme" demiştim. "Evlenirsek napcaksın?" diye konuştuğunda, öksürmeye başlamıştım. Kanat benimle evliliği düşünecek kadar emin miydi?

Üç dakika kavga ve ısrar sonra, aşağıya inmiştik sonunda. Kanat'a ama içkiyi yasaklamıştım tabi bana ne kadar dinler onu bilemezdim. Gözlerim direk Ayşe'ye kaymıştı. Biraz rahatsız göründüğü için Kanat'tan çok uzağa ayrılmadan, yanına gitmiştim. Önünde bir erkek vardı ve baya yakın duruyordu ona. Bacağını elleyip, kulağına birşey fısıldamıştı. "Bırak beni!" diye yardım arayan Ayşe, ilk defa baya rahatsız görünüyordu. Tam o çocuğu hırpalamak için ayaklandığımda, sinirlenen Ozan'a baktım. Ozan eliyle sertce o rahatsız eden adamı tuttuğunda, "hadi birader siktir git" demişti. Ayşe biraz korkarak olanları izlediğinde, önündeki çocuk daha da hiddetlenmişti. Ozan'a el hareketi çekip, "naparsın?" demişti. Kolay provoke olan Ozan, sağ eline bira şişesi alıp, kafasında kırmıştı. Kanat bile olanları duyduğunda, yerinden kalkmıştı. "Noluyor Ekim?" diye sorduğunda, "çocuk Ayşe'yi taciz etti" demiştim.

"Ozaman az bile yapıyor, böyle köpekleri direk çöpün yanına atcaksın" dediğinde, "deme mesela Can meselesi gibi" demiştim. Kanat nasıl öğrendimi merak ederken, "sonra konuşacağız zaten bu konuyu sen ilk ayıl" demiştim. Kanat gülerek "ozaman ben daha çok içmeye gidim" dediğinde, ona ciddi bir bakış atmıştım. Kafası kanayan çocuk, direk parmağıyla Ozan'a gösterip, "bittin sen oğlum!" diye bağırmıştı. Şaşkın bir şekilde Ozan'ı izleyen Ayşe, biraz minnettar bakıyordu. Ozan direk Ayşe'ye dönüp, "iyi misin?" diye sorduğunda, Ayşe sinirli bir şekilde bakıyordu. "Bak Ozan bu adamı sen tuttuysan ve bu bir oyunsa-" demeye çalıştığında, Ozan fazla dayanamayıp, Ayşe'yi sertce çenesinden çekip, öpmüştü. İyiki ben karışmamıştım ve Ozan'ı kahraman diye bırakmıştım çünkü nede olsa abim ve en yakın arkadaşımın ilişkisini desteklemiştim. Ozan'dan ayrılan Ayşe, ağzının ortasına bir tokat atmıştı. Ama bu Ozan'ın hiç umrunda değildi çünkü o yine ayrıldıktan 2 saniye sonra, Ayşe'nin dudaklarına yapışmıştı. Ama bu sefer Ayşe de dayanamayıp, hiddetle karşılık vermişti. Kafası karışan Ayşe, "bu doğru değildi" diyerek partiden hemen ayrılmıştı.

Ayşe'nin arkasından gitmeye çalıştığımda, "Ekim yalnız kalmak istiyorum" demişti. "Tamam bari taksi çağırim" dediğimde, "ben çağırdım bile" demişti. Beni istemediğini belli eden Ayşe'yi yalnız bırakıp, yine içere girmiştim. Bu sefer ama Ozan yine Ayşe'yi oyuna getiriyorsa, onu kendi ellerimle boğacaktım. Alkolik olan Kanat beni gördüğünde direk dizlerine çöküp, özür dilemeye başlamıştı. "Kanat kalk!" diye onu çekiştirdiğimde, "affetmeden kalkmam" demişti. Benim yokluğumda daha da fazla içmiş olmalıydı. "Kanat saçmalama ayağa kalk!" dediğimde, "ben senden özür diliyorum Ekim" demişti. Yalvarmaya başlayan Kanat, beni daha da şüphelendirmeye başlamıştı. "Ne için?" diye sorduğumda, Ozan Kanat'ın ağzını kapatmıştı. "Öyle tipik Kanat işte içtiğinde ne dediğini bilmiyor" diye paniklediğinde, elini Kanat'ın ağzından çekmiştim. "Ben susmak istemedim ama kardeşlerim için sustum" diye ilk defa ağlamaya başlayan Kanat'ı şok içinde izliyordum.

Bizi izleyen Leyla, Kanat'ın dediklerini dinlemeye başlamıştı. "Ben Aziz'i korudum, nolur Ekim affet" diye devam konuştuğunda, "arkadaşına zarar vermek istemedik" demişti. Vicdan azabı çektiğini hissedebiliyordum. Elini alnına koyan Ozan, endişeli bir şekilde olanları izliyordu. "Siz?" diye korkarak konuşmaya başlayan Leyla, "beni tekerlekli sandalyeye mi mahkum bıraktınız?" diye sorduğunda, Kanat bu sefer ona doğru gitmişti. "Leyla beni anla, ben susmak zorundaydım" diye nerdeyse cümlesinin içinde kusmak üzere olan Kanat, Leyla'nın en kötü bakışını almıştı. "Bundan sonra benden korkun!" diye Ozan, Melisa ve Kanat'a dönen Leyla, ama daha da sinsi bir şekilde Aziz'e doğru gitmişti. "Ama sen" diye parmağıyla göğüsünü ellediğinde, "seni daha da fena yapacam" demişti. "Keşke beni polise verseydi diye yalvaracaksın" dediğinde, Aziz onu yakasından kendisine çekmişti. "Hadi pantercik, elinden geleni yap" dediğinde, Leyla "Aziz?" diye sormuştu. "Sen zekisen bende sinsiyim, senin fişini çekip, öyle ölecem" demişti. Çok çaktırmayan Aziz, biraz korkmuş gibi görünüyordu. "Unutma Leyla, herkes düşer ama ben düşmem" dediğinde, "herşeyin bir ilki vardır" diyerek yanıma gelmişti.

Leyla'dan hakaret işiteceğime emin olduğum için, kendimi en kötü laflarına hazırlanmıştım. Bana sımsıkı sarılan Leyla, benim afallamama sebeb olmuştu. "Sana da özür borcum var Ekim" diye cümlesine başlayan Leyla, "senden hiç şüphe etmicektim" demişti. İki yandan duygusallaşmıştım. Bir taraftan Kanat'ın acı itirafı yüzünden ama diğer taraftan Leyla ile barışmamıza. "Artık sana kaldı kendi hayatın ama bana mani olma" diye cevap verdiğinde, "Kanat suçunun farkında Leyla nolur ona birşey yapma" demiştim. Leyla sadece omzumu sıvaslayarak, partiden ayrılmıştı. Ozan herkese bağırıp "parti bitti defolun gidin!!" dediğinde, Melisa bile panikle olanları izlemişti. "Salak Kanat, bu salak vicdanın ve alkolün yüzünden bizi de yaktın" dediğinde, Kanat halen olanları anlamamıştı. "Ben sadece böyle yaşamak istemedim" dediğinde, Aziz ona çok kötü bakmıştı. "Abim demem bu sefer ezip, geçerim seni!" diye tehdit etmişti.

Kanat'ı yarın olanlarla yüzleştircektim ama onu bu halde bırakamazdım. Aziz ve Melisa da çıktığında, Ozan yanıma gelmişti. "Ekim" diye konuştuğunda, "ondan ayrılma" demişti. "Bak Ozan yaptığınız iğrenç şey yüzünden sizi destekliceğimi sanıyorsan, yanılıyorsun" diye sinirlendiğimde, "tamam yaptığımız doğru değildi" demişti. Uzun bir nefes alıp, "ama Kanat suçsuz" demişti. "Ozan sende yanıma gelip, iyilik meleğini oynamayı kes" diye cevap verdiğimde, "siz pislik suçlularsınız" demiştim. "Sen Kanat'a bakarsın, sabah da kafası ağrımasın diye bu ilacı verirsin" diye eline ağrı kesici tutuşturduğumda, çok hüzünlü bir şekilde bana bakmıştı. "Biliyorum bizden iğreniyorsun ama biz bunun sonucunun böyle olacağını düşünmemiştik" dediğinde, "evet beni zorbaladığınızda da böyle düşünmüştünüz deme?" diye gitmek istemiştim. Tabi Ozan beni yerimde donduran birşey söyleyene kadar.

"Biliyorum istediğin gibi bir abi olamadım..."








Bu sefer ben bile heyecanlandım 👀
Tüm sırlar perde perde ortaya çıktı şimdi Ekim'de karar verme zamanı.
Kimi seçecek?

Umarım duy beni bugün final olacağı için çok üzülmemişsinizdir ❤️:(
Birşey araya girmezse cumartesi yada pazar yeni bölümümü yazmış olurum ❤️❤️❤️ Kendinize iyi bakın ❤️

Kalbimin sırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin