-14

774 47 44
                                    

Gözyaşlarıma hala hakim olamazken otele doğru yol alıyordum. Ne Ozan'ı ne de Kanat'ı görmek istiyordum. Bu yüzden bu son günümde bile odamı değiştirmeye karar vermiştim. Üstümden alkol döktüğünde, kimse reaksiyon göstermemişti ve Ayşe benim yüzümden bir planın kozu olmuştu. Bunları düşünürken bir yandan sevimsiz miyim diye düşünmüştüm. Çünkü diğer burslulara benim kadar takmıyorlardı. Şimdi nerde olduğumu hiç bilmiyordum ve iyice paniğe kapılmıştım. Ümitsizlikten yere oturup, burda uyumaya karar verdiğimde, arabanın ışığı önümde durmuştu. Kanat olduğunu sandığım için elime bir taş alıp, camına doğru yol almıştım. "Al sana" diye 2 saniyede camını kırmıştım. Gözlerimi açtığımda Kanat'ın değil, Aziz'in camını kırdığımı fark etmiştim.

Kapıdan indiğinde "bu kadar sinirliyiz yani" diye şaka yapmıştı. Ben ise yine paniğe kapılıp, özürlerin birini bırakıp diğerine geçiyordum. "Ya Aziz özür dilerim kafa mı bıraktılar?" dediğimde, yine konuşmaya başlamıştım. "Bak sen bana camının hesabını ver ben öderim." Aziz gülmeye başlamıştı. "Ekim bir kırık cam için girdiğin hallere bak" diyen Aziz'e, siniri bozuk bir gülüşle cevap vermiştim. "Nasıl buldun beni?" diye merak ettiğimde "bende ordaydım sadece kızlar bana değil de Kanat'a baktıkları için görmez" dediğinde, derdini anlamak zor değildi. Çok kıskançtı diğer kardeşler abilerinin durumuna sevinirken, Aziz bir düello kurmuştu abisine karşı. İçimden bana ozaman niye yardım etmedi diye düşünürken, içimi okuyup, "sen şimdi kendine soruyorsundur niye bu çocuk sadece izledi?" demişti. "Yani evet birazcık" dediğimde, "çünkü Kanat'ın gerçek yüzünden korkuyorum" demişti. Nedense içimden dediklerini inanmıyordum yani tamam sinir bozucuydu ama bu kadarı ona bile fazlaydı. "Neyse" diye konuyu kapattığında, "ee yerlerde mi uyucaksın yada otel odana girmek istermisin?" sorusunu soran Aziz benden onu şok eden bir cevap almıştı. "Doğrusu onlarla bir odada olmaktansa, Madrid'in yollarında uyurum daha iyi." Aziz buna ilk defa sesli gülmüştü ve aslında tatlı birisi gibiydi.

Aziz'in 10 dakika ikna etme çabalarından sonra, beni odaya sürmesine izin vermiştim. Hiç müzik dinlemiyordu arabada. Kanat'tan çok farklıydı ve atmosferleri başkaydı.  "Ben olsam seni asla üzmezdim" dediği an, kalbime bir taş oturmuştu. İçimi korku basmıştı. "Burda inebilirmim Aziz?" diye sorduğumda, "tamam dur geldik zaten" demişti. Acaba bana o mesajları yazan anonim çocuk Aziz miydi? Çünkü aynı cümleyi oda yazmıştı bana ağladığımda. Aziz geldiğimizde "Ekim seni kırdıysam-" diye başladığında, "yok senin suçun değil sadece kötü bir gün geçiriyorum" demiştim. "Tamam iyi geceler Ekim" diye gözlerimin içine baktığında, "iyi geceler" diyerek araban çıkmıştım. Aslında kaçmak lafı daha uygun olurdu çünkü korkudan 5 saniye sonra otelin içindeydim.

Yukarıya çıktığımda, Ozan'ı Ayşe'yi teselli ederken görmüştüm. "Dağhan senin değerini bilmiyorsa onun sorunu" dediğinde, Ayşe "senin yaptıklarını unuttum anlamına gelmiyor" demişti. Yani tamam odaya geç gelmiştim ama bunlar kulüpten ne kadar çabuk gelmişlerdi. Ozan Ayşe'yi omzundan okşarken, benim yüzüme sırıtıp "arkadaşın benim elimde" der gibi bir ifadesi vardı. Hemen odaya dalıp, "noluyor burda?" demiştim. Ayşe biraz şaşkın bir şekilde "hiç, Ozan yine bana sataştı ve ondan sonra ciddi sordu nasıl olduğumu" demişti. "Yani tamam Ayşe'yi sevmem ama ağlamasını da istemem" diye yüzüme pişkin pişkin sırıttığında, onu boğmak istiyordum. "Tamam ben geldim sen gidebilirsin" dediğimde, Ozan bana gülerek cevap vermişti. "A a Ekim burasının sadece senin odan olduğunu bilmiyordum." Üff bu çocuk beni çıldırtcaktı. Zaten Dağhanla ayırttı daha ne istiyordu?

Tam düşünürken, Kanat bitmiş bir şekilde yatağına fırlamıştı. Zıbar diye düşünürken, "bugün kimi ayarttın?" soran Ozan'a merakla dinlemiştim. Nasıl yani sadece içki yüzünden geç gelmemişti yani? Aman beni alakadar etmez diye düşünmüştüm. Kanat ise o kadar gidikti ki, artık cevapları saçmaydı. "Ekim gibi oldum nerdeyse" diye konuşan Kanat'a "ne varmış bende?" demiştim. "Tamam sakin cesur kız, yada içkici kız mı desem?" diyen Kanat iyice sinirimi bozmuştu. "Sen git sevgilini devam aldat" diye kavgayı yükselttiğimde, "sanane? Hem o benim sevgilim değil" dediğinde, Ozan sakinlerştirmek amaçlı "Relax ladies and gentleman" demişti. Hiç uğraşamazdım bunlarla. "Uzak durun benden!" dediğimde, Kanat gülmüştü. "Gerçekten bunu istiyormusun?" demişti. Ağzımdan yanında birşey kaçırmadığımı umarak "ne diyorsun sen?" diye sormuştum. Beni rezil etmemek için, yattığı yerden üstüne çekip, saçlarımı arkaya çekmişti. "Rüyanda başka görmüşsünde" dediğinde "saçmalama Kanat" demiştim. Hayır ona bu kozu vermiş olamazdım. Birden fısıldamaya başladığında, geri çekilmiştim ama o kendine geri çekmişti. "Ekim benim dudaklarıma yapışıyordun" diye pişkin gülen Kanat'a "sen de faydalanmışsındır" demiştim. O ise yüzünü ciddi bir ifadeye çevirip "asla" deyip, uyuya kalmıştı. Ben kendimi tutan ellerinden çektiğimde, Ozan bana bakıp "zorbana gemileri yakmadın değil mi?" diye sormuştu. Tamam Ekim sakin, yarın yine geri sürecektik düşüncesiyle, kafamı yastığa koyup "Ozan bu asla olmucak" diye uyumuştum...




Sizce Ozan haklı mı yada Ekim'in nefreti daha mı bastırıyor?"

Duy beni'nin 7. bölümünü beğendiniz mi?

Kalbimin sırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin