-10

904 41 39
                                    

Uyandığımda, tanınmadık bir yerdeydim. "Nerdeyim ben?" diye sersem sorduğumda, Kanat bana "ilk yardım odasına getirdim seni" demişti. Kiminle burda kaldığımı anladığım an, kalkmaya çalışıp, kaçmaya başlıyordum. Kanat bir tutuşuyla beni oturduğum yerde oturtabilmişti. "Ekim saçmalama bayıldın ve hemşire hemen kalkmamalı dedi." Ben bu odunla kalcağıma, o suda boğulurdum daha iyi. "Noldu birden kahramanlığın mı tuttu?" dediğimde, "hayır sadece bir kişinin ölümüne mani oldum" demişti. Yalancı, Leyla'yı sakat bırakırken iyidi ama deme. "Gerek yok!" diye hırçınlaştığımda, Kanat gülmeye başlamıştı. "Neden gülüyorsun?" Uzun süre sessizlikten sonra, cevabını vermişti. "Yani sınıfta attığın tokatı duydum da-" dediği an lafını bölüp "Ee" demiştim. "Ee'si büyük cesaret, o kadar koymuş ki ona, ne yapcağını şaşırmış." Böyle anlattığında benim bile gülesim gelmişti. Sinirim bozuldu diye ama. "Kanat bak pek bir şey istemiyorum sizden, beni sadece rahat bırakın" diye cümlemi bittirdiğimde, "rica ederim Ekim" demişti. Daha neyin rica'sından bahsediyordu bu çocuk ya zaten hepsi şu odun ve kobra'nın altından çıkıyordu. "Neyin ricası?" dediğim an "hayatını kurtardığım için" demişti. "Ay sağol Kanat'ım benim, beni onca zorbadan sonra bari ölüme bırakmadığın için sağol" diye alaycı konuştuğumda " gerçekten sinir bozucusun Ekim" demişti. Kanat kapıya doğru yürüdüğünde, arkasına dönüp "polisleri de kanıtsız üstüme getirmen gereksizdi" diye kızmıştı. Demekki memura anlattığım durumdan haberdar. Bu insanlar bunu hakkediyordu biraz göt korkusu gelsin. Ama kurtarması hoş hareketti gerçekten.

Tabiki Ozan'ın yaptığını yanında bırakmıcaktım. Nerdeyse ölüyordum Kanat gelmeseydi. Elime yine karekterlerini not aldığımda, Ozan'ın zaaflarını kırmızı yazmaya başlamıştım.
-Melisa
-
Ve bundan sonrası aklıma hiç birşey gelmemişti. O an fark etmiştim, Leyla için o sınıf gezisine katılıp, daha çok koz bulup, gerçek yüzlerini ortaya çıkarmam gerekti. Artık orda ne yaparlardı hiç bilmek bile istemiyordum ama böyle şüphe edip, insanları kanıtsız hapise tıkmaktan iyidir.

Annem odaya geldiğinde, "kızım bana bunu anlat" demişti. Allah, yine kızcaktı bana birşey yüzünden. "Anne yine ne yaptım?" dediğim an, kollarının içine almıştı beni. Bir anda ağlamaya başlamıştı "kızım sen neler çekiyorsun o okulda?" Annem gördü mü Ozan'ın beni boğduğu görüntüleri? Halen kendisine gelememiş haldeydi. "Anne nolur sakinleş, onlar sadece şakalaşıyor" diye sakinleştirmeye çalıştığımda, "ben onlarla şimdi bi şakalaşcam..." Annem bu sefer kararlıydı ama planımı alt üst etmemesi gerekti. "Bak annem dinle, sen bana güveniyor musun?" dediğimde "evet ama-" diye başlamıştı. "Peki bana şimdide güvenir misin?" diye sorduğumda, "kızım ama git gide öldürürler" demişti. "Güven bana bu sefer" diye elini kalbime koyduğumda, annem kafasını istemsizce onaylayarak sallamıştı.

10 dakika boyunca anne kız dertleşmesinden sonra, zil çalmıştı. Doğrusu yutkunmak ve ayağa kalkmakta daha zorlanıyordum bunu ama kimseye göstermemeye çalışıyordum. Kapıya doğru yol aldığımda, annem "kim ki o?" diye sormuştu. "Bilmiyorum" dediğimde, kapıyı birden bire açmıştım ve önüme Kanat çıktmıştı. "Kanat?" diye şaşkın baktığımda, bir yandan da adresimi nerden biliyordu diye düşünüyordum. Ama beni bir kere eve bırakmıştı. "Ekim, nasılsın diye bakmaya geldim." Sanki umrundaydı. Arkadaşını sadece polise ihbar etmemden korkuyordu. Annem hiç hayırlı bakmıyordu Kanat'a ve ben "anne yalnız bıraksana" diye rica etmiştim. "Ben yokken boğmasın bide seni, arkadaşların gibi" Kanat şok ve anlayış içinde bakıyordu. "Anne Kanat beni son anda kurtardı" dediğimde, yüzü iyiye değişmişti. "Girsene oğlum" demeye başlamıştı. "Yok sadece Ekimle birşey konuşcam"  dediği an, annem bizi yalnız bırakmıştı.

"Nasıl oldun? diye soran Kanat'a, hiç yüzümü çevirmeden konuşuyordum. "Bir hortumla ölüme terk edilen ve görüntüleri internette olan bir kız ne kadar iyi olabilirse, o kadar." Kanat biraz üzgün bakıyordu. "Ekim o görüntüler silindi ve bu Ozan'ın yaptığı çok büyük yanlıştı." Sinirim bozulmuştu. "Yani tek buydu yanlışı, ondan önce suçlu bendim?" dediğimde, "yani pek haklı sayılmazsın" diye cevap vermişti. Tabi bir zorbadan nasıl empati bekleyebilirdim ki? "Bitti mi Kanat?" diye sorduğumda, "daha bitmedi senin okul gezisine katılcağını duydum" dediğinde, "ee Kanat" diye lafını bölmüştüm. "Gelme demek için geldim" dediği an, gözlerim gülmekten dolmuştu. "Bak bu iyidi Kanat" demiştim. "Şaka yapmıyorum, gelme" dediğinde "kusura bakma da sen kim oluyorsun da bana ne yapmamam gerektiğini söylüyorsun?" Kanat derin bir nefes çekip, kısaca "istemiyorum gelmeni" demişti. Kafayı yicektim ya kim oluyor bu odun? "Kanat hayatımı kurtardığın için sağol ama artık fazla oluyorsun" dediğimde, "gelmiyorsun yani?" diye sordu. Sonunda dayanamayıp, Kanat'ı kapıya doğru itmiştim. "Hadi git artık, seninde onlardan hiç farkın yok" dediğimde, derin bir of çekmişti. Yüzümü ellerine alıp, gözlerimi zorla kendi gözlerine baktırıyordu. "Bizden uzak dur biz tehlikeliyiz" dediği son cümlesi olmuştu. Kanat kapıdan çıktığında, annem "shipledim gitti" demişti. Annem'e ölümcül bakışla bakıp, "onunla olcağıma Ozan'dan beni boğduğu için teşekkür ederim daha iyi" diyerek, odama gitmiştim. Gelen haftasonu tüm hazırlıklarımı yapıp, şu lanet okul gezisine gidecektim.




Ekimi kiminle shiplediniz?
Artık Ekim'in intikam vakti gelmedi mi sizce ;)

Kalbimin sırrıWhere stories live. Discover now