-6

1K 39 20
                                    

Annem çok sinirli bir şekilde baktığı için, mantıklı bir açıklama bulmaya çalışıyordum. "Nefret ettiğim çocuk beni arabasına zorladı" desem, inanmazdı ondan kısaca "bir arkadaş" diye cevap vermiştim. "Sen her arkadaşınla mahallenin içine kadar sürüp, gezinir misin?" sorusuna sadece kafamı sallamıştım. "Sana inanamıyorum resmen bana güvenmiyorsun." Annem niye bana güvenmiyordu ve neden bu yaşımda daha sorguya çekiyordu hiç bilmiyordum ama bu benim baya canımı sıkıyordu. „Doğruları söylesen güvencem ama yalan söylediğin belli" diyen annem'in sorgusunu çekemeyip, odamı kapatmıştım. Herkesten ve herşeyden usanmıştım ve ağlamaya başladığımda, telefonumun açıldığını fark etmiştim.
Anonim.: Ben olsam seni asla üzmezdim!
Korkudan telefonumu elime alıp, ona yavaşça geri cevap yazmaya başlamıştım.
Ekim.: Ne?
Anonim.: Sen onlardan daha iyisin!
Bu çocuk kimdi ve nasıl hissettiğimi nerden biliyordu? Olanlardan sonra yorgunluktan uyumuştum.

Sabah Leyla'nın en sevdiği pastasıyla evinin önünde bekliyordum. Ona çok ihtiyacım vardı şu an ve onu merak ediyordum. 3-4 defa zile bastığımda, "ne istiyorsun?" diye patlamıştı Leyla. "Seni merak ettim" dediğimde gülerek "sen Kanat'ı daha çok merak ediyorsun" cevabını vermişti. "Anlamıyorum" dediğimde, bana Kanat'ı öptüğüm görüntüleri göstermişti. "Leyla dur, ben sadece Melisa'yı sinirlendirmek istemiştim." Nedensizce hesap soruyordu bana çünkü Kanat'ı tanımıyordu bile. "Ama sen beni sinirlendirdin, Melisa'yı değil" diyen Leyla'ya "neden Kanat yüzünden böyle bir tepki verdin?" diye sormuştum. Sessizlik vardı şimdi, demek ki kendisi sebebi bilmiyordu. "Sen benim için yazılmadın o okula, ancak kendini düşündüğün için beni bahane diye kullanıyorsun." İnanamıyordum ona ben resmen zorbadan zorba atlatırken, bana geldiği şeylere inanamıyordum. "Leyla sen hiç benim nasıl hissettiğimi sordun mu?" diye sorduğumda, Leyla "sormama gerek yok, senin keyfin yerinde" diye konuşmuştu. Bu cümle bana kimseye güvenemiceğime kanıt olmuştu çünkü beni kardeş gibi uzun tanısada, benim gerçek ve acı çeken tarafımı bilmiyordu. "Tamam boşver" diye pastayı orda bırakarak gittiğimde, Leyla camını güm diye kapatmıştı. Kim ona bu görüntüleri yolladı diye merak ederken, Kanat aklıma gelmişti. Ona sürpriz ziyaret olup, güzelce soruşturcaktım.

Adresini bulmak zor değildi çünkü Ayşe, Dağhan'dan öğrenip, bana devam yöneltmişti. Elimdeki karta bakıp, Kanat'ın evine yol almıştım. Biraz heyecanlıydım doğrusu ama sinirim tepemdeydi. Zile bastığım an, kavga eden bir Kanat'ı duymuştum. "Keşke senin gibi bir babam olmasaydı!" duyduğum an, aynı zamanda Aziz kapıyı açmıştı. "Aa Ekim? Geldiğine sevindim ama keşke burda görmeseydim" diye konuştuktan sonra, beni eve davet etmişti. "Ben Kanat'la konuşmaya geldim" dediğim an, yüzü düşmüştü. "Tabi zaten her gelen, genelde öyle söyler" diye mırıldanmıştı. Beni yukarı kadar götürüp, Kanat'ın odasını göstermişti. Bu çocukta da vardı bir gariplik, sanki abisinin gölgesinde yaşayıp, sıkılmaya başlamıştı gibi.

Kanat'ın odasına pat diye daldığımda, karşı karşıya geldiğim manzara beni şaşırtmıştı. Sadece bir havlusu olan ve onu bile soymak üzere olan Kanat, bana şaşkınlık içinde bakıyordu. "Ekim?" dediğinde "Sana hesap sormaya geldim" diye cevap vermiştim. Sinirli bir şekilde kolumu tutup "Adresimi nasıl buldun?" diye tıslamıştı. "Nasıl bulduysam buldum, sen bana önce niye bu görüntüyü Leyla'ya gösterdiğini anlat" diye telefonumda ki görüntüyü göstermiştim. Doğrusu Kanat'ın bakışı beni korkutmuştu onu hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Kolumu daha da sıktığında, acıdan geri çekilmiştim. "Sen bunun şaka olduğunu mu sanıyorsun?" diye soran Kanat 'ın neden böyle sinirlendiğini anlamak zordu. "Hayır ama sen beni şaka diye görme istiyorsan" dediğimde "Çek şu lanet telefonu, ben ne seninle ne de Leyla'yla uğraşacak değilim. Sen kimsin bir kere?" diye ironik gülen Kanat, biraz da olsa egomu kırmıştı. "Şimdi git ve evimi terk et, yoksa fena oluruz" diyen Kanat'a bağırmaya başlamıştım. "Pardon ama sen hayatımı karıştırıp, evine çekilemezsin." Bir derin nefes aldıktan sonra "Şimdi babanla niye kavga ettiğini anladım" demiştim. Keşke bu lafı dedikten sonra kaçabilseydim ama laf söylenmişti. Bi andan bana aşık gibi davranıp, bir yandan söven Kanat, benim sinirimi bozmaya başlamıştı. "Hiç bir şey bilmeden konuşmak ne kadar da kolay değil mi?" diye soran Kanat'ın yüz ifadesi biraz üzgündü. Eliyle belimi sardığında, aklım iyice karışmıştı. "Çık yoksa önünde giyinirim" dediği an "sapık mısın?" diye sorup, çıkmıştım odasından. Kanat değil miydi yoksa?




Evet millet çok aktif olamıcam ama yazmaya vaktim olduğu an, yazacam.

Sizce kimdi o görüntüleri Leyla'ya yollayan?

Kalbimin sırrıWhere stories live. Discover now