-70

258 31 87
                                    

Bugün hiç uyanasım yoktu. Öğretmen bize evde yapmamız gereken bir ödev vermişti. Daha çok detay vermek gerekirse, grup projesiydi. Ve ne hikmetse Kanat yine grubumda vardı. Onun davranışlarından hoşlanmadığım için aramızda komik bir tansiyon oluşacaktı. Birden mesaj gelmişti.
Leyla.: Herkesi ekledim mi?
Ben.: Evet
Aziz.: 👍
Kanat.: evet
Ozan.: yes
Melisa.: evet aşko
Leyla.: tamam süper ozaman. Kimde ve ne zaman buluşuyoruz?
Aziz.: bizim ev bugün boş daha doğrusu tüm hafta
Melisa.: Leyla mesaj alındı mı? ;)
Leyla.: boş boş konuşmayın 💀
Ben.: peki ne zaman?
Kanat.: bizde saat 7'de derdim
Ben.: tmm
Kanat.: adres yollamama gerek yok sen bilirsin zaten ;)

Pislik ukala herif kendini ne zannediyor yine? Tam birşey yazmak istediğimde, annem odaya girmişti. "Kızım baban aradı" dediğinde, "anne o adamdan hiç birşey duymak istemediğimi söylemiştim aslında" demiştim. Yatağıma oturduğunda, uzun bir of çekmişti. "Ozan ve senin için velayet davası açacakmış" diye konuştuğunda, istemeden gülmeye başlamıştım. "Bu adam kafayı yemiş galiba" dediğimde, "nasıl aklına böyle şahane bir fikir gelmiş?" demiştim şaşırarak. "Maddi olarak kendini daha da layık görüyormuş" diye cevap verdiğinde, "ama Ozan'ın ailesi-"demeye çalışmıştım. "Kızım onlar ama kanından değil ve gerçek babası olduğu için kolaylıkla kazanabilir" demişti. Annem ağlamaya başladığında, durumun ciddiyeti anlamam bir olmuştu. "Tamam panikleme" diye kendim endişelendiğimde, "beni onca sene bıraktığını söylerim mahkemede" demiştim gözyaşlarını silerek. "Kızım biz daha bozulan çamaşır makinasını tamir ettiremedik" diye şimdiden kaybetmiş gibi konuşan annem "maddi olarak onda daha da güvende olduğunu düşünecek savcı" demişti daha da ağlayarak. "Tamam çalışırım" dediğimde, yanağımı okşayıp "kızım 1000tl üzere konuşmuyoruz adamın firması var" demişti benim de hevesimi yok ederek. Ne olursa olsun o baba denilen adamla ve Ozanla bu durumu konuşacaktım. Eminim o da mutlu olmazdı böyle bir tekliften.

Annem'i sakinleştirip, kendim ağladıktan sonra giyinmeye başlamıştım. Hiç oraya sürcek halde değildim. Ne ders yapacak kafadaydım ne de Kanat'la uğraşacak haldeydim. Ama Ozan'ı görmem gerekiyordu. Aynanın karşısında kapatıcıyla göz altlarımı aydınlattığımda, üzerime oversized bir tişört giyinmiştim. Saçlarımı da olduğu gibi bırakıp, dışara çıkmıştım. Bir elimde telefon vardı ve bir elimle ayakkabımı giyinmeye başlamıştım. Babam sonunda açtığında, direkt bağırmaya başlamıştım. "Noldu hayatımı mahvettiğin yetmedi galiba?" dediğimde, "senin yüzünden herifler bana babasız olduğum için laf sokuyorlar. Bide önüme dikilip, velayet davası açmışsın" diye gülmeye başladığımda, "bak beni dinle, kendimi bıraktım artık ama annemi bir daha üzersen o borç yaptığın adamları üzerine salarım" demiştim. Babam ağlamaya başladığında, ona ne kadar hakaret ettiğimi farketmiştim. Aynı zamanda çok rahatlamıştım. "Kızım senin o zengin çocuklarından ne farkın var?" diye ağladığında, "çok farkım var şükürler olsun ve onlar gibi de olmak istemiyorum" dediğimde, yüzüne telefonu kapatmıştım. Elimle taksiyi durdurup, adresi vermiştim. Çok hafif bir şekilde burnumu çekip, ağlamıştım yol boyunca.

Yine göz altlarımı kapatıp, sahte gülümsememi prova almıştım. Sonunda başardığımda, Kanat'ın lanet evine gelmiştim. Zile bastığımda, 2 dakka sonra açmıştı. Önümde ıslak saçlı ve açık bir gömlekle dikildiğinde, bir eliyle de kapıdan destek alıyordu. Donup, kaldığım için, bana sırıtmıştı. "Böyle baktığına göre ya beni öldürmek istiyorsun ya da benimle yatmak istiyorsun" dediğinde, şaşırıp kalmıştım. İlk defa bu kadar açık sözlü olmuştu benimle. "Rüyalarında ancak" dediğimde, "hangisi? Çünkü ikisi de senin ellerinden mükemmel olurdu" demişti kapıdan çekilerek. Eve girdiğimde, daha kimsenin gelmediğini farketmiştim. "Bakınmana gerek yok, daha kimse gelmedi" dediğinde, zamana bakmıştım. Hayır resmen 1 saat önceden gelmişim bilmeden. "Sende galiba beni özleyip, bekleyemedin" diye güldüğünde, "benimle uğraşmayı keser misin?" demiştim. Kanat da şaşırmış olmalı çünkü kapıyı da geç açmıştı. "Doğrusu bu kadar erken gelmen beni sevindirdi" diyerek bana yaklaştığında, ben arkaya doğru yürümüştüm. "Anlaşıldı ben yanlış zamanda gelmişim" dediğimde, "yani evet biraz azgın bir aktivitede böldün beni" demişti beni utandırarak. "Ya Kanat nolur bana detay verme artık" dediğimde, "bu daha hiç birşeydi" demişti sigarasını yakarak. Evinde sigara yakan insanları da hiç anlamıyordum. Duvarlara geçmiyor muydu?

Kalbimin sırrıWhere stories live. Discover now