-76

243 27 55
                                    

Ekim.:
Kanı donmuştu ve elleri titremeye başlamıştı Kanat'ın. Kontrolü kaybediyordu maalesef. Direkt çocuktan ayrılıp, ağzına kuvvetli bir şekilde çakmıştım. Çocuk çok pişman görünmüyordu ve bu Kanat'ı daha da sinirlendiriyordu. "Hatırladın mı beni Kanat?" diye patlamak üzere olan Kanat'a döndüğünde, ağzına anında üst üste yumruk yemişti. Ağzını gülerek silen çocuk, "güzel değilmiş demekki" demişti. "Bak kimsin hiç umrumda değil ama bundan sonra belanı benden bulcaksın" diyerek yakasından çekmişti çocuğu. Aralarında çok az mesafe vardı ve karşısındaki çocuk bundan rahatsız olmamıştı. Sırıtmaya başladığında, Kanat onu arka arkaya kaktırmıştı. Sonunda onu duvara sıkıştırdığında "kimsin ve neden bu kadar çabuk ölmek istiyorsun?" demişti. "İki tane harf vercem sana ondan sonra okulda görüşeceğiz" diye konuştuğunda, aynı zamanda kendini Kanat'ın ellerinden kurtarmıştı. "Eski sevgilim" demişti Kanat'ın aklını karıştırarak. Çok sürmemişti ve birden aklına gelmişti. "Sen benden böyle mi hıncını alacaksın?" diye güldüğünde, "daha hiç birşey yapmadım ki" demişti.

Ne olduğunu hiç birimiz anlamamıştık. Kanat bu lafını duyunca ellerini boynuna yapıştırmıştı. Nefes alamayan çocuk artık elleriyle çırpınmaya başladığında, ben Kanat'ı geri çekmiştim. "Kanat! Çocuğu öldüreceksin" dediğimde, "beter olsun!" demişti daha kendini biraz geri tutarak. Ben olmasam yada benim için iyileşmek istemese muhtemelen onu çoktan boğmuştu bile. Ellerinden kurtulan çocuk gitmeden önce "beni sakın unutma güzelim" demişti benim çenemi okşayarak. Kanat arkasından gitmek istediğinde, Ozan geri çekmişti onu. "Tamam Kanat şu gerizekalı için attığın adımları yoka sayma" demişti terapiyi ima ederek. Şu an Kanat sinirden zor nefes alıyor gibiydi. Onu sakinleştirmek için onu yavaşca öptüğümde "bak bu dudaklar sadece senin için" demiştim ensesini okşayarak. Gerçekten de taktiğim işe yaramıştı ve nefes alış verişi düzelmişti. "Hadi geri girin havuza bu mal yüzünden hevesinizi kırmayın" diye bizi geri çağıran Bekir'e gülümsemiştim. Kanat'ın kolunu okşadığımda, havuza girmiştik yine geri.

Onun ama moreli artık hiç yüksek değildi ve bu salak Nisa Kanat'a her ikinci dakka iyi olup olmadığını soruyordu. Artık sinirden "iyi canım sormana gerek yok" demiştim. Önüne döndüğünde, Aziz'de yanımıza gelmişti. "Neden herkes bu kadar gergin?" diye sorduğunda, "ee bu kadar geç gelirsen hepsini kaçırırsın" demişti Leyla ciddi bir şekilde. "Sorma aslında girmicektim ama senin burda olduğunu duyunca"  diye konuştuğunda ağzından kaçırdığı belli olmuştu. "Benim burda olduğumu duyunca mı?" diye geri soran Leyla biraz kırmızı olmuştu. "Benim burda olmam neden önemli senin için Aziz?" diyerek üstünden bastırdığında, Aziz kafasını okşamıştı. "Çünkü-" diye takıldığında, "bende bilmiyorum" demişti kafası karışık bir şekilde. Aziz ve Leyla'yı birlikte çok tatlı ve uyumlu buluyordum ama sanki Aziz aşkını itiraf etmekten kaçınıyor gibiydi. Ve bu Leyla'nın gerçek anlamda canını sıkıyordu. "Aa Nisa?" diye birden gülümseyen Aziz bile onunla iyi anlaşıyor gibiydi. "Merhaba Azizcim" diye geri konuştuğunda, Leyla gözlerini döndürmüştü. Herkesi izlerken içkiyi biraz fazla kaçırdığımı anlamaya başlamıştım. Biraz yavaş reaksiyon göstermeye başlayıp, kafamın döndüğünü hissettiğimde, Kanat elimdeki bardağı artık uzak bir yere atmıştı.

Kanat.:
"Yeter Ekim ya, deminden beri kendini sarhoş ediyorsun" diye kızmaya başladığımda, Ekim sadece anlamsız şekilde gülmeye başlamıştı. İçtiği alkol muhtemel votka olmalıydı çünkü çok içmeden sarhoş olmuştu. Melisa gülerek "ben sarhoş Ekim'i daha da seviyorum" dediğinde, "yani biraz şakacı olması burayı şenlendiriyor" demişti sevinerek. Melisa gerçekten dünyaya sadece zevk için gelmiş gibi davranıyordu. Onun için hayatında kalıcı birşey yoktu ve diğerlerinin hatalarından kendini mutlu ediyordu. "Aklıma muhteşem bir fikir geldi" diye ellerini havaya kaldıran Ekim'e şaşkın bir şekilde bakmıştım. Sanki insan değişmişti gibiydi. "Hepimiz kendimiz üzere bir sır vereceğiz" dediğinde "gerçekten çok eğlenceli bir fikir" diye katılmıştı herkes. Bi ben çok hoşlanmamıştım bu olaydan. Ekim şu an ne yaptığını yada ne dediğini bilmiyordu ve kendisi üzere kötü bir sır verebilirdi. Burun kıvırdığımda, "Kanat ya bir kere hevesimizi kırma" demişti Melisa. Halen çok isteksiz göründüğümde "hadi be abi" diye konuşan Ozan da benim fikrimi değiştirmeye çalışıyordu. "Hadiii Kanat" diye kolumu suya çeken Ekim bana çok tatlı ve enerjik gelmişti. "Tamam yapalım" dediğimde herkes "oh be" demişti.

Kalbimin sırrıWhere stories live. Discover now