-25

656 42 63
                                    

Sahneye çıktığımda, mikrofonu elime alıp, terlemeye başlamıştım. Aramızdaki bu bağ bugün son kez kopacaktı ama ben buna hazır mıydım hiç bilmiyordum. "Gördüğünüz bu 3 öğrenci hayatınızda görebileceğiniz en iğrenç insanlar" diye konuşmaya başladığımda, Ozan kudurmuştu. "Birisi şu varoşu sahneden alsın!" diye güvenliğe bağırdığında, "neden Ozan? Sadece eğleniyor" diyen Ayşe, susturabilmişti onu. "Neden diye soruyorsunuz şimdi kendinize? dediğimde, Ozan'a gösterip, "çünkü bu zavallı zengin bebesi arkadaşımı oyun olarak gördü ve bunların hepsi bunu bilerek sustular." Kanat "in artık" diye kolumu çekiştirdiğinde, "bırak" diyerek, ittirmiştim. "Sizce bir insan neden bu kadar nefret besler?" diye sorduğumda, herkes aralarında konuşmaya başlamıştı. "Ben söylim. Çünkü bunlar hiç sevgi görmemiş" dediğimde, Kanat yutkunmuştu. Melisa bana en kötü bakışını atıp, benim dediklerime gülmeye başlamıştı. "Şu an güldüğüne bakmayın, içinde ne kadar kırık bir kız çocuğu var bilmiyorsunuz" demiştim. Melisa bana bakarak "beni asla üzemezsin" demişti. "Ben üzemem seni, çünkü seni sadece annen ve Kanat'ın terk edişi üzebilir" dediğimde, üstüme gelmeye başlamıştı. Ayşe ama benim tarafımı tuttuğu için onu benden geri çekmişti.

Hırsım bastırdığı için devam yapıyordum. "Ozan peki niye Ayşe'yle oynadı yada bu kadar zorbalık işledi diye sorarsanız" diye cümleme başladığımda, Ozan özgüvenli bir şekilde "evet soruyorum" demişti. "Çok basit çünkü o çocukken bile istenmemiş ve cami avlusuna bırakılmış. Şimdiki ailesi ise hiç gurur duymuyor onun yaptıklarıyla" dediğimde, Bekir bile şok bir ifadeyle izliyordu. Ozan bunu beklememiş gibi baktığında, son kişiye geçmiştim. "Şu an yanımda duran öğrenci ise en kötüleri" derken Kanat'ı işaret etmiştim. O ise elimi tutmaya çalışıp, "yapma bunu, hırçın kız" demişti. Ama artık çok geç'ti onun yaptıklarına ve işlediği şiddete seyirci kalamazdım. Boğazım düğümlense bile konuşmuştum. "Ailesinde gördüğü şiddeti bize uyguluyor" dediğimde, Melisa çok şaşırmış bir şekilde "nasıl Kanat?" diye sormuştu. "Demekki yılan arkadaşlarına bile anlatmamış. Ama unutma Kanat, yaşadıkların için biz suçlu değiliz" diye kalbine doğru parmağımla dokunduğumda, gözleri dolmuştu. "Sen asla değişmiceksin" dediğimde, Kanat bana çok kırgın bir şekilde bakıyordu. Kulağıma eğilip, "bu sefer canımı çok yaktın, kahraman kız" demişti. Ve o an fark etmiştim, ne kadar derin yaralar açtığımı.

Elektriği çeken Dağhan "Ekim onlar gibi olma!" diye beni kendime getirmişti. Sahneden indiğim an, büyük bir karanlığın içine düşmüştüm. Kanat bana ilk defa düşmanı gibi bakmıştı ve bu beni mahvetmişti. Ozan da Melisa'yı zor tutuyordu bana saldırmaması için. "Ekim istersen biz gidelim artık" diye beni çekiştiren Ayşe, "neden? Benden rahatsız olanlar gider" demiştim. Aziz bizi uzaktan izliyordu ve nedense sırıtıyordu. Önünde abisini bıçaklasam yinede sırıtırdı bu çocuk. Tüm bu bilgileri Aziz'den almıştım ve bu plan fikri de onundu. Belki bilmeden şeytanla iş birliği yapmıştım. Tüm zorbalanan öğrenciler yanıma gelip, teşekkür etmişti ama ben yinede tamamen sevinemiyordum. Ben ne yaptıysam adalet için yapmıştım ve Leyla'yı bu hale getirenlere ceza çektirmek için.

Partiden çıktığım an, Ayşe'yi arıyordu gözlerim. Ama sadece Aziz'e denk gelmiştim. "Benden iyi iş başardın. Belki Kanat'ın dediği gibi bir kahraman kızısın" demişti. "Aziz sen bana niye Kanat üzere bunları anlattın? diye merak ettiğimde, "herşeyi ve herkesi her koşul altında, almayı başarabilen tavrından bıktım çünkü" dediğinde, ona korkar gibi bakmıştım. "Peki Ozan ve Melisa üzere bunları nerden biliyordun" diye sorduğumda, Aziz hafif sırıtmaya başlamıştı. Ama bu normal bir yüz ifadesi değildi, çok korkutucu bir hırs vardı yüzünde. "Ne dedim ben sana, soru sormak yok, ben bilirim" demişti. "Şimdi Kanat'ın gerçek yüzünü göreceksin" diye uyardığında, "ben ondan korkmuyorum" demiştim. Aziz bana yaklaşıp, kolumu okşamıştı. "Bundan eminim" diye yürümeye başladığında, yine içim rahat değildi. "Senin o anonim olduğunu biliyorum" diye bağırmıştım arkasından. O ise yavaş bir şekilde üstüme doğru yürümeye başlamıştı. "Ne fark eder?" dediğinde, "sen hep böyle gizli profil yapıp, tanımadığın insanlarla iş birliği yapar mısın?" diye sormuştum. Kafamı elleyip, "sen böyle düşünceğine, yarın okulda nasıl hayatta kalacağını düşün. Kanat boğa gibidir şimdi" diyerek güldüğünde, çok zaferli bir şekilde yürümüştü. Bunu yaparken ıslık çalıyordu. Ondan korkmamak elde değildi.

Eve geldiğimde, aklımda Kanat vardı. Arkama dönüp uyumaya da çalışsam, başaramamıştım. Onun o kırgın yüzü ve iyi anılarımız önümde oynuyordu. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. "Ekim sen yanlış bir şey yapmadın, o kaç insanın hayatını mahvetmiştir" diye kendimi avuttuğumda, aklıma Aziz şeytanıyla plan yaptığım gelmişti. Belki de Aziz madur değildi ailede ve Kanat onu dövmemiştir? Ben niye bunları düşünüyordum bilmiyorum ama bugün Kanat benim günümü güzel yapmak için herşeyi yapmıştı. Yani tamam Can'a zarar verip, beni bir kaç sefer rezil etmişti ama ben onun seviyesine düşmek zorunda değildim. Belkide yaptıkları için bir açıklama vardı. Melisa ve Ozan'a yaptıklarım az bileydi onlar tek dostumu üzmüşlerdi. Ve maalesef Kanat da buna dahil olmuştu.

Yarın beni nelerin bekleyeceğini bilmiyordum ama Kanat ve ben artık iki düşmandık bu kadarı belliydi.




Sizce Ekim'in yaptığı yanlış mı yoksa doğru muydu?
Ve Ozanla Ayşe bundan sonra barışabilir mi?

Kalbimin sırrıWhere stories live. Discover now